Veysel Ozan tarafından gerçekleştirilen sunumda : "Türkiye'nin son 13 yılda ki ilkeli dış politikası, Arap Baharı, Türkiye-İran ilişkileri, PKK-IŞİD, 28 Şubat post-modern darbesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı" konularına değinildi.
"Türkiye, Suriye savaşı öncesine kadar menfaatler/ilkeler çatışmasında ilkeleri önceleyen tavrını Suriye iç savaşının başlamasından sonra da sürdürdü. Pek çok eksikliğine rağmen Türkiye muhaliflerin ve Suriye halkının yanında yer alıyor ve Suriye konjonktüründe hem batı hem de Arap ülkeleri tarafından yalnızlaştırıldı. Buna Rusya ve İran'ın katil Esed rejiminin saflarında fiili olarak savaşa katılmaları Suriye meselesini daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Suriye adeta bir turnusol kağıdı vazifesi gördü. İran Müslümanların samimi vahdet düşüncesine ihanet etti. İran Batı'nın ambargosu altındayken Türkiye'nin batılı müttefiklerini karşısına almak pahasına ambargoyu deldiğini biliyoruz. Ama bugün İran mezhepçi/menfaatçi politikalar güderek Türkiye düşmanı bütün unsurlara kanat açmış durumda. Bu minvalde son Türkiye-İran görüşmesinde mutabık kalınan maddeler şunlardı:
1-Bölge sorunlarının bölge aktörleri tarafından çözülmesi yönünde güçlü bir siyasi irade sergilemek
2-Suriye'nin parçalanmasına izin verilmemesi
3-Yeni ortaya çıkacak müzakere zemini için ateşkese destek olunması (Bu ateşkes Esed tarafından 13 günde 447 defa ihlal edilmiştir.)
4-Yönetimin temsil kabiliyetinin yüksek olması
5-Teröre karşı limitsiz işbirliği (DEAŞ/PKK)
Yukarıdaki maddelerde İran'ın masa başında mutabık kaldığı maddelerde sahada ne kadar çelişki içinde olduğu görülecektir."
Şeklinde konuyu ele alan Ozan 28 Şubat döneminin siyasi atmosferini, müslümanların mağduriyetini ve Anayasa Mahkemesi'nin Erdem Gül ve Can Dündar hakkında verdiği beraat kararına kısaca değinerek sunumunu sonlandırdı.