Kur'an-ı Kerim'de müminlere emredilen ayetlerde ilk etapta içinde bulunulan cahili değerlerden, geleneksel ve modern sapmalardan zihinsel bir ayrım ve arınmanın vurgulandığını belirterek konuşmasına başlayan Müjgan İslam, vahye muhatap olan ilk mümin ve müminelere de baktığımızda cahili Mekke toplumundan öncelikle zihinsel bir hicretin söz konusu olduğunu, zihinsel arınmayla beraber İslami şahsiyetin oluştuğunu ve bu süreçten sonra mekânsal bir hicret gerçekleştiğini belirtti.
Müminler olarak haksızlığın, zorbalığın, sömürünün, baskının, zulmün, işkencenin, sahtekârlığın, kötülüklerin sahip olduğu dünyada bütün bunlara meydan okuyan şahsiyetler olmamız gerektiğini belirterek sözlerine devam eden İslam, meydan okumamız sadece sözde değil, daha ziyade tutum ve davranışlarımızla, yaşantımızla gerçekleşmelidir. Müminler tüm bu olumsuz özelliklere karşı adaletin, iyiliğin, ahlakın, doğrunun temsilcileri olarak ve çoğu zamanla var oldukları toplumda sayı itibariyle azınlıkta kalabilirler, ancak bunun sebebinin taşıdığımız mesajımızdan mı yoksa kişisel sorunlarımızdan mı kaynaklandığını iyi tespit etmemiz gerektiği söyledi.
İslami bilincin hâkim olmadığı geleneksel toplum yapılanmasında çoğu kez kadın erkek ilişkileri açıktan ilan edilmese de amansız bir rekabet anlayışı üzerine oturtulduğunu belirten İslam, geleneksel yaklaşım ve modernizmin karı koca ilişkisinde rekabeti esas alan ve kadın ve erkeği birbiri ile baş etmesi gereken amansız rakipler olarak telakki eden bu çarpık yaklaşımına karşılık âlemlerin Rabbi olan yüce Allah kadın erkek ilişkilerinde rekabet değil, velayet esasına göre oturtturduğunu ayetlerden örnekler vererek anlattı.
Allah mümin erkek ve kadınlara zemininden ırmaklar akan içinde sürekli kalacakları cennet vaat ettiğini hatırlatan İslam, konuşmasına şöyle devam etti: " Mümin Kimliğinin yansımaları ile sözlerimiz, eylemlerimiz, özlemlerimiz ve tepkilerimiz insanlara Allah'ı, kitabı, ahireti hatırlatmalı. Sıradan bir hayat yaşayıp giderek, daha fazla sıradanlaşmaktan kaçınmalıyız. Bu fasit daire mutlaka kırılmalı. Allah için yaşayıp, onun belirlediği kurallar dâhilinde hareket etmek ve onun uğruna ölmek şiarını esas edinmeliyiz." diyerek konuşmasını tamamladı.
Program, soru cevap bölümünü ve karşılıklı görüş alış verişlerinden sonra sona erdi.