Nilüfer Karaçor sunumuna, Fatıma örnekliğinin kendimize yapacağımız bir yolculuk bilinci olduğu vurgusu ile başladı. Akabinde ise önder şahsiyetler arasında yer almasının önemini, Resul hayatının en yakın tanığı olmasına bağlayarak, Hz. Fatıma'nın hayatı hakkında kronolojik bilgileri aktardı. Fatıma'nın bizzat mücadelenin içinden gelerek yetiştiğini, böyle bir kişilik kazanma gayesi taşıyanların, yoğun bir cihadı yüklenmesi gerektiğini belirtti.
Kevser suresine değinerek Hz. Muhammed'in soyunun kız çocuğu üzerinden devam etmesinin cahili toplum düşüncesine aykırı olduğunu fakat Fatıma örnekliğiyle cahili soy devamlılığı değil İslami soy devamlılığını görmemiz gerektiğine dikkat çekti.
Kız çocuğunun horlandığı, kadına olması gereken değerin verilmediği Arap toplumunda, İslam'ın Fatıma kişiliğiyle bu zihniyete cevap verdiğini, bugün de canlı cahiliye zihniyetinin varlığını devam ettirdiğini, günümüzde ise bunun reklamlar aracılığıyla kadının metalaştırılarak yapıldığını belirtti. Furkan kavramıyla kadın konusunda o dönemde yaşanan dönüşümün, çağımızda da bu kavramı yaşatarak mümkün olacağını söyledi.
Fatıma'nın hatiplik özelliğine değinen Karaçor, onun Ashab-ı Suffa'da hem öğrenen hem de öğreten olduğunu, tesettürü kuşanarak cahiliye kadınına örneklik sergilediğini belirtti. Sümeyye örnekliğini anarak modern işkencelerin de her bir azamızı bizden kopardığına dikkat çekti. Tesettür bilincinin kadında olduğu gibi erkekte de olması gerekliliğini Ahzab Suresi 32,33 ayetleri kapsamında inceledi.
İslami mücadelemiz ile evlerimiz arasındaki dengenin gözetilerek evin merkeziliğinin sağlanmasıyla modern hayatın getirdiği evsizlik sorununun aşılabileceğine dikkat çekti.
Fatıma'nın, babasının risaleti süresinde yaşadığı sıkıntılarda isyan eden değil razı olan olduğunu açıkladı. Onun evliliğine, çeyizindeki ihtiyacın sınırlılığına değindi.
Fatıma'nın ölürken iki dünyanın birbirine açtığı kapı aralığında durduğunu söyledi. Devamında ise, modernizmin düalist bakış açısının dünya ile ahireti ikiye ayırmasına dikkat çekerek dünyayı ahiretin belirleyicisi olarak tek bir çizgi halinde bittiği yerden başlanılacağının bilinmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bütün insanlık alemine sahip olduğu övünçleri bir kadının elde edebileceğini, İslam'da kadının neler yapabileceğini, haksızlıklar karşısında nasıl durulacağını, bir kadının nasıl olmalıdır sorusuna mücadele ve müşahede noktasında direnişiyle cevap verdiğini, "Bugün Fatıma olabilmek için peygamber kızı olmanın gerekmediğini" söyleyerek seminerini sonlandırdı.
Haber: SARA IŞIKLAR