Danıştay'ın, Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini durdurmasına tepkiler devam ediyor.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi gençliği, kararı protesto eden pankart, döviz ve sloganlarla Ofis semtinde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
"Susmak Onaylamaktır, Susmayacağız! Danıştaya ve Kararına Hayır!" pankartının açıldığı eylem, Aytaç Gözcü'nün giriş konuşmasıyla başladı.
Gözcü, yüzbinlerce öğrencinin mağdur olmasına yol açan, danıştayın hukuku katleden kararını protesto etmek için toplanmış olduklarını söyledi.
Kararı tanımayacaklarını ifade eden Gözcü, "bizler bu kararı tanımadık, tanımayacağız. Halka ve halkın tüm değerlerine saldırarak bekasını korumaya gayret eden ve bunun için cuntacılarla sürekli işbirliği içinde olan oligarşik yargı bürokrasinin, işlediği cürümlerin son bulması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz."
Ak Parti'yi geçici çözümlerle zaman kaybetme yerine, köklü ve kalıcı çözüm için sistemin despotik yüzüyle hesaplaşmaya çağıran Gözcü, Özgür-Der gençliği olarak, "dayatılan tüm engellere karşı direnişimize devam edeceğiz. Bu zulümler sürdükçe bizler de meydanlarda olacağız. Eğitim hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı çıkmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Ardından, Hacer DEMİR Diyarbakır Özgür-Der Gençliği adına basın açıklaması okudu. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararını TSK'nin talebi doğrultusunda aldığını ifade eden Demir, alınan kararla hukuk, adalet ve eşitlik gibi kavramların, yargı bürokrasisi için birer tekerlemeden ibaret olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Konuşması sık sık, "Tekbir, Cübbeli Darbe Düzenine Son! Müslüman Zulme Boyun Eğemez, Kahrolsun Yargı Despotizmi! Cuntaya Hayır Eğitime Özgürlük! Direne Direne Kazanacağız, Uyan Diren Özgürleş, Üzülme Gevşeme Allah Bizimle! Zulme Karşı Direneceğiz! Cuntacı Yargı Hesap Verecek!" şeklinde sloganlarla kesilen Demir, hükümete seslenerek, "Bu hukuk cinayeti karşısında, Başbakan ve hükümet yetkilileri verdikleri beyanatlara sadık kalmalı, "ideolojik ve siyasi" diye nitelendirdikleri bu kararın ve tüm hukuksuz uygulamaların önüne geçmek için, kapsamlı bir anayasa değişikliği yapmalıdırlar" dedi.
Gasp edilen eğitim haklarını alana dek Özgür-Der gençliği dek mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Demir, "Gasp edilen tüm haklarımızı alana kadar ve zulüm son bulana kadar direnişimizi sürdürmeye, mücadelemizi devam ettirmeye kararlıyız" şeklinde konuştu.
"Cuntacı Yargı Hesap Verecek! Yürütme Durdu, Yürüyüşe Devam! Danıştay Açılım: Zulme Devam! Hiçbir Kararımız Size Danışmadık Danışmayacağız! Al-Danış-Ta-Yız! Düz Liselerden de Eyleme Destek Var! Yasakçılar Yenilecek Direnenler Kazanacak!" şeklinde dövizlerin açıldığı eylemde, Özgürlük Türküleri müzik grubunun seslendirdiği Slogan adlı parçayla coşku ve kararlılık doruğa yükseldi
Dışarıdan çok sayıda vatandaşın de alkışlarla destek olduğu eylem, sesiz bir şekilde sona erdi.
Islah-Haber
Açıklamanın tam metni:
SUSMAK ONAYLAMAKTIR, SUSMAYACAĞIZ!
DANIŞTAY'A ve KARARINA HAYIR!
28 Şubat sürecinde cuntacıların dayattığı ve bir türlü çözülmeyen katsayı eşitsizliği kararının YÖK tarafından iptal edilmesine rağmen; hukuksuzluğu şiar edinen Danıştay, YÖK'ün almış olduğu bu kararın yürürlüğünü durdurarak, yargı bürokrasisinin hukuktan ve adaletten yana olmayacağını, aksine bu ülkede cuntaların emrine amade olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir.
