Dünya kavramını açıklayarak ve ahiret hayatını yok sayan veya bu dünyayı bir çile hane olarak gören kimi dünya algılamalarından bahsederek konuşmasına başlayan Yılmaz Çakır, Dünyevileşmenin Zihinsel ve Pratik olarak iki şekilde gerçekleştiğine değindi.
Ortaçağ karanlığından Kilise destekli Kralların icraatlarından ve engizisyon mahkemelerinden bahsederek konuşmasına devam eden Yılmaz Çakır, kilise ve Kral kıskacından bunalan halkın dini olan ne varsa yok saymaya, Katolik zihniyete sahip Hıristiyan düşüncesini de Protestanlaştırmaya başladığına belirtti. Yılmaz Çakır "Papaza Kızıp, Oruç Bozmak" deyimi ile ifade ettiği tüm bu yaşananların sonucunda insanı merkeze alan, bencil, kendinden başka kimseyi düşünmeyen ve özgürlük adı altında sınırların insanlar tarafından belirlendiği veya tamamen yok sayıldığı bir düşüncenin oluştuğunu, bu düşüncenin batıda Sekülerizm, bizler tarafındansa Dünyevileşme olarak tanımlandığı belirtti.
İnsanın dünyevileşmesine sebep olan en önemli zaafları; İnsanın Ebedilik Düşüncesi, İnsanın Kendini
Müstağni Görmesi, Ekonomik Yeterlilik, Otorite ve Siyasallaşma, Heva, Hazcılık, Çilecilik olarak sıralayarak konuşmasına devam eden Yılmaz Çakır, bu zaafları sırasıyla somutlaştırdı ve Kuran'dan örnekler vererek açıkladı.
İslam'ın bir denge dini olduğunu ve vasat bir ümmetin oluşumunu öncelediğini hatırlatarak konuşmasına devam eden Yılmaz Çakır, dünya hayatında insanın ihtiyaçlarından yemek, içmek, eğlence, müzik gibi bazı örneklerden bahsetti. Kimilerinin kendini tüm bunlardan tamamen soyutladığını, kimilerininse sınırsız bir algılamaya sahip olduğuna değinerek orta bir yol tutulması gerektiğine değindi.
İnsanın dünyevileşmesinin en önemli sebebinin yalnızlık olduğunu vurgulayan ve Dünyevileşmeye Karşı Ne Yapılmalı? sorusunu soran Yılmaz Çakır, Cemaat Olmak, İslami Mücadeleden Kopmamak ve Kuran'ı Kerim ile İrtibatı Koparmamak gerektiği şeklinde cevaplayarak konuşmasını tamamladı.
Program, soru cevap bölümü ve karşılıklı fikir alış verişlerinden sonra sona erdi.