Özgür-der Çorum Şubesinin iki haftada bir düzenlediği "Alternatif Eğitim Seminerleri" programının ikincisi yoğun bir katılımla dernek seminer salonunda gerçekleştirildi.
Tokat'dan gelerek programa katılan eğitimci ve yazar Ahmet Örs " Nasıl Bir Tebliğ ve Şahidlik Faaliyeti Yürütmeliyiz? " başlıklı konuyu sundu.
Ahmet Örs konuşmasında ; " Bu konu hayatımız her alanın kapsayan bir faaliyettir. Elimizde bir reçete olmadığı için sabit bir konuda değildir. Ancak; tebliğ bizim için en önemli sorumluluğumuzdur. Egemenliğin Allah'a ait olduğunu anlatmalıyız. İnsanları Allah ve vahiyle buluşturmamız gerekir. Ancak; önce İslam'ı anlamalıyız. Doğru bir tebliğin kime ve nasıl yapılacağının iyi bilmemiz gerekir. Tebliğin kaynağını ve çerçevesini iyi belirlememiz gerekir. Temel sorularımızı cevaplandırmalıyız. Konumumuzu net bir şekilde tanımlamalı ve belirlemeliyiz.
İslam dini öyle bahsedildiği gibi karışık bir yapıya sahip değildir. Kitabın muhkem ayetleri oldukça açık ve anlaşılırdır. Tartışmalı konular olsa da biz öncelikle özünde açık bir kulluk sorumluluğumuz olduğunu insanlara hatırlatmamız gerekir. Temel işimiz tortuları temizleyerek, alttaki cevheri gün yüzüne çıkarmaktır.
Bireysel anlamda ki mücadelede, öncelikle kendimizi düzeltmeliyiz. Ancak bu ne zamana kadar sürecek? Süreç içerisinde kendimiz düzeltebiliriz. Öncelikle bu sürece dahil olmamız gerekir. Bu süreçle beraber kulluk bilincimizin kendi nefsimizde ne kadar yol aldığını anlayabiliriz. Ferdi tebliğde küçük adımlarla yapılan faaliyetler, büyük dünyalara dönüşebilir. Kesinlikle yapılan faaliyetleri küçüksememeliyiz. Ailemizle, iş ve arkadaş çevremizle ilişki kurmalıyız. Asla bir insan ve küçük adımlar değersiz değildir. Bizim işimiz insanlarla, hepsine değer vermeliyiz. Hatalardan ders çıkarmalıyız. Güler yüzlü, sıcak, içten, samimi bir ilişki kurmalıyız. Olumlu bu tip tavırlar ve davranışlar sergilersek bu bizim karakterimize de yansır. Dediğim dedik mantığı asla olmamalıdır. Cedelci bir mantık da olmamalıyız. İnsanlarla yumuşak, tatlı bir dille, en güzel şekilde konuşmalıyız. Ferdi davranışlardan uzak durmalıyız. Özür dilemek, teşekkür etmek insanlarla olan ilişkilerde birçok kapı aralar. Affedici ve bağışlayıcı olmalıyız. Muhataplarımıza merdivenleri tek tek tırmanabilme fırsatını vermeliyiz. Hakikati tanımak zorlu bir süreçtir. Tebliğ ettiğimiz kişilere bu zorlu süreçte yardımcı olmalıyız.
Kuran'dan, peygamberden ve vahiyden sadece biz bahsetmiyoruz. Bir çok yapı ve cemaatler var. Farklı bir çok din anlayışına var. Onlarla ilişkilerimiz de hassa olmalıyız. Hakikatı gizlemeden, öne çıkarılacak konulara dikkat etmeliyiz. Güvenilir, dürüst bir insan olarsak, mesajı iletebiliriz.
Aklımızda gelgitler olmamalı, söylemimiz açık, kendine güvenen ve bunu hissettiren, ayakları yere basan bir duruşumuz olmalı.
Bireysel çabalar bir havuzda toplanarak kurumsal yapılar oluşturulmalı. Bireysel çabalarımızla ümmet bilincine dönük, tevhid ve adaleti tesis etmeye dönük, istişari yapılar oluşturmalıyız.
Dünyanın çeşitli coğrafyalarında Müslümanlara karşı çeşitli zulümler işlenmektedir. Bu zulümlere karşı vahyin sorumluluğun gereği tavrımız belli etmeliyiz. " diyerek sözlerini tamamladı.
Program, soru-cevap bölümünden sonra katılımcılara bir sonraki seminer programının 09 Kasım Cuma günü Saat: 19:00 'da Ömer Kılıç'ın sunacağı "Uygun Ortam Arayışı ve Hicretin Mantığı " konu başlığı ile Siyer ve İslam Tarihi Seminerleri devam edeceği hatırlatılarak sona erdi.