Müslüman coğrafyasının 20.Yüzyılın başlarında küresel güçler tarafından sömürü ve işgal altında olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Rıdvan Kaya, bu süreçte suni sınırlarla bir birinden ayrılan Ümmetin, saltanatçı, diktatör işbirlikçi yönetimler eli ile yeniden dizayn edildiğini söyledi.
2011 başından itibaren yaşananları Batının Arap Baharı olarak ifade ettiğini, ancak Müslümanların Ortadoğu İntifadası olarak görmesi gerektiğini vurgulayan Kaya konuşmasında Tunus, Libya, Mısır ve Suriye'de yükselen adalet, özgürlük çağrıları ve yaşanan süreçin gerek küresel güçler, gerek yerel despotik rejimlerce baskı altına alınmaya, uzun yılların ardından ilk defa taleplerini ortaya koyan kitlelerin iradelerinin bastırılmaya çalışıldığını söyledi.
Özgürlük ve adalet taleplerinin yükselişinin ardından bölge iktidarlarında hızlı değişim İslami hareketlerin iktidar alternatifi olmasının küresel sistemi ciddi anlamda sarstığını vurgulayan konuşmacı yükselen bu çığlığı bastırmak için ABD, İngiltere, Rusya, ve BM gibi güçlerin, iddialarını hiçe sayarak Tunus ve Libya'da iç karışıklıklar çıkararak, Mısır'da askeri darbeyi destekleyerek süreci sabote ettiklerini, Suriye'de kendi halkını katleden Esed rejimini desteklediklerini vurguladı.
Bölgede küresel güç ve yerli işbirlikçilerinin yaptığı operasyonları bir benzerinin Türkiye'deki Gezi Parkı eylemleri ile gerçekleştirilmeye çalışıldığını belirten Kaya, 1 Kasım seçimlerine de değinerek Türkiye halkının muhalefetin Suriye mültecileri üzerinden takındığı bölücü söylemine ve tavrına prim vermeyerek Ümmet adına önemli yerde durduğunu ifade etti.
Yaşananlara bakıldığında can sıkıcı durumlar olsa da, Müslümanların her yerde direndiğini ve direnmeye devam ettiğini belirten Kaya, Mısır darbesi ve yaşanan sürece de değinerek ve İhvan'ın hapis ve idamlarla sınanmasının yeni bir olay olmadığını, İhvan'ın bundan önceki yıllarda da darbeler ve baskılar atlattığını ama hala ayakta olduğunu söyledi.
İslam dünyasında yaşanan halk hareketlerinin belki de en önemli sonucunun halk ile İslami hareketlerin buluşması ve halk nezdinde karşılık bulması olduğu vurgulayan Kaya, Müslümanların iradelerin farkına vardığını söyledi.
Direnen ve mücadele eden kardeşlerimize karşı sorumluluklarımıza değinen Kaya, bilgi karmaşasına karşı sahih bilgiyi paylaşmanın önemini vurgulayarak araştırmadan ve doğruluğunu teyit etmeden medyanın yayınlarına inanmamak gerektiğini ifade etti.
Umudumuzu yitirmememiz gerektiğini hatırlatan Kaya, yardım organizasyonlarına aktif olarak katılarak ve meydanlarda basın açıklamaları ve eylemlerimizle tepkimizi ortaya koyarak duyarlılıklarımızı artırmanın ve canlı tutmanın ve sürekli dualarımızla kardeşlerimizi yalnız bırakmamızın önemini hatırlatarak sözlerini tamamladı.
Program soru cevap ve karşılıklı görüş alış verişlerinin ardından sonra erdi.