Turanköy‘de Özgür-Der Bursa Şubesinin düzenlediği seminer çalışmalarında bu ay "İnsan ve İslam" konusu işlendi. Seminer İlyas Acar’ın sunumuyla Turan köy dernek binasında gerçekleştirildi.
Sorumluluk bilinci taşıyan her insanın hayatın anlamını bulma çabasına girdiğini ve doğrunun ölçüsünün ne olduğu sorusunun cevabını aradığını belirterek başladığı konuşmasına Acar insanın bu anlam arayışına girmesini sağlayan insani özün aslında Allah’ın Kur’anda hidayet unsuru olarak tanıttığı fıtrat olduğunu söyledi.’ Böylece sen, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde [hak olan] dine çevir ve Allah'ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: [ki,] Allah'ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: bu, sahih [bir] din[in gayesi]dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler..’
Konuşmacı doğrunun ölçüsünü her şeyi bilen, aşkın, insani görüşlerin içinde hata payı barındıran gerçekliğinden uzak, varlığın rabbi olan Allaha ait olduğunu bu noktada da Allah’ın insana lütfu olan fıtrat ve vahiy ikilisinin hakikat arayışında temel yol gösterici olduğunu hatırlattı.
Konuşmadan kesitler:
İnsan ve İslam ilişkisinin anahtar kavramı olarak ifade edebileceğimiz fıtrat iki boyutludur. Birincisi adaletten dengeden iyilikten yana olan verili insani öz-evrensel olan ,kişiden kişiye değişmeyen ve çevre etkileri gibi arizi durumlarla oluşmayan- ki bu temel boyuttur bazı insanların ahirete inanmadıkları halde bir takım zülümlere tavır almaları bu yüzdendir. İkinci boyut ise daha çok ‘nefs’ kavramına tekabül eden insanın pratikte kötüyü ve iyiyi yapma potansiyelini içinde taşıyan güdülerdir. İnsanın zaruri ihtiyaçları; yeme içme uyku gibi.. temel ihtiyaçları; barınma, cinsellik, yaşama arzusu, tapınma güdüsü, yaşama, mutlu olma, başkaları tarafından iyi davranılma, kesin bilgiye ulaşma gibi biyolojik ve ruhsal arzuları ve ihtiyaçları bu çerçevede değerlendirebiliriz. Bu noktada örneğin insandaki kesin bilgiye ulaşma arzusuyla hakikat arayışında insan birçok konudaki zanni/kesin olmayan bilgilerden sıyrılıp vahyin kesin bilgisiyle ferah bulur. Niye varım sorusunun cevabı vahiy bilgisiyle tatmin boyutunda cevabını bulur. Yine bu sınırlı dünya insanın yaşam arzusunu karşılamamakta ahiret gibi bir objeyi gerektirmektedir. Yine mutlu olma arzusu ahiretin varlığını, dolayısıyla Allah’ın varlığını gerektirmektedir.
İnsan ahlaki farkındalığı, olan bir fıtrata sahip. Bazı insanların ahirete iman etmedikleri halde iyilikten yana olmaları, birtakım zulümlere tavır almaları bu yüzdendir. Fakat Allah’a inanmayan zihin ahlaki farkındalığın kaynağını neye bağlar? ”Vicdan niye var peki?”, “Vicdanın kaynağı ne?”, Tesadüf mü? Ahlaki bağlayıcılığı tesadüfe bağlamak kadar bağsız ve temelsiz bir durum var mıdır?
Din fıtri hakları korumayı hedefler. Bunlardan bazıları: 1-dinin korunması/din algısının kirletilmemesi ve inanç özgürlüğünün korunması. 2-canın korunması. 3-malın korunması. 4-aklın korunması. 5-insan namusu ve onurunun korunması.
Vahyin amacı Allah’ın boyası olan fıtratın üzerini örten boyaları temizleyip orijinal boyayı ortaya çıkarmaktır. Vahyin hedefi Ali Şeriati’nin dört zindanı’nda belirttiği insan tekinin üzerinde oluşan tarihi nefsi ve kültürel zincirleri kırarak insanlığı gerçek özgürlüğe ulaştırmaktır…
Soru cevap kısmının ardından program sona erdi.