İttihat Terakki'nin fikri olarak aynileşmiş homojen bir yapı olmadığını vurgulayarak konuşmasına başlayan Serdar Efe, Ahmet Rıza ve Mizancı Murat öncülüğünde ki Jön Türkler hareketi ve Paris'te ki faaliyetlerinden bahsetti.
Askeri Tıbbiye öğrencilerinden İbrahim Temo (Ethem), İshak Suküti, Abdullah Cevdet ve arkadaşları öncülüğünde İttihad-ı Osman-i hareketi hakkında bilgiler veren Efe, Yıldız hafiyelerinin Edirne'de posta memuru olan Talat Bey'i tutuklayarak Selanik'e sürgün edildiğini hatırlatarak, Talat Bey'in burada Mithat Şükrü ile tanışarak ve genelde sürgün subaylardan Cemal Bey, Halil Bey, Enver Bey'in gönderildiği 3. Ordunun subaylarının da dahil olmasıyla Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kurulduğunu ve bunlar İttihat Terakki'nin etkin kolunu oluşturduklarını söyledi.
Enver ve Niyazi Beylerin "milli tabur" adı verilen birlikleriyle isyan çıkarttıklarını, bastırması için gönderilen Şemsi Paşa'nın öldürülmesiyle beraber İttihat Terakki'nin suikast zincirinin başladığını vurgulayan Efe, II.Abdülhamit bu olaylar sonucunda II.Meşrutiyet'i ilan etmek zorunda kaldığını, fakat İttihat Terakkinin de buna hazırlıksız yakalandığı söyledi.
İttihatçı olmamanın vatan hainliği sayıldığı bu yıllarda İttihat Terakki fırkalaşmak yerine örgüt olarak kalmayı tercih ettiğini ve hükümeti uzaktan kontrol etme politikası izlediğini belirten Efe,
Halk tarafından Enver, Niyazi, Sabahattin, Eyüp Sabri gibi İttihat Terakki öncülerine Hürriyet kahramanı olarak rağbet edildiğini, Talat Bey, Ahmet Rıza, Hüseyin Cahit gibi masonik bağlantısı olan ve halkın değerlerine yabancılaşmış ittihatçılara ise tepki gösterildiğini söyledi.
31 Mart 1909'da kimilerince İttihatçıların, kimilerince İngilizlerin kışkırtmaları olduğu söylenen bir isyan ile II. Abdülhamit tahtan indirildiğini belirten Efe, yerine V. Mehmet Reşat'ın getirildiğini ve Mahmut Şevket Paşa'nın da sadrazam olduğunu böylelikle askerlerin iktidara geldiğini söyledi.
1912 yılında Balkanlardaki karışıklıklar ve Trablusgarp savaşı nedeniyle İttihat Terakki kontrollü iktidarın zayıfladığı yıllar olduğunu hatırlatan Efe, güçlenen muhalefetin bir ara iktidar olduğunu, bu dönemde İttihatçılara çeşitli baskıların uygulandığını 1913'de Enver Bey'in yönetiminde kuvvetlerin Babıali baskını iktidarı yeniden ele geçirerek İttihat Terakki'nin tam iktidar döneminin başladığını ve bu baskınla askeri kanatın İttihat Terakki'de daha çok söz sahibi olduğunu belirtti.
Babıali baskınından sonra Enver'in çok kısa sürede terfilerle harbiye nazırı yapıldığını hatırlatan Efe, İngilizler ve Fransızlarla ilişki kuramayan İttihat Terakki yönetiminin Almanya'nın yanında 1.Dünya savaşına girmek zorunda kaldığını söyledi.
1.Dünya Savaşı sonunda halkı örgütlemeye çalışan Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayi Milliye teşkilatlarının
İttihat Terakki'nin kurduğu Teşkilatı Mahsusa'nın çabaları ile oluşturduğunu hatırlatan Efe, Talat, Enver ve Cemal Paşa'nın bu süreçte Almanya kaçırıldığını, buradan da Rusya'ya geçerek faaliyetlerine devam ettiklerini ve Ankara hükümetini desteklediklerini söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Program, soru cevap bölümünü ve karşılıklı görüş alış verişlerinden sonra sona erdi.