Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu, Sisi cuntasının idam kararını protesto etmek için Dörtyol Saat Kulesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sunuculuğunu İbrahim Kılıç'ın yaptığı ve çok sayıda kişinin katılım gösterdiği programda M. Fatih Kartal basın açıklaması metnini okurken, Cihan Bozaba’da dua yaptı.
Programda “Cuntanın Kararı Korkutamaz İhvan’ı!”, “İdam Sehpası Yıldıramaz İhvan’ı!”, “Zulme Boyun Eğmeyen Öncülere Bin Selam!”, “Haktan Taviz Vermeyen Öncülere Bin Selam!”, “Katil Sisi Hesap Verecek!”, “Zalimler Allah’a Hesap Verecek!”, “Bingöl’den İhvan’a Direnişe Bin Selam!” sloganları atılırken, eylemciler ellerinde “İdam Sehpası Yıldıramaz İhvan’ı”, “Cuntanın İdam Kararları İslami Direnişi Yıldıramaz!”, “Benna’nın, Seyyid’in Takipçileri Zulme Boyun Eğmez!”, “İslami Hareket Engellenemez” dövizlerini taşıdı.
Basın açıklamasının tam metni:
“Kıymetli Bingöl Halkı! Bugün Mısır’da Firavunist çetelerinin kurduğu kukla mahkemenin 12 idam kararını lanetlemek ve protesto etmek için burada bulunuyoruz. Zalimliğine her geçen gün bir yenisini katan cuntacı Sisi’nin mahkemelerinden yine bir idam kararı çıktı. Aralarında Mısır devriminin sembol isimlerinden birisi olan şehit Esma Biltaci’nin babası İhvan Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ile Müslüman Kardeşler liderlerinden Safvet Hicazi’nin de olduğu 12 kişi hakkında daha önce verilen idam cezasını onandı.
Mısır zindanlarında her an idam edilmeyi bekleyen yüzlerce kişi var. Üstelik ağır işkenceler eşliğinde ve de çelik kafesler içinde savunma hakkı verilmeksizin yapılan yargılamalar devam ediyor ve kurulan yargı tiyatrosunda yeni idam kararları veriliyor. Nereden bakarsanız bakın hukuki olmayan bu yargılamaların tamamıyla siyasi ve intikama yönelik kararlar olduğunu anlamak çok da zor bir durum olmayacaktır. Lakin bu kararlar ne olursa olsun hesap edemedikleri tek bir şey vardı. İhvanın şehadet arzusu.
Evet, Mısır zindanlarında 40 binden fazla darbe karşıtı zor şartlarda tutulurken şehadetin ne büyük bir makam olduğu hakkında ufacık bir tereddütleri olsaydı, Üstad Hasan El Benna’lar katledildiğinde, Seyyid Kutup’lar, Abdülkadir Udeh’ler idam edildiğinde yol, pusula, harita ve azıktan ne varsa alır giderler, kendi köşelerine çekilirlerdi.
Onlar, Uhud’da birkaç saat içinde, Hz. Hamza ve Musab b. Umeyr gibi 70 sahabesinin çok feci biçimde şehit edildiğini gördüğünde üzülen ancak zerre kadar ye’se kapılmayan ve onların cennette olduğunu haber veren bir Peygamber(sav)’in “kardeşlerim” diye hasretini dile getirdiği kimselere yakışan neyse onu yapıyorlar. Cuntacı Sisi ve çetesi ise kendine yakışan ne ise onu yaptı. Yerli firavunlar, sırtını dayadıkları Siyonist ve emperyalist firavunlarla birlikte tüm dünyanın da sessizliğini fırsat bilerek katliamlara doymadılar.
Haklı olanları cezalar susturamaz, gerçekleri darbeciler örtemez. Mısır halkının izzetli duruşunu ve iradesini cezalar teslim alamaz. İspat edilmiş tek suç bulunmazken milletin seçtikleri yargılanamaz, siyasi kararlarla özgür düşünce esir alınamaz, baskı, dayatma, idam sehpaları direnişi durduramaz.
Mısır'daki meşru hükümetin darbe yoluyla iktidardan uzaklaştırılmasına sessiz kalan dünyanın bugün yeni katliamlara kapı araladığını, ilkesel temelde kararlı bir duruş sergilemediklerinden darbecilerin zulmü bir adım daha öteye götürmeye çalıştıklarını görüyoruz. Haksız hukuksuz kararlar karşısında sessiz kalan, darbecilere örtülü ve açık destek veren emperyalizmin kanlı yüzünü bir kez daha deşifre etti. Batının sadece kirli yüzü değil doğasındaki küfrü de bir kez daha ortaya çıktı.
İman eden, akleden, dosdoğru olmak isteyen, insanım diyen herkesi Mısır'daki zulme sessiz kalmamaya ve bu zulüm karşısında hakkın savunucusu olmaya davet ediyoruz. Özgürlük, adalet yalnız bir zümrenin değil, bütün insanların hakkıdır. Mısır'da meşru hükümetin darbe yoluyla iktidardan uzaklaştırılmasına sessiz kalan dünyanın, bugün yeni katliamlara kapı araladığını, ilkeli kararlı bir duruş sergilemediklerinden darbecileri cesaretlendirerek zulmü çok daha artırmaya çalıştıklarını büyük bir kaygı ile takip ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde suçsuz onlarca ihvan üyesinin tüm Dünya’nın gözleri üzerinde idam edilmesini hepimiz izledik. Milletin iradesine kibrit suyu dökerek milletin kendi içinden seçtiği kişileri darbe ile indiren bu cuntacı zihniyeti Türkiye olarak maalesef bizler de çok defa tecrübe ettik… Sizlerin şahitliğinde çok yakın zamanda bir önceki basın açıklamamızda 103 amiralin milletin iradesine aba altından sopa getirmesini kınamak için bir araya gelmiştik. Bugün burada ise aynı minvalde Mısır’da var olan Firavunist düzene karşı duran Musa’ların yanında olduğumuzu ilan etmeye geldik.
Evet! İnancımızın gereği zalimin karşısında mazlumun yanında olmayı inana bizler hakkı haykırmak için zalim Firavunların karşısında Musa olma gayretiyle bu zulmü Bingöl özelinde Türkiye genelinde tüm Müslüman halkalara duyurmayı bir borç biliyoruz.
Binlerce kardeşimizin acımasızca katledildiği Mısır’da, darbeci katillerin verdiği hukuksuz kararları da kendilerini de tanımıyor, onurlu bir duruş sergileyen Mısırlı kardeşlerimizin mücadelesinin yanında olduğumuzu Bingöl’deki Müslümanlar olarak ilan ediyoruz.”