Semineri Serdar Bursalı sundu. Serdar Bursalı konuşmasına, Tarihin, Habil ve Kabil'in savaşından itibaren sürekli savaş içerisinde geliştiğini vurgulayarak, bugünkü Kapitalizm'i de bu savaşın bir parçası niteliğinde değerlendirerek başladı. Kapitalizmin sadece bir isim olduğunu, Kapitalizm'den önceleri başka birçok toplumsal yasanın aynı niteliklere sahip olabileceğini vurgulayan Bursalı, Kristof Kolomb'un Amerikaya ayak basmasından günümüze kadarki Kapitalizm serüvenini açıkladı. Kapitalizm'in sadece ekonomik bir sistemden ibaret olmadığını, Ahlaki tahribatı, Emperyalizm'i, İşgal'i, Açlığı ve birçok toplumsal sorunu da beraberinde getirdiğini vurgulayan Bursalı, Kapitalizm'in 'ihtiyaç' kavramını, insana bakışını ve bireyci bakış açısını inceledi.
Bursalı, Kur'an'da Allahın, İnfak konusunu anlatırken ihtiyaçtan fazlası deyip ihtiyacın ne olduğunu kesin hatlarla belirlemezken, Kapitalizm'in insana ihtiyaç biçmesini ve ihtiyacın sonsuz olduğunu söylemesini düşündürücü bulduğunu ifade etti. Kur'an, İnsanların topluca Allah'ın ipine sarılmalarını emrederken Kapitalizm, bireyi toplumdan soyutlayarak tekil hale getiriyordu. Temeldeki prensibi sermayeyi artırmak ve insanlar üzerinde otorite kurmak olan Kapitalizmin, bunu yapabilmesi için mutlaka insanı zayıf düşürmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Kapitalizm'in bireyci yapısına karşı Müslümanların omuz omuza vererek Kapitalizm'le mücadele etmeleri ve Kapitalizmin karşısında bir tehdit oluşturmaları gerekmektedir.
Boykot konusuna da değinen Bursalı, boykot'un sadece belirli zaman dilimlerinde gerçekleştirilen ve alımın millileştirilmesi olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı ve asıl boykotun ihtiyacı belirleyerek ona göre alış-veriş yapmak olduğunu söyledi.