Çorum Merkez PTT önünde toplanan Özgür Eğitim-Sen Çorum İl Temsilciliği, İlke-Der, İHH Çorum, İhsan Derneği, Çorum Ehl-i Beyt Vakfı, Çorum İlmi Araştırmalar ve Kültür Derneği ve Özgür-Der Çorum Şubesinin gönüldaşları Mısır halkı ile dayanışmak için bir eylem yaptılar.
Yaşasın Mısır İntifadası Kahrolsun Hüsnü Diktası yazılı pankartın açıldığı eylemde "Korkun Zalimler İntifada Büyüyor", "Mısır Dikta İsrail'e Kukla", "Yaşasın Küresel İntifada", "ABD ve İsrail işbirlikçisi Mübarek rejimine Hayır" yazılı dövizler taşındı. 'Yaşasın Küresel İntifada', ' Firavun Hüsnü Mısır'dan Defol', ' Tunus'a Mısır'a Direnişe Bin Selam', 'Uyan, Diren, Özgürleş', ' Direnen Halklar Özgürleşecek' sloganlarının atıldığı eylemde ilk konuşmacı Özgür-Der Çorum Şube başkanı Bülent Gökgöz idi.
Gökgöz konuşmasında Tunus halkından sonra Mısır halkının da onurlu bir direniş sergilediğini belirttiği konuşmasında işbirlikçiliğin aşağılık sonunun bir kez de Zeynelabidin Bin Ali'de tezahür ettiğini ifade etti.
Gökgöz devamında "28 Şubat darbesi döneminde laik Tunus yönetimini sık ziyaret eden yasakçı Türkiyeli devletliler, başta başörtüsü ve diğer İslami değerlerin Tunus'ta baskı altına alınmasında karşılıklı dayanışma sergilemişlerdi. Ancak zalimlerin de sonunun olduğunu gösteren Tunus devrimi şimdi Mısır'ı sarsmakta. Başta İhvanın yıllardır maruz kaldığı sistematik baskı, işkence, sürgün ve hapislere rağmen sürdürdüğü mücadelesinin de önemli payı olduğu bu değişimin tüm Ortadoğu halkları için bilinç, kimlik ve güven aşılayıcı dersler içermekte.
Rabbimizden Müslümanlara direniş bilincine ulaşabilecekleri iradeyi bahşetmesini diliyor Mısır'da direnen onurlu insanları selamlıyoruz." Dedi.
Ardından eylemde Ömer Kılıç söz aldı. Kendilerini yeryüzünün ilahı sanıp böbürlenen, halklara zulmedip hak ve özgürlüklerini gasp eden, başvurduğu insanlık dışı yöntem ve baskılarla insanları yıldırıp kendisine köleleştireceğini sanan bütün zorbaların hep yıkılmaya mahkûm olacağını vurgulayarak konuşmasına başlayan Kılıç; "Zira bu, Rabbimizin bir sünneti, mazlum, mahrum ve mustazaf halklara bir vaadidir.
İşbirlikçi rejimlerin başlıca özelliği, emperyalizm ve siyonizmin çıkarlarının bekçiliğini yapmak, onların ileri karakolu olmak, halkların özgürlüklerini gasp edip seslerini kısmak, emeklerini, kaynaklarını, servetlerini yağlamak, ülkeyi fesat ve ahlaksızlığa sürüklemek, İslami hükümlere ve Müslüman halkın İslami kimliğine saldırmak olmuştur.
Hiç de geçmişten ders çıkartmıyorlar. Geçmişte İran şahı, şanlı bir kıyam sonucu ülkesinde kaçmak zorunda kaldığında, yıllarca hizmetkârlığını yaptığı ABD kendisine sığınma hakkı tanımamıştı da aylarca sığınacak delik aramıştı. Bugün de Zeynelabidin'e ilk kapıyı kapatan, bir ömür uşaklığını yaptığı Fransa oldu ve Suudi kralına sığındı. Aynı akıbetin Hüsnü'yü beklediğini söylemek için kehanet gerekmiyor. Emperyalizmin vefası olmaz, işi biteni kirli bir bez gibi çöplüğe fırlatıyorlar. Dileriz ki sıradaki diktatörler ders alsınlar" dedi.
Ömer Kılıç konuşmasını Tunus ve Mısır halklarının ortaya koyduğu bu onurlu direnişlerin, İslam coğrafyasının içinde bulunduğu kötü durumunun aslında kaderleri olmadığını ve kötü gidişata dur diyebilme iradesinin sadece kendimizde olduğunu göstermesi açısından da önemlidir diyerek tamamladı.
Ardından İlke-Der yönetim kurulu üyelerinden Selim Özkabakçı eylemde söz alarak, Gazze'nin özgürleşmesinin Mısır'dali dikta yönetiminin yıkılmasıyla gerçekleşebileceğini belirtti.
Özkabakçı Mısır'da başlayan intifada da Gazze ve Mavi Marmara'da şehit verilen kardeşlerimizin kanlarının payı olduğunu ifade ettikten sonra şunları kaydetti:
"Biz Mısır'daki halk hareketini çok önemsiyoruz. Çünkü Filistin ve Gazze'nin özgürleşmesi ancak Mısır'da ki zalimlerin yıkılması ile mümkündür. Hüsnü Mübarek rejimi Mısır'da devam ettiği müddetçe ne Filistin, ne Gazze, ne de Kudüs kurtulacaktır. Hatta Mısır'daki bu değişim Ortadoğu da birçok zalim idarenin sonunu getirecektir. İsrail ve Amerika bu işi halklara tuzaklar kurarak kendi lehine çevirmeye çalışacaktır ama Amerika ve İsrail'in tuzaklarını Allah onların aleyhine çevirecektir.
Değerli Çorum Halkı! Televizyonlarda gördüğünüz olayları gerçek gibi değerlendirmeyin. Mısır'da Mübarek taraftarı bir halk yoktur. Biz bu durumu daha önce yaşamıştık. Gazze Konvoyu ile Ariş limanına girdiğimizde. Hüsnü Mubarek'in polisleri kılık değiştirip sivil elbiselerle bizi taşladılar ve bunu halk hareketi gibi gösterdiler. Aynı oyun şu anda Mısır'ın tahrir meydanında yaşanıyor. Sivil giyinmiş polisler halkı taşlıyor, molotof atıyor, halkı kılıçla doğruyor ve bunları da Mubarek'in taraftarı halk diye tanıtıyorlar. " dedi.
Özkabakçı konuşmasını Mısır halkını Rabbimizin yardımlarıyla desteklemesi, onların canlarını, kanlarını, namuslarını zalim Hüsnünün şerrinden korumasını dile getirdiği dualarıyla sonlandırdı.