Yöneticiliğini Serdar Bursalı’nın yaptığı eyleme yoğun katılımın olduğu görüldü. Bursalı, giriş konuşmasında, İsrail’in 1948’den bu yana, Filistin topraklarını işgalinin, sorunun kaynağı olduğunu, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bir kısım kuruluşların ve yayın organlarının çocukların da içinde olduğu onlarca kardeşimizin ölümlerinden Hamas’ı sorumlu tutarak bu gerçeği örtmek istediklerini fakat bunu vicdan ve akıl sahibi hiçbir insanın kabul edemeyeceğini söyledi. Ayrıca hiçbir kardeşimizin canının bir diğer kardeşimizin canından daha az kıymetli olmadığını söyledi ve "Filistinli, Mısırlı, Suriyeli, Arakanlı, Libyalı ve tüm İslam coğrafyasından kardeşlerimiz canlarını birbirlerine tercih edilecek değildir" diyerek tutarsız yaklaşımlardan uzak durmak gerektiğini vurguladı. Daha sonra sözü alan Busey-Der’den Burhaneddin Ayhanoğlu konuşmasında ümmetin imtihanının çetin olduğunu belirtti. Bu imtihanı kazanmak için küresel emperyalizme ve onların yerli işbirlikçilerine karşı direnişi omuzlamanın önemine dikkat çekti.
Eylem Bursa Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Civan Behiç Turhan’ın basın açıklamasını okumasıyla son buldu. Eylemde "Hamas’a Selam Direnişe Devam!", "Katil İsrail Filistinden Defol!", "Katil Sisi Filistin’den Defol!", "Katil Esed Suriye’den Defol!", "Zulüm Biter Sabır Savaş Zafer!" vb. sloganlar atıldı.
Basın Metni:
FİLİSTİN’DE SORUN SİYONİST İŞGALİN VARLIĞIDIR!
10 Temmuz 2014
Yeryüzünün gördüğü en büyük ve organize terör örgütü olan İsrail devleti, günlerdir Gazzeli kardeşlerimizin üstüne bomba yağdırmaktadır. Bilindiği gibi geçtiğimiz Haziran ayı ortasında Batı Şeria’da kaybolan üç Yahudi daha sonra ölü bulunmuş ve bu gelişme de İsrail’in bir süredir devam eden ateşkesi ihlal ederek başlattığı kalleş saldırılarının bahanesi olarak sunulmuştur. Söz konusu Yahudi cinayetleriyle hiçbir bağı bulunmadığı halde Hamas’a yönelik operasyonlar gerçekleştiren siyonist çete son üç günde seksene yakın kardeşimizi katletmiş, yüzlercesini yaralamış, elli kadar evi de yerle bir etmiştir.
Bu katliamın, siyonistlerin mazlum Filistin halkına yönelik ilk saldırısı olmadığı herkesin malumudur. Şehir dahi denemeyecek kadar küçük bir alana bir buçuk milyon insanın mahkum edildiği Gazze şeridi, Siyonistlerce havadan, karadan ve denizden kuşatma altındadır. Bu haliyle dünyanın en büyük açık cezaevine dönüştürülmüştür. Siyonist ablukadan ötürü olağan hayatın dahi son derece ağır şartlarda sürdürüldüğü bölge, İsrail’in hunharca saldırılarına karşı savunmasız durumdadır.
Global aktörler Gazze’nin ahvalinden de, siyonistlerin zalim saldırılarından da haberdardır. Bugün burada toplanmamızın sebebi olan son saldırılar sonucu paramparça edilen bebeklerin cansız bedenleri fotoğraflarla dünyanın dört bir yanına dağılarak vicdan sahiplerinin uykularını kaçırmıştır. Buna rağmen uluslararası güç odakları, siyonist zulmünü bir kenara bırakarak İsrail’e füze attığı bahanesiyle Hamas’ı kınamak için sıraya dizilmişlerdir.
Filistin’in uğradığı zulme karşı kınama bildirilerinden başka bir şey yapmayan BM gibi uluslar arası kuruluşlar çifte standart uygulamaktadır. Dolayısıyla zulme karşı Filistinli kardeşlerimizin sesi soluğu olmak vazifesi uluslararası topluma terk edilmemeli, tüm ümmetçe üstlenilmelidir.
Mısır’da darbecilerin, Suriye’de şebbihaların, Filistin’de siyonistlerin cürümlerine karşı yek vücut olmak ümmet bilincinin bir gereğidir. İşte bugün de bu bilinçle bir araya gelmiş olup Allah’tan katledilen kardeşlerimizin şehadetlerini kabul buyurmasını diliyor, zalimleri lanetliyor ve mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı, onlar için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.
Filistin Halkıyla Dayanışma Platformu
Asır-Der, Busey-Der, Gül-Der, Özgür-Der