İkindi namazından sonra ise Arap Camii önünde buluşan platform gönüllüleri Mısır'da yaşanan süreç ve Muhammed Mursi'nin şehadeti hakkında basın açıklaması yaptı. Aydın Kuloğlu tarafından okunan basın açıklamasında ümmet olmanın bir gereği olduğu için toplanıldığı ve Muhammed Mursi'nin gelecek Müslüman kuşaklar tarafından hayırla yad edilirken, onu yargılayanların ise lanetle anılacağını belirtti. Müslüman Kardeşler Teşkilatının öncü isimleri Muhammed Bedii ve Muhammed Biltaci'nin hapishane şartlarının da Muhammed Mursi gibi olduğuna dikkat çeken Kuloğlu, zulme karşı sessiz kalınmasının zalimleri cesaretlendirdiğini söyledi. Basın açıklaması esnasında; "Şehit Mursi Yolun Devam Edecek! Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz! Yaşasın Ümmet Dayanışması! Bartın'dan İhvan'a Şehitlere Bin Selam!" sloganları atıldı. Fahri Okun tarafından okunan duanın ardından program son buldu.
Basın açıklamasının tam metni:
Aziz Şehidimiz Muhammed Mursi'ye Rahmet, Sisi Cuntasına ve Destekçilerine Lanet Olsun!
Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'nin cunta mahkemesinin yaptığı yargılamalar esnasında mahkeme salonunda hayatını kaybetmesi dünya tarihi açısından hak ile batılın birbirinden kesin bir şekilde ayrıldığı dönüm noktalarından birisi olmuştur.
Mısır'da 2011 yılında gerçekleşen 25 Ocak Devrimi'nin ardından 2012 senesinde yapılan seçimlerde oyların yarısından fazlasını alarak oturduğu makamından tamamen gayrimeşru ve zorbaca yollarla alınarak tutuklanan, tutsak edildiği süreçte de en temel ihtiyaçları dahi karşılanmayan Muhammed Mursi daha önceki kardeşleri gibi şehitler kervanına katıldı. Allah şehadetini kabul etsin.
Hiç şüphe yok ki Hasan el-Benna'dan Seyyid Kutuplara, Abdulkadir Udeh'ten Muhammed Mehdi Akiflere, Esma Biltaci'lere kadar geçmişten bugüne gelen öncü ve şehitlerin şanlı mücadelesi zalimlerin en büyük korkusudur. Bu mücadelenin bu güne ve yarınlara bırakacağı en büyük miras ise; tüm engellere rağmen haktan-adaletten-meşru haklardan ayrılmamak ve gerekirse şehit olmayı göze almak olacaktır. İşte Muhammed Mursi tutsak edilmeden önce yaptığı son konuşmada "gerekirse canıyla" bu davaya öncülük etmekten geri durmayacağını belirtmiş ve sözünde durarak Rabbine kavuşmuştur. Yani canını ve unvanını önce Hakkın sonra Mısır halkının özgürlük mücadelesine feda etmiştir.
Biz şahidiz ki; Muhammed Mursi dünyayı ahiretin tarlası bilerek davasını dünya menfaatlerine değişmedi. Anayasası Kur'an-ı Mübin, önderi Resulullah as, yolu cihad, en büyük gayesi ise Allah yolunda ölmek olan şehit Muhammed Mursi düzmece mahkemelerde, asılsız iddialarla yapılan yargılamalar sonucunda yavaş yavaş katledildi. Muhammed Mursi'nin şehadetinden sonra zalim rejim hemen alarm durumuna geçerek ve şehidin naaşını dahi ailesine teslim etmeden ne kadar korkak ve alçak olduğunu göstermiştir.
Mısır'da diktatör Hüsnü Mübarek'i istifaya zorlayan 25 Ocak Devrimi ve ardından yaşanan darbe sürecine karşı Nahda ve Rabia meydanlarından gösteri düzenleyen Müslümanlar, 3 bine yakın şehit vermişlerdi. Darbenin ardından Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na yönelik uygulanan baskılar en son teşkilatın illegal ilan edilmesi ile son bulmuş ve Müslüman Kardeşlerin siyasi kanadı olan Hürriyet ve Adalet Partisi de kapatılmıştı. Liderleri ve önemli isimleri Muhammed Bedii, Muhammed Biltaci de bu süreçte Muhammed Mursi ile beraber tutuklanmış ve haksız yere hapsedildiler. Aileleri ve avukatları ile dahi görüşmelerine izin verilmeyen bu insanların hayatları tıpkı kötü şartlar ve işkenceler altında şehit edilen Muhammed Mursi gibi tehlike altındadırlar. Acilen yapılması gereken cunta makamlarını en azından asgari insani şartları sağlamaya zorlamaktır. Ancak dünyanın var olan sessizliği zalimlerin işlerini kolaylaştırmakta bu sayede mazlumlar için sessiz ve ağır bir katliam yolu izlenmektedir. Hiç kuşkumuz olmasın ki bu yıl içerisinde idam edilen darbe karşıtı 9 genç kardeşimizin de şehadetleri de bu şekilde gerçekleşmiştir.
Batı ülkelerinin ikiyüzlü politikaları ve darbeci Sisi rejimine verdikleri açık destek hürriyet ve adalet mücadelesi veren Müslümanlar için ümmet dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu hususta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve cari hükümetin Mısırlı Müslümanlarla dayanışma içerisindeki siyasi tavırlarının her şartta sürmesini Türkiyeli kardeşleri olarak canı gönülden desteklemekteyiz.
Muhammed Mursi'nin şehadeti tüm dünyaya bir kere daha göstermiştir ki, İslami Hareketler yeryüzünün her bir köşesinde zalimler için kâbus, mazlumlar için ise ümit ışığı olmaya devam etmektedir. Batıl ideolojilerden ve dünyevi hesaplardan sıyrılan, boyun eğmeyerek zulme karşı Mısır'da, Suriye'de, Filistin'de tavır alan Müslümanlar yaşanan tüm zorlu süreçlere rağmen şehitler vererek yürüyüşlerini sürdürmektedirler.
Şehitlerimiz cellâtlarından uzun yaşayacak ve kardeşleri, evlatları onları asla unutmayacaktır. İzzetli ve onurlu duruşu ile hiçbir zaman teslim olmayan Muhammed Mursi de Müslümanların başını dik tutmuş ve ahdini yerine getirmiştir. Allah ondan razı olsun ve onu rahmetiyle kuşatsın. Bu bağlamda sessizlik çemberini kırmak ve zulme karşı tavrımızı göstermek için tüm dünyada ve Mısır'da özgürlük mücadelesi veren kardeşlerimizin ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın yanında olduğumuzu beyan etmek isteriz.
Rabbimizden niyazımız başta Muhammed Mursi olmak üzere tüm şehitlerin kanının yeni bir kıyama vesile olmasıdır.
Bartın Sivil İrade Platformu