Özgür-Der Batman Külliye Binası’nın konferans salonunda düzenlenen, ‘’Bir Anlam Paylaşımı: Davet’’ konulu seminere, yoğun katılımın olduğu gözlendi.
Ramazan Kayan sözlerine,‘’çağın hayatımızı anlamsızlaştırmasına karşı,anlamsızlığınkol gezdiği bir zaman diliminde, anlamlı bir yürüyüşe nasıl geçeceğiz,anlamsızlığa karşı mücadelemizi nasıl sürdüre biliriz?’’sorularını sorarak başladı. Ve Hz.Yakup’un çocuklarına sorduğu ‘’Benden sonra kime tapacaksınız? sorusunu bugün tüm Müslümanların kendilerine sorması gerektiğini bizden sonra nesillerimiz kime tapacak’’ kaygısı ile hareket etmememiz gerektiğini belirtti.
Mevcut modern çağın büyüsüne birçok Müslümanında kapıldığını üzülerek belirten Kayan, felaket tellallığıyapmadan objektif bir şekilde durumumuzu gözden geçirmemizin elzem olduğunu söyledi.
Peygamberimizin ‘’Benden sonra sizin şirke düşmenizden korkmuyorum. Fakat ben dünyayı istemenizden, dünya için öldürmenizden ve tıpkı sizden öncekilerin helak olması gibi sizin de helak olmanızdan korkuyorum.’’ hadisine atıfta bulunarak, bugün peygamberin atıfta bulunduğu imtihanı yaşadığımızı ifade etti.
BugünMüslümanlarınİslami yardımlarla sınırlanmış bir Müslümanlık yaşadığını,Müslümanların fikir üretip insanlığın sorunlarına çare bulma misyonunu bir kenara ittiğini söyledi.
Ramazan Kayan bu gidişatın Müslümanların ancak Rabbimizin bize yüklediği ‘’Davet’’ farzını hayatımızın merkezine almakla değişeceğinin altını çizdi. Davetin zihin dünyamızda neye tekabül ettiğini, kendimizi bu anlamda gözden geçirmemiz gerektiğini, davetin sadece kültürel etkinlikler ve sosyal faaliyetlerle sınırlandırılacak bir iş olmadığını ve samimiyetle herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurguladı.
Mevcut imkanlar düşünüldüğünde bu imkanların gereğince kullanılmaması durumunda hesabının ağır olacağı, bu nimetlerin şükrünün yapılması gerektiğini ve bu anlamda geçmiş zor/sıkıntılı günler düşünüldüğünde önümüzde hiçbir engel olmadığını, önümüzdeki tek engelin kendi irademiz olduğunu belirtti.
İslam davetçisinin şahsiyet profiline de değinen Kayan, İslam davetçisinin asla bireysel cennet hesapları yapmayacak bir kişiliğe sahip olduğunu, sadece kendisi için yaşamaması gerektiğini öteki içinde yaşaması gerektiğini ifade etti.
‘’Hz. Yusuf daveti terk ettiği için balık yuttu onu. Bizleri de konfor, rahatlık, modern şehirler, dünya hırsı vs. yuttu. Kaybetmek değil, kaybolmak kötüdür. Müslümanın kendisini kaybetmemesi gerek. Heyecanımızı kaybettik. Yeni bir ruha ihtiyacımız var. Okulda sokakta camide biz olmalıyız. Yenilgi savaşı kaybetmek değil, ruhunu kaybetmektir. Hiçbir şey bizimle başlamadı, bizimle bitmez. Biz bu işin nöbetçileriyiz. Nöbetimizi hakkıyla tutuyor muyuz?’’ dedi.
Son olarak hepimizin bir niyet tazelemişi gerektiğini, yeniden bismillah dememiz gerektiğini söyleyip, ‘’Davet’’ konusuna dair hayatının belli dönemlerinde yaşadığı üç ayrı hususa değinerek sözlerini tamamdı.
Seminer katılımcıların katkılarının ardından sona erdi.