Özgür-Der Çorum Şubesi başkanı Bülent Gökgöz’ün yaptığı basın açıklamasının tam metni:
İSRAİL ZİNDANLARDAN YÜKSELEN ÇIĞLIĞA SESSİZ KALMAYALIM…
İsrail işgal yönetiminin hapishanelerdeki baskısını geriletmek ve temel insani haklarının gasp edilmesini engellemek amacıyla Filistinli tutsakların başlattıkları açlık grevi devam ediyor.
Yirmi günü geçen açlık grevine iki bin civarı tutsak iştirak ediyor ve farklı cezaevlerinde tutulan yaklaşık beş bin esir uluslar arası insan hakları ilke ve sözleşmelerine aykırı olarak ve savaş hukuku kuralları da hiçe sayılarak işgalci İsrail tarafından yıllardır sistematik tecrit ve baskı uygulamalarına maruz kalmaktadırlar.
Gilad Şalit esir takası ile direniş karşısında ağır bir hezimete uğrayan Siyonist rejimin hıncını, öfkesini halen elinde tuttuğu Filistinli tutsaklardan çıkartmaya çalıştığı görülmektedir. Bu süreçte esirlere uygulanan tecrit şartları daha da ağırlaşmıştır. Aynı şekilde havalandırma, iletişim, akrabalarıyla görüşebilme gibi en basit ve temel haklar sürekli olarak çiğnenmektedir.
Bu baskı ve dayatmalar karşısında Filistinli esirler Siyonist kuşatmayı geriletmek ve dünya kamuoyunu harekete geçirebilmek için bedenleriyle direnmeye karar vermişlerdir. Filistin’de her yıl Esir Günü olarak anılan 17 Nisan tarihinde, 1300’den fazla tutsağın katılımıyla açlık grevi direnişi başlatılmıştır ve halen bu eylemle birlikte çoğu İslami Harekete mensup Filistinli direnişçiler tüm dünyaya “ölürüz ama zillete boyun eğmeyiz” mesajını vermektedirler. Hiçbir şey yemeyerek ve sadece sınırlı biçimde tuzlu su alarak sürdürdükleri direnişleriyle izzet ve şerefin yemekten de, yaşamaktan da daha önemli ve değerli olduğunu haykırmaktadırlar.
Bizler de Filistin davasının takipçileri olarak kardeşlerimizin bu haklı ve onurlu direnişi desteklediğimizi ilan ediyor ve bu mücadelenin tüm Filistin topraklarının Siyonistlerden temizlenene kadar sürdürüleceğine inanıyor, Rabbimizden kardeşlerimizin üzerine sabır ve sebat yağdırmasını niyaz ediyoruz.
Yaşadığımız ülke dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanında inancından, kimliğinden, mücadelesinden ötürü zindanlarda tutulan, dört duvara sıkıştırılan tüm Müslümanlara karşı borcumuz vardır. Allah’ın dinini yükseltmek ve yüceltmek için çalışan tüm Müslümanlar bizlerin kardeşleridir ve onların maruz kaldığı zulümler ve baskılara karşı çıkmak bizim vazifemizdir.
Sadece Filistin’de değil tüm İslam coğrafyasında, yaşanan baskı ve zulümlere karşı yüreklerimizin direnen kardeşlerimizle birlikte attığını; hassaten bugün kocaman bir cezaevine dönüşen Suriye’de Müslüman kardeşlerimizin maruz kaldığı vahşi ve insanlık dışı icraatların sorumlusu olan Esed rejiminin zulmü altındaki mazlumlarla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz.
Zulmün asla payidar olamayacağı ve mazlumların zalimlere galebe çalacağı inancıyla, despotik sistemlere karşı insanlık onurunu ayakta tutan tüm direnişçilerin yanında olduğumuzu ve haklı mücadelelerini desteklediğimizin bir kere daha altını çiziyoruz.