HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Beykoz Şubesi'nde İsmail Ceyran küresel ekonomik sistemden İslami iktisat esaslarına, faizden zekata soru işaretleri uyandıran konulara ve tarihi arkaplanlarına dair bir sunum yaptı.
"İslam İktisad Esasları ve Günümüz Ekonomileri" başlıklı seminerde konuşmacı olan Ceyran konuyu çok boyutlu olarak sunarak sorunlara izahatlar getirdi.
Konuşmasının başında 30 yıl savaşları ve İngiliz iç savaşına değinen Ceyran bugün içinde bulunduğumuz kapitalist israf düzeninin temellerinin Avrupa'da kilisenin hukuksuzluğuna karşı oluşan çıkışta temel bulduğunu ifade etti ve hayatın, bilimin ve etik denilen olgunun bu dönemde vahiyden koparılarak tabiata dayandırıldığını belirtti.
Fransız devriminde de kurulan giyotinlerin en büyük müşterisinin papazlar yani kilise olduğunu vurgulayan Ceyran, insanın ontolojik alanının parçalanarak insan ile yaratıcı arasındaki ilişkinin tersine çevrildiğini söyledi.
"Bugün küresel buhrana dönüşen konu tarihi süreçte oluşan bir ayrıntıdır. Kapitalizm dinden arındırılmıştır, alameti farikası kendine özgü birey ve çevre kurgulamasıdır." diyen Ceyran devlet, birey, toplum ve çevrenin kapitalizmin tapulu arazisi olduğunu ve kapitalizmin bunları istediği gibi şekillendirdiğini belirtti.
Akraba ideolojiler: Kapitalizm ve Komünizm
Ceyran, kapitalizmin liberalizmin pratik yansıması ve komünizmin sosyalizmin pratik yansıması olduğunu bildirirken, "Kapitalizm ve komünizm aynı paradigmanın ürünüdür, ikisi de tekelcidir, kapitalizm tekeli olmasa işçi haklarından bahsedilemez, ikisi de birbirinin paradigmal akrabasıdır, biri olmadan diğeri olmaz." ifadelerini kullandı.
Kapitalizmde paranın şirketlerde, komünizmde ise politbüronun elinde toplandığını hatırlatan Ceyran, her ikisinde de servetin kaynağından koparılmış olduğunu ve eşyaya tanrılık vasfı verildiğini açıkladı.
Kapitalizmde özel mülkün olduğunu ancak herkesin bu mülke erişemediğini ve mülkü olmayanın itibar edinemediğini kaydeden Ceyran, komünizmde ise eşyanın fert tarafından sahiplenilemediğini ve toplulukların ayinsel bir havada eşyayı ihtiyaç kadar kullanabildiğini söyledi.
Lenin, Mao ve Kastro devrimlerinin bilançosu: 110 milyonluk katliam
Dünyanın en büyük online ticaret sitelerinden biri olan Alibaba'nın kurucusu Jack Ma'nın Çin Komünist Partisi'nde üst kademelerde yer aldığını, Türkiye'de bulunan ve sanat çevrelerinde komünizm/sosyalizm propagandası yapan isimlerin banka reklamlarında oynadığını ve devrimci figürlerin Etiler ve Ulus gibi bölgelerde servetleri üzerlerinde oturduğunu anlatan Ceyran Gezi Parkı gösterilerinde de sosyalist isimlerin yanında Koç, Boyner gibi figürlerin yer aldığını hatırlattı.
Bütün tarihin ezilen ve ezen ilişkisinden ibaret olduğunu savunan Karl Marx'ın "proleter devrim kapitalizm doruğa çıktığı vakit batı Avrupa'da olacak" öngörüsüne karşın 1917'de Lenin'in Rusya'da, 1949'da Mao'nun Çin'de ve 1959'da Kastro'nun Küba'da yaptığı komünist devrimlerin tarım toplumlarında yaşandığını hatırlatan Ceyran, bu devrimleri takiben despotlaşan komünist yönetimlerin 110 milyonun üzerinde insanı katlettiğini ifade etti.
Kaynağından koparılan bilgi
Bilginin kaynağından kopunca anlamını yitirdiğini vurgulayan Ceyran dikeyde İnsan-Allah ve yatayda İnsan-İnsan ile İnsan-Eşya ilişkilerinin tarumar edilmesi ile insanın kendi vehmini tanrı yerine koyduğunu ve bu yeni kurgunun bütün alanları hayatsızlaştırdığını ve hayasızlaştırdığını belirtti.
"Bugün LGBT'den feminizme ve 3. Nesil insan tiplemelerine kadar bütün dejenerasyon bu ölü düşüncenin diri hayatı öldürmesi ile alakalıdır." sözlerini sarf eden Ceyran Müslümanların bilgi zemininde kainat ayetleri, kevnî ayetler ve Kuran ayetlerinin insicam içinde olduğunu ve bilginin Allah'ın yasasına bağlı olduğunu ifade etti.
Cüzlere ayrılan ahlak ahlaksızlık üretir
Ceyran, kapitalizmde ticarette yer alan kişinin aktör, İslam'da ise şahsiyet olduğunu vurgulayarak, "Aktör gayrı fıtri ve gayrı ahlakidir. Ahlak vahiy ile ilişkilidir, bilgi aklın kulluğudur, siz aklı hangi bilgi ile donatırsanız ona kulluk eder. Kirlenmiş beynimizi temizleyecek olan ahlaktır." şeklinde konuştu.
Ahlak'ın da tevhidden bağımsız olmadığını, ahlakın halik mahluk ilişkisini doğru tutmanın adı olduğunu ve ahlakın eşyanın yaratılmasındaki fıtri zemin olduğunu sözlerine ekleyen Ceyran, "Ahlak hayatın tümüne rengini veren bir değerler manzumesidir, ahlak tecezzi etmez, cüzlere ayrılamaz. Cüzlere ayrılan ahlak ahlaksızlık üretir." dedi.
