Özgür-Der Batman şubesi tarafından yapılan programda mağdur yakını olan Mehmet Şat ve konuyla ilgili hukuki süreçleri takip eden Av.Mustafa Deniz de konuşmacı olarak katıldı. Programın sunuculuğunu yapan Bünyamin Sevim, belgesel ve yönetmeni hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra programın akışını sundu. Derdest belgeselinin yönetmeni Kevser Çakır Demir'in şartları uygun olmadığından davetimize icabet edemediğini ama tüm kardeşlerimize selamlarını ilettiğini aktararak Selami Çelik'in okuduğu Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Yusuf Polat'ın okuduğu meali ile programa devam edildi.
Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından kısa bir selamlama konuşması yapan Özgür-Der şube başkanı Ramazan Çelikal, konuşmasında söz konusu mağduriyetlerin gündemleştirilmesinin önemine değinerek, mağdurlardan Ahmet Şat ve A.Selam Durmaz ile dün yaptığı görüşmede yapılacak olan belgesel gösteriminde iletmek istedikleri bir notlarının olup olmadığını sorduğunu, buna karşılık kardeşlerimizin Halep'te yaşanan insanlık dramı karşısında kendi sorunlarını dillendirmekten sıkıldıklarını ifade ettiklerini belirtti.
Belgesel gösterimine geçildikten sonra salonda zaman zaman duygulu anların yaşandığı gözlendi. Belgesel sonrasında konuşmacılardan Mehmet Şat sözü alarak konuyla ilgili mağdur yakını olmaları hasebiyle 1990'lardaki gözaltı, yargılama süreçlerinde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattı. Kendisinin de kardeşi Ahmet Şat ile eşzamanlı gözaltına alındığını, gözaltı süresince kendisine işkence eden polislerin, "Fethullah hoca diye değerli bir alim var, zararsız müslümanlar bunlar, neden onlara katılmıyorsunuz da bu tür İslami faaliyetlerde bulunuyorsunuz?" diye baskı yaptıklarından dolayı daha o yıllarda FETÖ yapılanmasının emniyetteki gücünü bildiklerini ama bunu son yıllara kadar da kimseye inandıramadıklarını ifade etti. Ta ki 17 Aralık ve ardından gelen 15 Temmuz darbe girişimi yaşanınca anlaşıldı ki FETÖ yapılanması daha 1990'lı yıllarda dahi emniyette etkindi ve bir çok İslami yapı ve şahsiyeti medyasının da desteğiyle uydurma örgütlerle ilişkili göstererek müebbet mahkumiyetlere hüküm giydirmekte rol oynadı. Bizzat kardeşi gözaltına alındığında ayrıca yakalanıp gözaltına alınan başka müslüman bir bayanla birlikte yargılandıklarını ve o tarihte gözaltına alınan bu insanların gayrı meşru ilişki ile komün hayatı yaşadıkları şeklinde gösterildiği bir ifatiranın Zaman gazetesinde bizzat işlediğini aktardı.
Sözü alan Av.Mustafa Deniz de hem mağdur yakını olması hem de hukukçu olması nedeniyle gözaltı, ifade alınması ve yargılamanın tüm süreçlerinde ciddi hukuksuzlukların yaşandığına bizzat şahitlik ettiğini bunlarla ilgili çok çarpıcı örnekler vererek aktardı. 28 Şubat döneminin 1990'dan itibaren başlayan kurgusal bir süreç olduğunu ve 1997'ye giderken kritik suikastler ve faili meçhuller ile bir darbe ortamının oluşturulduğunu belirtti. O dönem yaşanan hukuksuzluklara en bariz örneklerden birinin Uğur Mumcu suikastından bir hafta önce İstanbul emniyetinde gözaltına alınan üç müslümanın gördüğü işkencenin ardından gönderildikleri Ankara'da bu defa kendileri gözaltında iken gerçekleşen Mumcu suikastından dolayı işkenceli sorguya çekildikleri olayını anlattı. Çıkarıldıkları mahkemede İstanbul'daki ilk tutanaklardaki tarihin suikastten bir hafta önce iken üzerinde belirgin bir şekilde oynanarak olaydan sonrasına denk gelen bir tarihle değiştirildiğinin ispatlandığı halde Mumcu suikasti sanıkları olarak yargılanıp, tutuklandıklarını ifade etti. Bunun benzeri çok sayıda vakanın olduğu bu mağduriyetlerden çok sayıda örneğin olduğu Sivas davasını ele alan Deniz, dönemin gözaltı şartları, işkencenin rutinleşmiş işleyişi ve matbu ifade tutanaklarına işkence sonrası zorla attırılan imzalarla emniyette oluşturulmuş birçok örgüte mensubiyet hedeflenerek daha ağır cezaların verildiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Özgür-Der Batman şubesinin yürüttüğü Halep'e battaniye kampanyası ve açılan standta satılan Derdest kitap ve CD'lerinin gelirinin mahkumlara ulaştırılacağı duyuruları yapıldıktan sonra program son buldu.
HaksözHaber-Batman
Fotoğraf:Musa Beydüz