Özgür-Der Bursa Şubesi lise öğrencileri arasında başlattığı "Öncü Mü'min Hanımlar" seminerlerine bu hafta hz Fatıma ile devam etti. Rahime Nur Yılmaz'ın sunumunu yaptığı program dernek binasında gerçekleştirildi.
Rahime Nur Yılmaz islam tarihinde yer edinmiş öncü şahsiyetlerin sadece erkeklerden müteşekkil olmadığını, hanım şahsiyetlerinde önemli bir yer tuttuğunu ifade ederek giriş yaptığı konuşmasına şu şekilde devam etti;
İslam tarihinde şahsiyeti ile ön plana çıkmış ve bizlere örnek olabilecek kadın modeller kimdir diye düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen isimlerin başında Allah resulu'nun kızı, hz Fatıma gelir. O'nun dünyaya geldiği zaman ve ortamı göz önüne aldığımızda örnekliğini daha iyi anlayabiliriz. Cahiliyenin en şiddetli döneminde dünyaya gelmiş ve bizzat Allah resulu tarafından terbiye edilerek şahsiyetini inşa edilmiş biridir. Zaten adı ile müsemma hale gelen "Zehra" künyeside onun nasıl birisi olduğunu göstermektedir. Künyesi "saf ve berrak" gibi anlamlara gelmektedir. şirkin ve zulmun zirvede olduğu ve insan fıtratını kirleten bir ortamda temiz ve berrak ünvanını alması sıradan bir şey olmasa gerektir. Hz Fatıma'nın yetişme şekli sözkonusu olduğunda aynı zamanda önümüze çıkan önemli gerçeklerden birisi de Allah resulu'nun kızına verdiği eğitimin şeklidir. Ya da başka bir ifade ile baba kız arasındaki ilişkinin niteliği. Allah resulu kızına sevgi ve muhabbetini hep en ileri derecede tutmuş ve bunu islami kimliğinin sağlıklı bir şekilde oluşması için adalet çerçevesi içerisinde yapagelmiştir. Baba kız arasında ki ilişki çerçevesinde genel bir bakış gerçekleştirdiğimizde, Allah resulu'nun bazen şefkat ve merhameti gereği çok duygusal ve naif yaklaştığını görebiliriz. Ancak sözkonusu İslami şahsiyetin oluşması için gerekli haller olduğunda uyarıcı ve tavizsiz bir tavır takındığını da görebiliriz. Kızım Fatıma baban bir peygamber bile olsa ... uyarısı ile başlayan sözleri bize merhamet ve adalet çerçevesinde nitelikli bir baba-kız ilişkisini göstermek için oldukça yeterlidir.
RahimeNur Yılmaz hz Fatıma'nın yetişmesinde etkili olan faktörlerden bir diğerinin de hayatta iken yaşadığı acılar olduğunu belirterek şunları ifade etti:
Hz Fatıma bizler için rol model düzeyine getiren nedenlerden biriside yaşadığı acılardır. Özellikle annesinin vefatı onda çok büyük bir etki yapmıştır. Ancak o babasından aldığı eğitiminde etkisi ile bu acıyı nitelikli bir değişim için nedene dönüştürerek hayatındaki sorumluluk duygusunu artırmıştır. Gerek kendi ailesi gerek babasının yakınında olarak onun isteklerine cevab vermesi ve hanım sahabeler ile ilişkilerinde üzerine düşen görevleri yerine getirmesinde bu sorumluluk duygusunun önemli yeri olduğunu belirtmem gerekir.
Yılmaz hz Fatıma'nın örnek alınacak yönlerinden birisinin de çeyiz ve evlilik tavrı olduğunu söyleyerek şunlara dikkat çekti:
Günümüz evliliklerine ve öncesindeki hazırlıklara baktığımızda bir çoğumuz israfa varan şeyler olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Hz Fatıma'nın hayatına baktığımızda onun çeyizinin olabildiğince sade, gösterişe kaçmayan ve aynı zamanda israf derecesinde olmadığını görürüz. Hz Ali ile düğünüde aynı şekilde sadeve israftan uzak olmuştur. O gerek çeyizinde, gerek evlilik töreninde gerekse de ailesini kurduktan sonra da tüm gereklilikleri "fıtri ihtiyaçlar" düzeyinde ele almıştır. Lüksün ve israfın insan ruhunda ve hayatında oluşturduğu tahribatın önüne geçmek için hz Fatıma bizim için çok önemli bir kılavuzdur. Hz Fatıma'nın kanaatkar ve sabırlı bir şahsiyet olduğunu biliyoruz. Annesi hz Hatice'den kendisine kalan mirasın hemen hepsini İslam yolunda harcanması için Allah resulune vermiştir. Dünyalık işlerinde karşılaştıkları acı ve yoksunluk hallerine karşı hep sabırlı ve şükür içerisinde bir vaziyet takınmıştır. Yaşadığı tüm sıkıntılara karşı o örnek bir dayanışma ile aile saadetinin nasıl olabileceğini kendinden sonra geleceklere örnek olarak sunmuştur.