Hüseyin Polat; sahih bir din anlayışına sahip olunabilmesi için Temel kaynak olan kur'an'ın tanımladığı peygamberlik misyonunun doğru anlaşılmasından geçtiğini, bunu da Vahye yaklaşımın üç saçayağı olan "okunması, anlaşılması ve yaşanması" olduğunu vurgulayarak konuya başladı.
Konuyu üç bölümde sunan Polat; Kur'an'ın tanımı, isimleri ve kendisiyle irtibatın nasıl olacağını özetlediği ilk bölümde aşağıda belirtilen ayatlere değinerek kur'an algısı üzerinde durdu.
Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın. (Yusuf-3)
Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna Furkan'ı indiren (Allah) ne yücedir. (Furkan-1)
Bu (Kuran) ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap'tır. Öyle ki, Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben, sizi O'nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim; (Hud-1,2)
Biz Kitab'ı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik. (Nahl-64)
Ardından ikinci bölümde Sünnet tanımı yapılarak Kur'an da Peygamberin misyonu, Peygamberin beşer oluşu ve siret ışığında peygamber'in anlaşılması konularına aşağıdaki ayetler ışığında değindi.
Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun. (52)
De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur'an vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım. (Enam-19)
(Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. (Nahl-44)
Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma. (Nisa-105)
Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez. (Maide-67)
Sonra muhakkak onu açıklamak Bize ait (bir iş)tir. (Kıyamet-19)
Sen, yalnızca bir uyarıcısın. Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın. (Fatır-23,24)
Üçüncü bölümde ise Sünnetin Kur'an ile ilişkisini aşağıdaki ayetler bağlamında özetleyerek sunum sona erdi.
De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın." (Kehf-110)
De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam-50)
Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik. (Enbiya-107)
De ki: "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim." (Ahkaf-9)