Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesini gösteren ve boykot ile ilgili insanları bilinçlendirme anlamında bir sinevizyon gösterimi oldu.
Ardından programa katılan Dr. Abdulkadir Şen bir konuşma yaptı.
Şen konuşmasına başlarken Mescid-i Aksa’nın Allah için bina edilen 2. beyt olduğunu müslümanların ve İslam’ın ilk kıblesi olduğunu belirtti.
İsra Suresi birinci ayete atıf yapan Abdulkadir Şen konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugün 2024 yılı içerisinde Gazze’de büyük bir imtihan verilmektedir. Allah için nasıl bir mücadele verildiğine hepimiz şahit olmaktayız. Nitekim Allah günleri insanlar arasında döndürmektedir. Günler bir gün onlara bir gün bize, zaman bazen onlara bazen bize, bazen gece bize bazen gece onlara ve bazen gündüz bize bazen onlara ama bu günler döner durur. Elbette zafer ve başarı iman eden muttakilerin ve sabırda sebat edenlerin olacaktır. Allah resulü (as) bir hadisinde buyurdu ki; ‘’ ey müslümanlar gidin mescidi aksa da namaz kılın eğer oraya gidemezseniz de oraya kandil yağı gönderin.’’ Ey müslümanlar sakın ha sakın mescidi aksanın ışığı sönmesin, karanlığa gömülmesin, nuru bitmesin diye bir mesajı vardır.
Kıymetli müslümanlar gazze bir yıldır onurlu bir şekilde direniyor. Gazze’nin erkekleri bize erkeklik öğretti, kadınları bize annelik öğretti, çocukları bize büyüklük öğretti ve müslümanları bizleri sahabe devrine götürdü. Bir halkın çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla, erkeğiyle, gençliğiyle, cahiliyle her bir uzvuyla ve hücresiyle bize nasıl mukavvamet gösterildiğini öğretti. ‘’Eğer hakiki imanı elde ederseniz kainatın bütün tağutlarına meydan okursunuz’’ düsturunu Gazze bize gösterdi. Bugün gazze sadece haçlılara ve Siyonistlere karşı değil bütün dünya üzerinde yamyamlar gibi üşüşen kan emicilere karşı mücadele vermektedir.
Kaynağını ve ilhamını Allah’tan alan, peygamberin ve ashabın perspektifinde bir mücadele ve azim ortaya koymaktadır Gazze. Her milletten tağutlar ve zalimler bugün gazzeye aktılar ve akmaya da devam ediyorlar. Biz bugün şunu da gördük ki küfür tek millettir. Hindistan’dan Çin’e kadar Avrupa’dan ABD’sine kadar bir küfür topluluğu olarak Gazze’ye üşüşmüş durumundadırlar.
Peygamber (as) ‘’ biz vücudun bir azaları gibiyiz, bir uzvumuz ağrıyınca diğer uzuvlarımızda rahatsız olur.’’ düsturunu unutmamalıyız. Bundan dolayı her bir müslüman Gazze’deki mücadelenin ortağı olmalıdır. Gazze için elinden geleni yapmalıdır.
Bugün Gazze’deki mücadeleyi net bir şekilde gözlerimizde gördük. Ama şunu unutmayalım değerli müslümanlar bizim tarihimizde bu mücadeleye benzer bir çok durum vardır. Müslümanların tarih sahnesinde buna benzer birçok onurlu ve izzetli mücadelesi olmuştur. Bu onurlu ve izzetli mücadele bazen zaferle bazen de yenilgi olmuşşada, hiçbir zaman kayıp ve hüsran olmamıştır. Bizim için önemli olan sabırdır, tevekküldür, Allah’a olan bağlılıktır. Şunu unutmayalım ki bu diyarlara haçlılar, moğollar ve islamı teslim almaya gelen toplulukların hepsi zelil olarak geri gittiler. Çünkü bu coğrafyalar islamın ve müslümanların coğrafyasıdır. Çünkü burada bir ümmet vardır ve bu ümmet Muhammed’in (as) ümmetidir. Asla ve asla boyun eğmeyen Allah’a dayanan ve bütün gücün ondan olduğuna şahitlik eden bir ümmettir. Bu ümmet onur, şeref ve izzettin Allah’tan olduğuna iman eden bir topluluktur. Onun için içerisinde bulunduğumuz durum bizim için bir imtihandır ve ganimettir. Allah kendi katına seyitler, sadıklar ve şehitler aldığı başarı ve zafer günleridir. Allah’ın dinine kim yardım edecek denildiğinde işte biz buradayız ve bu dinene yardım edenleriz diyeceğiz inşallah. Biz bugün her ne kadar fiili olarak Gazze’de olmasak ta bizim dualarımız ve yardımlarız onlarla birliktedir. Bizim gözümüz kulağımız ve bütün benliğimiz onlarla birliktedir. Allah için mücadele eden herkes için biz rabbimizden yardım diliyoruz ve onların destekçileriyiz.”
Ardından müslümanlar yatsı namazı kılıp sonra vitir namazında bir bütün olarak ellerini semaya açarak Allah’tan kardeşlerimiz için yardım dilediler. Ardından program sona erdi.