Açıklamada ilk önce söz alan Batman Memur-Sen şube başkanı Cahit Çekmen " Bugün Türkiye'yi siyasi ve ekonomik kaosa sürükleyen, bir incir çekirdeğini doldurmaktan aciz, gazete küpürlerine ve daha çok eski devlet alışkanlıklarından olan niyet okumaya dayalı bir parti kapatma davası ile karşı karşıyayız.
Geçmişte süngü zoruyla yapılan devrimlerin yerini post modern darbe ve e-muhtıralardan sonra bugün de bütün dünyada şaşkınlıkla karşılanan yargı devrimini de maalesef konuşmak zorunda kalıyoruz. Üçüncü dünya rejimleri ya da Afrika'daki muz cumhuriyetlerinde bakkal kapatır gibi partilerin kapatılmasını antidemokratik bir eylem olarak görmekteyiz.
Geçmişe baktığımız zaman, 24 tane parti kapattınız da ne oldu? O kapattığınız partilerin üyeleri bugün Türkiye'yi yönetiyor. Ya sizde bir sorun var, ya da halk yanlış ve suçluları seçiyor. Buna karar verin artık. Ya da kafanıza göre bir toplum getirin ki sizin tercihlerinize göre oy versin.
Bugün yapılmak istenen parti kapatma çabasını; Ülkemiz adına, Demokratik kazanımlar adına, İnsan hakları adına, İnsanlık adına utanç duymaktayız." Dedi
Daha sonra Basın açıklamasını Eğitim Bir Sen Batman şube Başkanı M. Şafi Özperk okudu.
Basın açıklaması okunurken kalabalık: "Darbeciler Yenilecek Direnenler Kazanacak!", "Zulme Karşı Direneceğiz!", "Başörtüye Uzanan Eller Kırılsın!" sloganları atıldı.
Basın Açıklamasının Tam Metni
AK Parti hakkında Yargıtay Başsavcısı'nın Anayasa Mahkemesine açtığı kapatma davası, ülke gündemini değiştirmiş ve ülkenin demokratikleşme sorununu bir kez daha tartışılır hale gelmiştir.
45 yılda 24 siyasi partiyi kapatan yargı/hukuk anlayışı, 25. partiyi de kapatmak için tekrar sahneye çıkmıştır. DTP hakkında ki kapatma davasını da kattığımızda bu sayının artma ihtimali kaçınılmazdır.
Böyle bir hukuk sisteminin ve yargı anlayışının, demokratik bir sistem ve anlayıştan kaynaklanmayıp, militan demokrasinin son kırıntılarını sergilemeye çalıştığı açıktır. Böyle bir zihniyette belirleyici olan normların, evrensel hukuk normları değil de ideolojik kaygılar olmadığını kime inandırabilirsiniz?
AK Parti aleyhinde kapatma davası açılması talebinin gerekçesinde bu partinin "Laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı" haline geldiği iddiası bulunmaktadır. Laiklik aleyhtarı faaliyetlerin merkezinde ise başörtüsü yasağına yönelik itirazlar, tepkiler ve bu sorunu ortadan kaldırmaya yönelik çabalar bulunmaktadır. Bu tutumlarıyla yasakçılar halkın talebini de Meclisin iradesini de yok saydıklarını ilan etmektedirler.
Düşünce özgürlüğünün bunca dillendirildiği bir ortamda halkın yarısının oyunu almış bir parti mevzuatta değişiklik yapma çabasından, mensuplarının basın yayın organlarına yansıyan açıklamalarından, sözleri ve konuşmalarından ötürü "idam" edilmek istenmektedir.
Bu şekilde laiklik üzerinden rejimi koruma çabası artık açık bir paranoyaya dönüşmüş haldedir. Bu paranoyanın yargı eliyle ortaya konması ise durumun vahametini bir kat daha artırmaktadır. Yargının siyasallaştığı yönündeki iddialara büyük ölçüde haklılık kazandırmaktadır.
Bu durumda Yargıtay Başsavcılığı bu dava ile Yasama–Yürütme–Yargı üçgeninde yargıya tanınan yetkiyi aşmıştır. Tamamen ideolojik kaygılarla hareket ederek bir taraftan Anayasa hükümlerini bile hiçe saymış, diğer taraftan halkın büyük bir çoğunluğunun iradesine saygısızlık etmiştir.
Bir ülkede demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin en büyük teminatı olması gereken kurumların başında gelen yargı, ne yazık ki tam aksi bir işlev yürütmektedir.
Batman Düşünce ve İnanç Platformu olarak; Meclis, acilen siyasi partiler kanununu tekrar ele almalı ve siyasi partilerin kapatılması komedisine son vermelidir. Türkiye bir parti mezarlığı olmaktan ve yargı bürokrasisinin ülkeyi sürüklediği cinnet ortamından kurtarılmalıdır. Halkımız bu dayatma ve sindirme çabalarına; askeri darbelere, 28 Şubata ve e-muhtıralara nasıl cevap verdiyse buna da gereken cevabı verecektir.
Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu