Gazze’de yaşananlara karşı direnişin yanında olduklarını haykıran katılımcılar, taşıdıkları döviz ve açtıkları pankartlarla tepkilerini dile getirdiler.
İlk sözü alan Bülent Gökgöz, Müslümanlar olarak sorumluluklarımızı hatırlatarak, zulmün karşısında mazlumların yanında olmanın imanı bir zorunluluk olduğunu söyledi. Yapılan eylemleri küçümseyen, itibarsızlaştırmaya çalışan bir kesimin varlığına atıfta bulunarak, bu çabaların amacına değindi ve yapılan eylemlerin bir şahitlik vazifesi olduğuna söyledi.
Gazze için yapılması gerekenlere dikkat çeken Gökgöz, duanın Müslümanların silahı olduğunu ve dualarımızda mazlumları unutmamız gerektiğini hatırlattı. Türkiye’nin yapması gerekenlere de değinerek, İsrail ile ticaretin durdurulması, çifte vatandaş olan ve İsrail ordusunda görev yapanların cezalandırılarak vatandaşlıktan çıkartılması ve boykotun güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiğini söyledi.
Emir İslam’ın okuduğu basın açıklamasında; Gazze halkı ve direnişine değinilerek şöyle devam edildi. Acının tarifinin de eşiğinin de hükmünün kalmadığı Gazze, tek yatıştırıcının ayetler olduğu bir zaman diliminden geçiyor ve sabrediyorlar. Gazze, bir okul ve tüm yeryüzü sıralara oturdu, verilen dersi izliyor. Direniş nasıl olur? Paylaşma, dayanışma, sabır, tevekkül, sevgi, bağlılık, azim, kararlılık nasıl olur? Tek tek şahitliklerle gösteriyorlar bize…
Dünyanın her yanından 7 Ekim’den beri ortaya konulan protestolar, soykırım ve Siyonizm karşıtı sesler mevcut dünya düzenine dair bütün algıları, duyguları ve tutumları etkiledi. Adalet, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların ne kadar içlerinin boş olduğunu gösterdi. Felsefi ve akademik tartışmaların ve okumaların bir anlamı kalmadı.
Yaşanan bu süreç “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” ümidi yerine eşkıyanın zaten dünyaya hep hâkim olduğu gerçekçiliği ile karşı karşıya olduğumuzu gösterdi.
Filistin davasına sahip çıkanlara Arap sevici diye itham eden ırkçı tayfanın varlığına atıfta bulunularak, Arap düşmanlığı üzerinden kaos çıkartmaya çalışan ırkçılar, Hamas’ı terörist olarak niteleyenler, şimdi Siyonist katilleri aklamak için çırpınıyorlar!
Meğer Suriyelilere, mültecilere, Araplara düşmanlıkları İsrail aşkındanmış. Tesadüf değil, Kürt ve Türk ırkçıları İsrail seviciliğinde ve Hamas karşıtlığında birleşmiş durumda. Saflar da böylece netleşmiş oldu.
Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, Gazze neyse İdlip’de odur, İstanbul neyse Urumçi’de odur.
Doğu Türkistan’da kardeşlerimiz sadece Türk oldukları için değil, Müslüman oldukları için soykırıma uğruyorlar.
ABD ve Batı destekli İsrail ile Refah sınırı açamayıp, İhvan mensuplarını idam ile cezalandıran diktatör Sisi’de, kendi haklına acımasızca katleden Esed rejimi ve destekçileri de, Doğu Türkistan’lı kardeşlerimize zulüm eden Çin’de bizim için aynıdır.
Basın açıklaması ardından Ömer Bayram tarafından yapılan duanın ardından eylem sona erdi…
Özgür-Der Çorum Şb.