Özgür-Der Bursa şubesinde İLKAV başkanı Mehmet Pamak'ın tebliğiyle "Ümmet Bilinci Ve Vahdetin Şartları" konferansı yapıldı.
Özgür-Der Bursa şubesi cahiliyyeden ayrışmanın bir adımı olarak gördüğü aylık alternatif eğitim konferanslarından üçüncüsünü de 15 Aralık Cumartesi akşamı saat:19.00'da Merinos sosyal tesislerinde gerçekleştirdi.
Vahdetin gerekliliğine, vahdetin oluşumunu engelleyen unsurlara, vahdeti oluşturacak kimliklerin niteliğine ve vahdeti oluşturmada atılacak adımlara değinen Mehmet Pamak, özetle şunları ifade etti;
"İnsanlar tek bir ümmet idi. Allah, peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; insanların ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında hüküm vermek için, onlarla birlikte hak olan kitabı da indirdi. Ancak kitap verilenler, kendilerine belgeler geldikten sonra aralarındaki kıskançlık yüzünden onda ayrılığa düştüler. Allah ise iman edenleri, onların hakkında ayrılığa düştükleri doğruya kendi izniyle ulaştırdı. Allah, dilediğine doğru yolu gösterir"(Bakara/213)
Kur'an, ,inşa ettiği ilk nesli kenetlenmiş saflar halinde cemaatleştiriyordu. Çünkü hem bireysel şahidliğin ötesinde toplumsal şahidliğin gerçekleşmesi hem de müşriklerin ve Ehli Kitab'ın cana, inanca, yaşantıya Dar'ün Nedve'lerle topyekûn saldırmasına karşılık topyekûn bir direniş hattının oluşması zaruriydi. Böylelikle Bakara/143'te söylendiği gibi insanlığa vahiy merkezli bir hayatın pratiğini yaşayarak anlatacak 'vasat ümmet' oluşacaktı. Allah, bu sebepten Mekki ayetlerde vahdetten sıkça bahsetmekte, Fatiha ve Müdessir surelerinde olduğu gibi 'ben' unsurunun yerine 'biz' unsurunu ikame etmekte.
Vahdetin oluşması için aynı kökten de gelen tevhid ve muvahhidin de olması gerekliydi. Zira vahdet, tevhid ekseninde muvahhidler tarafından inşa edilebilir. Bunun için Kur'an muvahhidleri eğitime tabi tutuyor; Kitab'ı hakkıyla okuyan, hakkıyla iman eden, hakkıyla Cihad eden ve kendisinden emin olunan mümin bireyler inşa ediyordu.böylelikle Allah'a güvenen ve kendisine güvenilen bir nesil oluşuyordu.
Rahmetli Seyyid Kutup'un da tespit ettiği gibi zaman içinde bizi biz yapan öz kaynaktan yani Kur'an'dan bağların koparılması nedeniyle daha önceki Ehli Kitab'ın düştüğü hale düşmememiz için sayısız defa ikaz edilmemize rağmen (Enam/159…) onların haline düşmüş, birbirimizi katletmeye kadar götürmüşüz ihtilaflarımızı.
Allah, Rasul ve müminler arsında olması gereken 'velayet bağı' paramparça edilmiş, herkes kendindekine taassubla sarılmış ve kendindekini mutlak doğru görmüş. Kalbi Hz Hüseyin ile ancak kılıcı Yezid ile birlikte olanların haline düşülmüş, aşurada Hüseyin için feryad eden ve tarihteki zalimlere beddua okuyarak bugünün tağutlarıyla işbirliği içinde olunmuş bunun yanında hep birlikte Hüseyin için ağıt yakanlar birbirlerini göz kırpmadan katledebilmişlerdir.
Bugün için vahdet bizim için yitirmememiz gereken bir umut, geleceğe yönelik bir proje ve gaye olmalıdır. Çünkü vahdet sloganla ve bir anda olacak şey değildir. Hatta vahdetten çok sık bahsedilmesi onu yıpratacak ve fonksiyonerliğini yitirmesine sebep olacaktır. Vahdet için elimizden gelen bütün çabaları sarf etmeli ve bu yolda ölebilmeliyiz. Ancak bugün daha çok ittifak bahsetmeli ve ittifak zemininde bir araya gelmeliyiz. Bizi parçalanmaya sürükleyen unsurları en azından konuşabilmeliyiz. Ve sabiteleler dışındaki ihtilaflarımız hoş görebilmeliyiz.
Vahdet için;
1-Vahye teslim olmalı,2-geleneksel ve modern cahiliyyeden tümüyle ayrışmalı,3- Emr-i bil-maruf nehy-i ani'l-münker mekanizmasını canlandırmalı,4- mümkün olduğunca sabitelerde birleşmeli,5-hizipleşmeden hizbullah olmalıyız,6-vahdet için temennileri aşıp somut adımlar atmalı,7- bugün için vahdeti gerçekleştiremezsek dahi ortak paydalarımızda ittifaklar kurabilmeliyiz. "
Mehmet Pamak kardeşliğimizin oluşması ve Allah'ın canımızı bu yol üzere iken alması için dua ederek konuşmasına 21.00'da son verdi. 19 Ocak'ta Metin Önal Mengüşoğlu tarafından verilecek olan 'Kur'an'ın anlaşılmasında geleneksel ve modern engeller' konferansını ilanı yapıldıktan sonra etkinlik son buldu.