Mürşide Gökgöz, dernek salonunda sunduğu seminerinde, 1071 yılında Malazgirt zaferinden hemen sonra kurulan Danişmendoğulları devletinin kurucusunun Danişmend Melik Ahmet Gazi olduğunu belirterek başladığı sunumunda devamla şunları kaydetti: "Danişmend Gazi Selçuklu ailesinin muallimi olan Danişmend Ali Taylu'nun oğludur. Ali Taylu Selçuklu ailesine kız vererek ve kız alarak akraba olmuştur. Selçukluların atası olan Kutalmış, Ali Taylu'nun damadıdır.
Danişmendoğullarının ilk merkezi Tokat'ın Niksar kazasıdır. Danişmend Gazi kısa zamanda Tokat, Amasya, Çorum, Bayburt, Sivas, Kayseri ve bütün Kapadokya ve Malatya'yı fethederek devletinin sınırlarını Suriye'ye kadar genişletmiştir.
Tokat ve Malatya Danişmendoğulları zamanında iki önemli ilim ve fikir merkezi haline gelmiştir. Selçuklular zamanında da bu iki belde şehzadelerin tahsil ve eğitim yeri olarak belirlenmiştir. Bu iki düşünce kendi beldelerindeki şehzadelerini iktidara getirmeye çalışmış ve siyasi faaliyetlere girmişlerdir. Genel olarak Malatya'nın iktidarlar üzerindeki düşünce ve siyasi ağırlığı daha belirleyici olmuştur.
Anadolu'da ilk düşünsel faaliyetler Danişmend ilinde (Tokat) ve Danişmendoğulları himayesinde başlamıştır. Anadolau'da ilk medreseler de yine Danişmend ilinde Danişmendoğulları zamanında Niksar, Tokat, Amasya ve Kayseri gibi şehirlerde inşa edilmiştir. İlk olarak Türkçe eser yazma geleneği Amasya'da (Danişmend ili) başlamıştır. (Tuhfe-i Mubarizi)
Danişmendoğulları itikatta Mutezile ekolüne yatkın olmakla beraber amelde Hanefi mezhebine mensup idiler. Hanefi fıkhı medreselerinde öğretilmiştir.
Danişmendoğlulları Türk milli kültürüne önem vermişler ve Türkmencilik ülküsünü bulundukları bölgelerde hâkim kılmaya çalışmışlardır. 2.Kılıçarslan (1155-1191) Danişmendoğulları ile uzun süren mücadele sonucunda Danişmendoğullarını tamamen ortadan kaldırmıştır."
Gökgöz sunumunda, Malatya üzerinden gelen İran kültürünün de etkisiyle Selçuklular döneminde hâkim olan tasavvufi akımın etkilerinin Anadolu topraklarına nasıl yerleştiğini örneklerle anlattı.
"Bu akımın öncülerinden olan Mecdüddin İshak, İbn Arabî'yi Anadolu'ya davet ederek Vahdet-i Vücut inancını yaymasını sağlamıştır. Aynı şekilde Sadrettin Konevi de İbn Arabî'den bu felsefeyi alarak Malatya ve sonrasında Konya'da yaymaya çalışmıştır. İbn Arabî pek çok eserini Malatya'da telif etmiştir. Malatya çıkışlı bu tasavvufi akım, Ahilik ve Türkmencilik akımlarıyla çatışmıştır."
Program soru cevap bölümünden sonra sona erdi.