Bilindiği gibi, Danıştay 8. dairesi bu yılın Ağustos ayında katsayı mağduru bir öğrencinin yapmış olduğu başvuruyu değerlendirip, katsayı belirleme yetkisinin sadece YÖK'te olduğu kararına varmıştı. Danıştay'ın aynı dairesi, YÖK'ün eğitim yılının başında yaptığı katsayı değişikliğini içine sindirememiş olmalı ki; cunta yanlısı İstanbul Barosunun itirazını, kendi almış olduğu kararı hiçe sayarak kabul etmiş, akla ve vicdana sığmayan bu hukuk cinayetine yol açmıştır.
İslam'dan ve İslami olan her şeyden nefret eden Kemalist zihniyet, imam hatiplilerin ve özellikle de başörtülü öğrencilerin okumasına fırsat vermemek için tüm meslek liselerine yıllardır bu zalim uygulamayı dayatmaktadır. Danıştay'ın almış olduğu bu karar ise, söz konusu zulmün devam edeceği ve 28 Şubat hukuksuzluğunun süreceği anlamına gelmektedir.
Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararını TSK'nin talebi doğrultusunda aldığı, alenen ortaya çıkmışken; Danıştay başkanının "bu kararı siyasi ya da ideolojik bir karar olarak nitelendirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur" gibi bir beyanatta bulunması, utanmazlığın ve aymazlığın vardığı boyutu görmemiz açısından ibret vericidir. Hepimiz bilmekteyiz ki; hukuk, adalet ve eşitlik gibi kavramlar, yargı bürokrasisi için birer tekerlemeden başka bir anlama gelmemektedir.
Görünen o ki; darbecilerle, cuntacılarla, Ergenekon terörüyle mücadele edildiği söylenmesine rağmen, egemenler ellerindeki tüm kozları kullanarak bizlere hayatı zehir etmeye devam edeceklerdir. Halktan nefret eden ve toplumu güdülmesi gereken yığınlar olarak gören kokuşmuş malum ideoloji; yakaladığı her fırsatta despotizmini sergilemekten ve bu tarz kararlar almaktan çekinmemektedir.
Bu hukuk cinayeti karşısında, Başbakan ve hükümet yetkilileri verdikleri beyanatlara sadık kalmalı, "ideolojik ve siyasi" diye nitelendirdikleri bu kararın ve tüm hukuksuz uygulamaların önüne geçmek için, kapsamlı bir anayasa değişikliği yapmalıdırlar. Yargı oligarşisinin yıllardır dayattığı adaletsizliklere bir son verecek, topluma soluk aldıracak yasal değişiklikleri gerçekleştirmek, kendisini iktidar yapan bu halka karşı, hükümetin boynunun borcudur.
İstiklal mahkemelerinin hukuksuzluğunun kök saldığı bu hukuk sisteminden, yargı cuntasından adalet dağıtmalarını bekleyecek değiliz. 28 Şubat günlerinde, askerlerin sunduğu brifinglere çocuklar gibi sevinerek katılan yargıçların tutumlarını da unutmuş değiliz.
Evet, Özgür-Der Gençliği olarak, bu hukuk cinayetini protesto ediyoruz ve meydanlardayız, çünkü bizleri baskı altında tutacaklarını sanan zulüm odaklarına karşı direneceğimizi ve Rabbimizin yardımıyla asla ve asla yılmayacağımızı hatırlatmak için şahitliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Muhakkak hesap günü gelecek; vicdanları körleşip insanlıklarını unutarak kendilerini müstağni gören tüm zalimler, Âlemlerin Rabbi'ne hesap vereceklerdir.
Bizler; Başörtümüzü yasaklayanlara, okuma hakkımızı engellemeye çalışanlara inat, bunca engele boyun eğmeyerek, Rabbimizin rızasını kazanmak için, onurlu yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.
Gasp edilen tüm haklarımızı alana kadar ve zulüm son bulana kadar direnişimizi sürdürmeye, mücadelemizi devam ettirmeye kararlıyız.
Bu dayatmalar karşısında, inancımızdan, kuşandığımız sahih ilkelerimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve Allah'ın izniyle sonunda kazananlar bizler olacağız.
Diyarbakır Özgür-Der Gençliği adına;
Hacer DEMİR