Bünyamin Sevim / Haksöz-Haber
Türkiye İslamcılığı tarihsel sürecinin yaşayan önemli tanıklarından olan Selahaddin Eş Çakırgil Özgür-Der Batman Şubesinin davetlisi olarak Batman'da konferans verdi.
Yoğun katılımın gözlendiği konferans, eski kültür merkezi konferans salonunda cumartesi günü saat 20:00'da başladı. Programın sunumu Mehmet Şirin Oruç tarafından yapıldı. Oruç, programı takdim ettikten sonra Kur'an-ı Kerim tilaveti için İbrahim Halil Yakut ve meali için Musab Sevim'i davet etti.
Kur'an-ı Kerim ve mealinin ardından sözü alan Selahaddin Eş Çakırgil, islamcılığın tarihsel sürecini ele almak için öncelikle müslümanların Peygamber (a.s) sonrasından günümüze kadar olan inişli çıkışlı tarihsel sürecini okumak, bilmek gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda Rasulullah sonrası dönemde ilk olarak yönetimde istişarenin yerini sultanlığa bırakmasıyla bir kırılma yaşandığının altını çizen Eş, özetle:
"Moğol istilası sadece Bağdat'ta 750 bin kişi öldürdü ama aynı dönemde Abbasi sarayında 700 cariye bulunmaktaydı. Bu, çöküşün zeminine ışık tutan bir durumu ifade etmektedir. Ardından Haçlı seferleri diğer bir gerileme sebebimizi oluşturmaktadır. Müslümanların müslümanlarla savaşı bizlere ne kazandırdı diye dönüp baktığımızda örneğin; Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi nedeniyle Türkler için bir kahraman iken Mısır müslüman toplumuna göre ise bir yağmacı olarak anılmaktadır. Müslümanların şehirleri kazanmak gibi bir amacı olamaz. İlay-ı kelimetullahı yüceltmek için yapılmalı sadece. Osmanlı çöküşüyle kurulan Türkiye Cumhuriyet'inin inkılaplar ve idamlar ile Türkiye müslümanlarının Batıcı kadrolarla yönetilmesi bu topraklarda müslümanlığın görünürlüğünü yok etti. Şu an içerik olarak konuşulmayı hak etse de 60-70li yıllara göre başörtülü oranının dahi değiştiğini görmekteyiz. Buna nitelik kazandırmalıyız. Ümmet idealimizden taviz vermemeliyiz. Zira Osmanlı'nın 100 yıl önce çöküp, ulus devletlere bölüneceğini kimse tahmin edemezken şu anda da bize tahayyülü zor gelen müslümanların birliği imkansız gibi görünmemeli. Özellikle son dönemde gelişen olayların etkisiyle müslümanların imkanlar edindiğini klasik ifadeyle "mücahitlikten mütahitliğe" geçildiğini söylemektedirler. Bu konuda malla imtihan edilmediğim için çok rahat konuşamayacağım. Ama bu tür savrulmalar varsa bunu Uhud okçularının durumu gibi görmek gerekmektedir."