Figren Önen; İnsanın yaratılış sürecini ve yaşam evrelerini hatırlatarak sunumuna başlayan Önen, ergenlik olarak tanımlanan dönemin insanın çocukluktan yetişkinliğe eriştiği, gençlik dönemi olduğunu vurguladı. Önen şöyle devam etti;
"Ergenlik değişmek, büyümek ve dönüşüm anlamlarındadır. Bu dönemde bedensel ve ruhsal olarak değişim yaşanır. Biyolojik yapılarının ortaya çıkardığı çeşitli bilişsel, duyuşsal, cinsel v.b. etmenlerin biçimleri; aile, kültürel ve toplumsal etmenlerin de etkisiyle değişim ve başkalım gösterebilirler. Biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal olarak gelişme ve olgunlaşmanın yaşandığı bu dönem, çocukluktan erişkinlik devresine geçiş sürecinin yaşandığı ara bir dönemdir."
Figen Önen, günümüzde 12–20 yaş dönemi olarak kabul gören bu sürecin, gençlerin hatalarının tolere edilerek atlatılması gereken bir boyuta indirgenerek gerçek anlamından tamamen uzaklaştırıldığının altını çizdi. Ve özetle şöyle devam etti:
"Sanayileşme sonrası Batı toplumlarında görülen sosyal ve siyasal değişimlerden İslam coğrafyasının etkilenmesi sonucu, sorumlulukların çocuklarımıza en verimli olarak öğretilebileceği bu dönem anlam kaymasına uğratılmış ve içi boşaltılmıştır. Öncelikle tv kanallarının açılması ve yaygınlaşması ile başlayan tüketim kültürü öğreticiliği ile bilgisayar, internet ve artık her geçen gün artan sosyal paylaşım siteleriyle de insani ve ahlaki olan değerler anlamsızlaştırılmış ve değersizleştirilmiştir. Çocuklarımız devamlı olarak, cinselliğin ya da şiddetin vurgulandığı tv programlarına ve bilgisayar oyunlarına maruz bırakılmışlardır. Gelinen noktada, kendini ve isteklerini kutsayan bir tüketim nesli meydana getirilmiştir."
Önen, 12 yaşına kadar Kur'an-ı Kerim öğrenim hakkı yasaklanan çocuklarımızın yaratılış amaçlarını öğrenmelerinin engellendiğini, 8 yıllık kesintisiz eğitim sistemi ile de bunu devlet politikası ile uygulamaya devam ettiklerinin önemli olduğunu hatırlatarak seminerini şu vurgularla sonlandırdı; "Ergenlik dönemi ve bu dönemde ortaya çıkan sorunlar; tüketim kültürünün insanlara hayat tarzı olarak sunulmasından kaynaklanmaktadır. Sadece kendi isteklerini yerine getirmek ve mutlu olmak için sürekli tüketen çocuklarımız ve gençlerimiz yaratılış amaçlarından uzaklaşmaktadırlar. Çocuklarımızın fıtrata aykırı olanı yaşamaya çalışmak ve istemekten kaynaklanan ergenlik dönemi sorunlarını, vahyin bize öğrettiği fıtrata uygun olanla çözmek sorumluluğundayız"
Soruların cevaplandırılması ve dinleyicilerin katılımıyla seminer sona erdi.