Çorum Özgür-Der'in, 2017-2018 dönemine ilişkin alternatif eğitim seminerleri devam ediyor.
Bu hafta "Müslümanlar Arası Yaşanan Tartışmalar ve Zaaflar" konulu semineri Kerim Mandıralıoğlu ve Faruk Sildir sundular.
İslam'ın Müslümanlara tebliğ ve şahitlik sorumluluğu yüklediğini hatırlatarak sözlerine başlayan Kerim Mandıralıoğlu, bu sorumluluğu hayata taşırken TV, internet, sosyal medya gibi kitle iletişim araçlarının kullanılmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Medya gücünün önemine de değinerek, darbe süreçlerinde medyanın sergilediği tavrı ve medyanın birilerinin elinde nasıl baskı aracı olarak kullanıldığını örneklerle açıkladı.
Tartışmanın mekân ve zamanının uygun olması gerektiğine dikkat çeken konuşmacı, uygunsuz, sahada mücadelenin içinde olmayan, akademik beklentileri ön planda tutan ve reyting kaygıları ile yapılan tartışmaların kimi zaman insanlara katkı sunmak yerine onları İslam'dan soğutan bir duruma sevk ettiğini ifade etti.
Malumat da Cahillik de Artıyor
Hem dini, hem de ahlaki usulden uzak, bilginin salih amele dönüşmediği ve teşvik etmediği tartışmaların malumat verse de, cahilliği beslediğini vurgulayan Mandıralıoğlu, sloganik bilgi ve ahkâma değil, hikmetli öğütlere ihtiyacımız olduğunu söyledi.
Doğruluk ve hakikatin önemine değinerek, ihtiyacımız olan doğrunun ve ölçünün kişilere göre değil, hakikat ve adalete göre belirlenmesi gerektiğini belirtti.
Geleneği terk eden ve yok sayan bir anlayışın kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, geleneğin külüne değil, közüne ihtiyacımız olduğunu, vahşeti kabul eden, hakikati kendine göre belirleyen, her şeyi mubah gören ve pragmatist yaklaşımların toplumsal bilinci gerilettiğini söyledi.
Siyasi otoritenin dine müdahalesinin doğru olmadığına da işaret eden konuşmacı, dinin güncellenmesine ilişkin tartışmalara da atıfta bulunarak, nasların değişmeyeceğini, ancak; içtihatların zamanın taleplerine cevap verecek şekilde yorumlanabilmesi gerektiğini dile getirdi.
Medyanın ve bazı kesimlerin algı operasyonları ile kamuoyunu yanıltıcı şekilde servis ettiği kimi düşüncelere müdahale edildiğini hatırlatan Mandıralıoğlu, oysa şiddete başvurmayan fikirlerin kanun ile düzeltilemeyeceğini hatırlatarak, yapıcı ve içerden eleştirinin önemine değinerek sözlerini tamamladı.
Tutarlılığı, Saygı ve Merhameti Elden Bırakmamalıyız
Emri bil maruf, nehyi anil münker, iyiyi emretmek, kötülükten men etmek sorumluluğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Faruk Sildir, Müslümanların kendi aralarındaki toleransın ne kadar az olduğunu, oysa muhatabımıza dışlayıcı ve tırmalayıcı bir dille değil, kuşatıcı bir dille yaklaşmanın önemine dikkat çekti.
Hatayı önce kendimizde aramamız gerektiğini vurgulayan Sildir, doğru eleştiri ve öz eleştirinin kişiye ve yapıya katkı sağlayacağını belirterek, öncelikle tutarlı, saygı ve merhameti elden bırakmayan, ıslah ve inşa merkezli bir kaygı ile yapılması gerektiğini söyledi.
Kur'an'ın Müslümanlara ölçü olacak ayetlerinden örnekler veren konuşmacı, bilmediğimiz şeyin ardına düşmememiz gerektiğini, adil şahitlik sorumluluğu ve hakkın, haklının yanında durma zorunluluğunu hatırlatarak sözlerini tamamladı.
Program dinleyicilerden gelen soru ve katkılarla sona erdi.