Sunumun başlığı; “Ortadoğudaki Gelişmeler ve Müslümanlar”dı. Rıdvan Kaya’nın sunumunda öne çıktığını düşündüğümüz kimi hususları maddeler halinde sıralayacak olursak:
1- Çok yakın bir zamana kadar, yani bu gelişmelerin fitilini ateşleyen Tunus’daki olaylar öncesine kadar, bugün karşılaştığımız sonuçlar, tahmin edilmesi zor sonuçlardı.
2- Olayların domino etkisi, gelişmelerin birbirlerini tetikleme gücü; aynı sosyal, siyasal, tarihi, dini ve daha bir çok müştereğin hadisede yer almasından ileri gelmektedir.
3- Tunus’la başlayıp, Mısır’la, Libya’yla, Suriye’yle, Bahreyn ve Yemen’le devam eden gelişmeler birbirlerinin tümüyle aynısı olmamıştır. Bunda muhalif unsurların ve iktidardaki despot yönetimlerin farklılıkları belirleyici olmuştur. Bu yüzdendir ki Libya lideri dokuz ay halkına eziyet ettikten sonra, ancak NATO desteği ile alt edilebilmiştir.
4- Elbette özellikle Libya’da söz konusu olan NATO desteğinin çaresizlik dolayımında Müslümanlar tarafından kabul edildiğini belirtmek gerekir.
5- Yine, Libya lideri Kaddafi’nin öldürülmesine ilişkin tartışmaların asıl meseleyi, yani oradaki direnişi ve Müslümanların haklılıklarını örtmesine izin verilmemelidir.
6- Daha ilk başından itibaren bütün bu olaylara şüpheyle yaklaşanların, şüphelerinde yanıldıkları her geçen gün biraz daha netleşmektedir. Tunus’daki Nahda Hareketinin seçim başarısı, Libya’daki geçici konsey başkanının “Şeriata bağlı kalacağız” yönündeki açıklamaları ve Mısır’daki İhvan’ın etkinlikleri, daha şimdiden söz konusu olumlulukların yansımaları olarak ele alınmalıdır.
7- Ortadoğu’daki Müslümanların bu etkinliklerini ve etkilerini göz ardı edip, onlara laiklik tavsiyesinde bulunanların da abesle iştigal ettikleri ortadadır.
8- Bölgedeki bu gelişmelerin baştan sona örgütlü ve muhalif kişilerce, özellikle de Müslümanlarca gerçekleştirildiğini, gelişen olaylar ve neticeler ortaya koymaktadır. Toplumsal değişimlerin kendiliğinden ya da büyük oranda sosyal medya vasıtasıyla gerçekleştiğini söylemenin anlamsızlığı görülmüştür.
9- Alınan bu hayırlı neticelerde on yıllardır çekilen ızdırapların, direnişlerin, fedakarlıkların ve mazlumların feryatlarının etkili olduğunda kuşku yoktur.
10- Suriye’de muhalefetin görece güçsüz olması münasebetiyle oradaki mücadelenin bir müddet daha devam edeceğini söyleyebiliriz; ama “cin bir kere şişeden çıkmış” bulunmaktadır. Suriye zalimi de kaçınılmaz sona doğru hızlıca ilerlemektedir.
11- Suriye konusunda, ortaya çıkan İran ve Hizbullah’ın tavrını maalesef üzüntüyle karşılıyoruz ve yanıldıklarını düşünüyorum; ama bütün bunlar İran’ın ve Hizbullah’ın olumluluklarını görmemize de mani olmamalıdır.
12- Koskoca bir coğrafyada gelişen bu anlamlı ve güzel olaylar karşısında, bu ülke Müslümanlarının yeterli desteği, etkiyi ve tepkiyi gösterememiş olmaları özeleştiri gerektiren bir durum olmalıdır. Meseleleri anlama düzeyinde dahi gerekli gayreti gösteremeyişimiz ülke Müslümanları olarak önemsememiz gereken bir husustur.
Bu ve benzeri noktaların öne çıktığı konuşmada Rıdvan Kaya’ya karşılıklı sorular yöneltilerek program tamamlandı.