Ceyran, İslam'ın kanaatkâr insan modelini önerdiğini ve serbest piyasa anlayışına sahip olmadığını söyleyerek, İslam'da mülk Allah'ındır inancının olduğunu, zekatın benimsendiğini, faizin reddedildiğini, dayanışma ve mirasçılık olduğunu bildirdi.
Sermaye bayat emektir
Hz. Muhammed'in ilk pazarı Beni Saude'de kabristanın yanına kurarak alışveriş yapanlara ahireti hatırlatmayı amaçladığını hatırlatan Ceyran bu Pazar yerinde peygamberin şimdiki zabıtalara denk olan 2 muhtesip atayarak insanlara iyinin emredilmesini ve kötünün sakındırılmasını sağladığını anlattı.
"İslam iktisadında sermaye, batılı doktrinler gibi değildir. Sermaye bayat emektir, taze emek sermayeye eşlik ederse anlam kazanır." şeklinde konuşan Ceyran paranın ekonomi açısından insan vücudundaki kan gibi olduğunu ve paranın biriktirildiği durumlarda ekonominin damarlarının kuruyacağını söyledi.
Müslümanların meşru çerçeveyi takip etmek kaydıyla istedikleri kadar servet sahibi olabileceklerini belirten Ceyran bu servetin harcanırken sınırlamalar olduğunu ve servet sahiplerinin mallarını infak, zekat ve sadaka yoluyla hak sahipleri ile paylaşması gerektiğini ifade etti.
İnfak, zekat ve sadaka toplumsal mirastır
İnfakın mevcut sisteme karşı panzehir olduğunu vurgulayan Ceyran "Nasıl namazın bereketi saf tutan cemaatle artıyor ve istişare saf tutan akıllar sayesinde bereketleniyorsa infakta da rızıklar paylaşılır ve yürekler saf tutar. İnfak Arapçada tünel anlamındadır bir ucundan kardeşinin yüreğine sessizce dokunmaktır infak, ve diğer ucu da ahirettir." diye konuştu.
İnsanların kazanımları üzerinde ailesinin, çevresindekilerin, dostlarının, yakın ve uzak akrabalarının ve yakınlarının hakkı bulunduğunu hatırlatan Ceyran mirasın bu anlamda önemli olduğunu ve infak, zekat ve sadakanın mirasın toplumsal boyutu olduğunu kaydetti.
Ceyran, her bir metada yüz binlerce insanın emeği olduğunu ve hayatımızı kolaylaştıran insanları düşünmek zorunda olduğumuzu vurgulayarak, "Herkes mühendis doktor olsa idi hayat bu ahenk ile işleyemezdi. Ortamı paylaştığımız herkesi önemsemek zorundayız." dedi.
Münzevileşme ile dünyevileşme akrabadır
Allah'ın Müslümanları mazlumlar için sadaka olarak gönderdiğini de söyleyen Ceyran, Müslümanların sadaka vererek Allah'a verdikleri söze sadık kaldığını ve iddialarını ispatladıklarını ifade ederek, "Peygamber de yetimdi, her bir yetime peygamberimize bakıyor gibi bakmak zorundayız." ifadesini kullandı.
Ceyran, tevhidin izdüşümünün adalet olduğunu, adil bir ortamda mülk olacağını ve tevhidin de mülk üzerine inşa edilebileceğini söylerken, tevhidin de hakikat, adalet ve muhabbet sac ayaklarına sahip olduğunu kaydetti.
"Münzevileşme ile dünyevileşme akrabadır. Bir lokma bir hırka edebiyatı hayırlı bir şey olan serveti kötü gösteriyor. Bizi helal olan bir şeyi kazanmaktan alıkoyuyor." şeklinde konuşan Ceyran, öte yandan Müslümanların bin lokma bin hırka istismarına da karşı çıkmaları ve fedakarlığı tavsiye etmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Müslümanların faizden, ribadan, şüpheli ticaretten kaçınmaya mecbur olduğunu söyleyen Ceyran faizin iktisadi hayatı felce uğrattığını belirtti.
Türkiye'de 214 milyar liralık gıda israfı
"Dünyanın 1 yıllık ürettiği değer 90 trilyon dolar iken bütün dünyanın toplam borcu 280 trilyon dolar. Bunun alacaklısı üç beş tane para babasıdır. 26 kişinin serveti milyarlarca insanın servetine denk. Bu para elde tutulunca 795 milyon insan her gece aç yatıyor, 35 bini çocuk 50 bin insan her gün açlıktan ölüyor." ifadelerini kullanan Ceyran faizin Allah'a savaş açmak olduğunu ve insanları köleleştirdiğini sözlerine ekledi.
Küresel israfa da değinen Ceyran, dünyada her yıl 1 trilyon dolara denk 1.3 milyar ton gıdanın israf edildiğini ve bu israf edilen gıdanın tüm açları doyurabileceğini bildirerek Türkiye'de de yıllık 214 milyar liralık gıda israfı yapıldığını belirtti.
"İhtiyaçları arzular mesabesinde maksimize eden batılı anlayış reklamlar üzerinden pompalanıyor, ihtiyaçlar elbette vardır fakat nefsin terbiye hudutlarının aşıldığı yerde obezite başlar. Zorunlu temel ihtiyaçlar karşılanmadan yapılan tüketim lükstür. Dünyalıklarımızın bir kısmını tedavülden kaldırmalıyız." diye konuşan Ceyran, süratlı ve telaşlı dünya sistemine karşı Müslümanların hayatı yavaşlatması ve vakıf olması gerektiğini dikkati çekti.