Gazze’deki katliamın ve karşısındaki direnişin borcunu ödemek ve gündem etmek için bir araya geldiklerini hatırlatarak sözlerine başlayan Şair-Yazar Ali Emre, Filistin direnişine destek olmanın sadece Müslümanların değil tüm insanlığın sorumluluğu olduğunu söyledi.
Gazze’de yaşananlar karşısında batının ortaya koyduğu tavra atıfta bulunan Ali Emre, “Adalet, özgürlük, insan hakları, savaş hukuku gibi kavramların ne kadar içi boş ve kurumlarının da ne kadar işlevsiz olduğunu göstermiştir. Hali hazırda bu sistemin dünyaya adalet ve barış getirmesi imkânsızdır. 07 Ekim bu anlamda bir milattır, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.” dedi.
Tarihi olaylar ve şahıslar sanatla nesillere aktarılır…
Romanlarını yazdığı Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyubi ve Baybars’ın hayatlarından kesitler sunan Ali Emre; tarihi yaşanmışlara da atıfta bulunarak, bu güzide kahramanlarımızı yeterince tanımadığımızı, tarihteki ve günümüzdeki yaşanmışlıkları sanatla, edebiyatla ifade etmemiz gerektiğini, tarihi yapmak kadar tarihi yazmanın da önemli olduğunu ifade etti.
Ali Emre sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir nesnenin, bir vakıanın kendi gerçekliğinden sonra en etkili halinin, onun sanatın bir yoluyla anlatılmasıdır. Ancak, bizim bu şanlı tarihimiz ve güzide şahsiyetlerimiz hakkında ne edebiyat, ne sinema başta olmak üzere hiçbir sanatsal çalışma yapılmamış, sağlıklı bir bilgi sahibi değiliz ve bu değerleri maalesef yabancı kaynaklardan öğreniyoruz.”
Tarihte yaşamış bu şahsiyetleri araştırırken acaba bir daha bu tür insanları görebilecek miyiz diye sorduğunu söyleyen Ali Emre, “Bugün Gazze’deki direnişi, imanı ve teslimiyeti görünce hala dünyadan bu insanların varlığına şahit oldum dedi. Bu teslimiyeti ve imanı gören nice batılı insan bu durumu merak edip Kur’an okumaya, bu teslimiyet ve imanın kaynağını anlamaya çalışmaktadır. Gazze halkı sahabeyi günümüze getirdi. Resmen sahabe hayatından tablolar görüyoruz” dedi.
Boykot Bilincini Geliştirmeliyiz…
Boykot bilincinin önemine değinen Ali Emre konuşmasını şöyle tamamladı:
“Küresel intifadayı hayatımızın her safhasında ete kemiğe büründürmeliyiz. Boykot meselesini aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu duyarlılık ve şuura sahip, donanımlı, inancının yanı sıra dünya gündemine hâkim, takvalı, inanmış insanlar olmak lazım.
Evimizde bir Kudüs saati olmalı, o saatte Kudüs’ü, Filistin’i, Gazze’yi veya dünyadaki başka işgal edilmiş coğrafyalarda bedel ödeyen kardeşlerimizi düşünerek onların yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışmalıyız. Az da olsa düzenli yapılan faaliyetler ibadet derecesindedir. Önce evimizde bu duyarlılığı oluşturmamız gerekir, çocuklarımıza kendi değerlerimizi aşılamalıyız, odalarında bizim değerlerimize düşman şahsiyetlerin posterlerinin ne işi olabilir, kayda değer popüler sanatçı veya şarkıcı Gazze’de yaşanan katliamlara karşı bir duruş sergilemiyor. Bizler hala bunların filmlerini, şarkılarını veya programlarını izlemeye devam ediyoruz, bu konuda da bir boykot bilinci geliştirmeliyiz.”
Program Ali Emre’nin hazırladığı kısa bir sinevizyon gösterisinin ardından, yazdığı eserleri okuyucuları için imzaladıktan sonra sona erdi…