Devlet Silahıyla İşlenen Cinayetlerin Hesabı...

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, devlet silahıyla işlenen cinayetlerin hesabının sorulmasını, koruculuk sisteminin de derhal lağvedilmesini istedi.

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde, 4 Kasım günü öğlen saatlerinde korucuların bir aracı uzun namlulu silahlar ile taraması sonucu dört kişi hayatını kaybetti. Korucu zulmünün ve sultasının bölgede fütursuzca devam ettiğini bir kez daha açıkça gözler önüne seren bu olayda ölenlerin ve öldürenlerin korucu olmaları ve ayrıca aralarında akrabalık bulunması, olayın trajik ve vahim boyutunu gözler önüne sermektedir. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, devlet silahıyla işlenen cinayetlerin hesabının sorulmasını, koruculuk sisteminin de derhal lağvedilmesini istedi.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nden yapılan açıklama:

DEVLET SİLAHIYLA İŞLENEN CİNAYETLERİN HESABI SORULMALIDIR!

KORUCULUK SİSTEMİ DERHAL LAĞVEDİLMELİDİR!

5 Kasım 2009

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde, 4 Kasım günü öğlen saatlerinde korucuların bir aracı uzun namlulu silahlar ile taraması sonucu dört kişi hayatını kaybetti. Korucu zulmünün ve sultasının bölgede fütursuzca devam ettiğini bir kez daha açıkça gözler önüne seren bu olayda ölenlerin ve öldürenlerin korucu olmaları ve ayrıca aralarında akrabalık bulunması, olayın trajik ve vahim boyutunu gözler önüne sermektedir.

Söz konusu olayla ilgili devletin ihmalinin bulunduğuna dair güçlü iddialar dillendirilmektedir. İki ailenin arasında geçmişten kaynaklanan bir husumet bulunduğu ve birkaç defa bu nedenle yaşanan sorunların Ergani Jandarma Karakoluna intikal etmesine rağmen karakol yetkililerinin olayı ciddiye almadıkları iddia edilmektedir. Karakol yetkililerinin yanında defalarca ölüm tehditlerinin savrulmasına rağmen, karakola yapılan başvurular hukuki mercilere taşınmayıp, korucuların silahlarıyla dışarı salındığı ve adeta bu katliama davetiye çıkarıldığı bir başka iddia olarak gündemde durmaktadır.
Olayda hayatını kaybeden kişilerin, yaklaşık bir ay evvel; ölüm tehditleri aldıkları ve can güvenliklerinin bulunmadığı gerekçesiyle İHD Diyarbakır Şubesi'ne başvurdukları İHD kaynaklarınca da doğrulanmaktadır. Yapılan başvuru sonucu söz konusu tehditleri, adli ve idari makamlara ileten İHD yetkilileri, bir ay geçmesine rağmen yaptıkları başvurulara yetkili makamların bir cevap vermediklerini belirtmişlerdir. Bu da açıkça göstermektedir ki; bu katliam, devletin bilinçli ihmali sonucu meydana gelmiştir.

Bilge (Zangırt) köyünde korucular eliyle gerçekleştirilen katliamdan sonra, günlerce kamuoyunda korucuların bugüne kadar estirdiği terör kınanıp, bu sisteminin derhal lağvedilmesine yönelik talepler güçlü biçimde dillendirilmişti. Buna rağmen, iktidar ve genelkurmay korucuların yıllardır yol açtığı bu korkunç tabloyu ve olayları görmezden gelerek, tasallut üreten bu sisteme arka çıkmayı sürdürmüşlerdi. Oysa bölgede yıllardır yaşanan acılarda korucuların payı, diğer zulüm odaklarının payından hiç de az değildir.

Yıllardır bölge halkının üstüne kâbus gibi çöken, insanların nefretle baktığı bu sulta yapısı, her geçen gün toplumsal kutuplaşmayı artırmaktan ve öfkeleri kabartmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Yaşanan bu son olay da göstermektedir ki, bölgede koruculuk düzeni devam ettikçe; cinayetler, katliamlar ve bu sistemden kaynaklanan diğer hukuksuz uygulamalar sona ermeyecektir. İçişleri Bakanı Beşir Atalay koruculuğu gündeme almadıklarını söyleyedursun, devlet silahıyla cinayet işleyen koruculuk devam ettikçe, bu gibi katliamların vuku bulması işten bile değildir.

OHAL döneminin kendine özgü karanlık sürecinde palazlanan, keyfi biçimde istediğini "terörist, teröre yardım eden v.b" diye yaftalayarak öldürme hakkını kendinde bulan ve devletin silahını elinde tutmanın sunduğu özgüvenle binlerce hukuksuzluğa yol açan koruculuk sistemi derhal lağvedilmelidir. Kürt sorununun adil biçimde çözülmesi isteniyorsa, öncelikle yapılması gereken ilk ve en önemli icraatlardan biri, bu yapının tamamen yok edilerek tarihe gömülmesi olmalıdır.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak yetkili mercilerce cevaplanmak üzere şu soruları soruyoruz:

·         Olaydan yaklaşık üç ay evvel iki aile arasında vuku bulan husumetle ilgili Aras ailesi adına Ergani Emniyet Müdürlüğüne veya Jandarma Karakoluna herhangi bir başvuru yapılmış mıdır?

·         Eğer iddia edildiği gibi kolluğa herhangi bir başvuru varsa, bu başvuruyla ilgili hukuki anlamda neler yapılmıştır?

·         İHD Diyarbakır Şubesinin, bir ay evvel Aras ailesi adına yapılan başvuruyu gerekli adlî ve idarî mercilere iletmesine karşın herhangi bir tedbir alınmış mıdır?

·         Haklarında tehdit suçlaması yapılan korucuların silahlarına neden el konulmamıştır?

·         İçişleri bakanlığının koruculuk sisteminin kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir çalışması olacak mıdır?

·         Olayda ihmali olan adlî ve idarî kurum yetkilileri hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?

Av. Serdar Bülent Yılmaz

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı

Basın Açıklamaları Haberleri

Özgür-Der Diyarbakır'dan Kürtçe trafik uyarılarının silinmesine tepki
"Ahlaksızlığı yaymayı ideoloji haline getiren sapkın akımların tahribatlarını kabul etmiyoruz"
Diyarbakırlı İslami kuruluşlardan Kulp kaymakamına tepki
İran’ın Kürdistan’da sivillere yönelik yaptığı saldırıları kınıyoruz!
Şeyh Said Efendi ve davası onurumuzdur!