Özgür-Der Bursa Şubesi bu yıl düzenlediği aylık alternatif eğitim seminerlerinin ikincisini de 24 Kasım Cumartesi akşamı saat 19.00'da merinos sosyal tesisleri nikâh salonunda gerçekleştirdi. Birçok Kur'an çalışmasına imza atan aynı zamanda Kur'an meali çalışması da bulunan Şaban Piriş'in sunduğu seminerin konusu "KUR'AN'IN REHBERLİĞİNDE HAYAT" oldu.
Konuşmasına önce rehber kavramından ve bugünün gerçeğinde insanlara rehberlik eden unsurların incelenmesinden başlayan Piriş, özetle şu hususlara değindi;
"Bugün toplum olarak hayatımıza çeşitli unsurlar rehberlik etmektedir. Bunlar klasik unsurlar ve modern unsurlar olarak kategorize edilebilir. Klasik unsurlara baktığımızda bunların
doğumumuzdan hayatımızın büyük bir kesitine kadar bize yön veren ailemiz, hayatımızın sabitelerini belirlemede çok etkili olan sosyal çevre ve özellikle inançlarımızı dolayısıyla hayatımızın temelini belirleyen hatta çoğunlukla din anlayışımızın kaynağı olan gelenek veya tarih veya atalarımızdan, büyüklerimizden devraldığımız mirastır.
'Sihirli Süper Güçler' olarak ifade edebileceğimizi modern rehber kaynakları olarak görülen unsurlar ise; insan hayatını istediği şekle sokmaya çalışan devlet erki, manipülasyonlarla neredeyse yapacağımız her şeyi belirlemeye çalışan medya, hem dini hem lâdini dil kullanarak yapay ihtiyaçlar üreterek bizleri birer tüketim aracı haline getiren tüketim merkezleri veya moda, para babaları ve kitle iletişim araçları(silahları)'dır.
Ancak bizi yaratan Allah hayatımızın yegâne kaynağının Kur'an olması gerektiğini buyurmaktadır. 'İçinde bulunduğumuz gerçeklik buna tekabül ediyor mu acaba? Değilse bu nasıl gerçekleşecektir?' diye sorduğumuzda hayatın rehberi olarak tanımladığımız Kuran'ın bu rehberliğini nasıl gerçekleştirdiğini kavrayabilmek gerekiyor.
Öncelikle Kur'an, Bakara suresinin başında da ifade edildiği gibi "arınmak isteyenlere bir hidayet kaynağıdır." Bu durumda bu rehberliğe ne kadar talip olduğumuzu, bu rehberliğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu tespit etmemiz gerekiyor.
Ardından rehber olarak gördüğümüz Kur'an'ı iyice tanımamız, böylelikle kendisinden mümkün olduğunca faydalanmamız gerekiyor. Tam burada bir turist rehberi örneği ile dil sorununu ele almak gerekir. Dilinden anlamadığımız bir turist rehberi bize sadece bazı sınırlı hazlar yaşatabilir söylediklerini anlamadığımız müddetçe. Rehberliğinin gerçekleşebilmesi için söylediklerini, anlattıklarını bilmek gerekir. Bu durumda gelecek nesillere Kur'an'ın dili olan Arapçayı öğrenmelerini tavsiye ederim ama biz en azından anlayabildiğimiz dilden Kur'an'ı anlamaya çalışmalıyız.
Kur'an'ı hayatımızın tüm alanında hiçbir boşluk bırakmadan kendimize rehber edinmeliyiz. O'nu akidemizde, kimliğimizde, hayat tasavvurumuzda, ahlakımızda, adabı muaşeretimizde, sosyal ilişkilerimizde, hukukumuzda tek belirleyici kılmamız gerekiyor.
Hayat rehberi olan Kur'an'a yaklaşırken de imanımıza zulüm karıştırmamamız, Allah'a şirk koşmamış olmamız çok büyük bir öneme haizdir. Hayatımızı inanç(iman), eylem(amel), hakkı tavsiye etme, sabrı tavsiye etme temellerinde kurmalıyız.
Rehberliğin gerçekleşebilmesi için bu rehberliğin hayat içinde parçalanmamış olması bir diğer ifade ile rehberliğin bir bütün olarak ele alınması gerekiyor.
Aksi takdirde Kur'an'ın gerçek rehberliği yerine sanal rehberliği geçer ve bize göre şekillenen, nefsimize göre hüküm veren bir Kur'an oluşturmuş oluruz hayatımızda ki bu asla kurtuluşa götüren bir rehberlik olamaz."
Konuşmasına 20.45'te son veren Şaban Piriş sorulan soruları cevaplandırarak esenlik dilekleri ile seminere son verdi. 15 Aralık'ta Mehmet Pamak tarafından merinos sosyal tesislerinde verilecek olan seminerin de ilanı yapıldıktan sonra etkinlik sona erdi.