Yayıncı-yazar Murat Ayar, sunumunu Ekin Yayınları tarafından neşredilen Ömer ibn Saad'ın Hayatım ve Malcolm X'in Hac Günlükleri isimli eserleri etrafında gerçekleştirdi. Ayar, konuşmasında, kölelik meselesinin basit bir insan kaçakçılığından öte kültürel, siyasal ve dini yönünün olduğunu vurguladı. Amerikan İç Savaşı'nın köleliliğin batıdaki tarihi kökleri anlamak açısından önemli yerde durduğunu belirtti. " Mayıs 1861'de yani köleliğe dayalı 11 Güney eyalatini Kuzey'le karşı karşıya getiren Amerikan İç Savaşı'nın başlamasından bir ay sonra Virginia'da yaşayan ve Güney'le Konfederasyon Ordusu'na mensup olan üç köle, Kuzey'e ait Birleşik Devletler (Eyaletler) askerlerinin hakim olduğu Monroe Kalesine kaçıyor. Kalenin komutanı General Benjamin Frankin Butler, köleleri 'savaş ganimeti' ilan etmiştir. Bu karar insani gözükmese de, kölelerin Kuzey'in Birleşik Devletler'ine katılmasını sağlamış, daha sonraysa binlerce siyahi köle, dört yıl süren savaş boyunca aynı yolu izlemişti. Dönemin başbakanı Abraham Lincoln 1863 yılı başlarındaysa köleliğin sona erdirildiliğini açıklayan bildirgeyi imzalamıştır. Bildirgeye göre Konfederasyon yani Güney eyaletlerinde yaşayan tüm köleler serbest bırakılmıştır. Bu adım, Amerikan Anayasası'ında yapılan 13. yasa değişikliğiyle köleliğin kaldırılmasının, 14. yasa değişikliğiyse 1866'da eski kölelere vatandaşlık verilmesinin yolunu açtı."
Afrika'dan zorla Amerikan kıtasına getirilen siyahilerin arasında farklı inanç gruplarında insanların olduğunu söyleyen Murat Ayar, Müslümanlardan alıkonulup getirilen insanların sayısının da azımsanamayacak kadar çok olduğunu aktardı. Ömer ibn Saad'ın hikayesinin bize ulaşmasının sebebinin kendisinin okuma yazma bilen ve dönemin şartları göz önüne alındığında belirli bir ilmi seviyeye sahip bir şahsiyet olmasından kaynaklandığını belirtti. "Ömer ibn Saad'ın hayat hikayesi 90'lı yıllarda el yazması eserler arasında ortaya çıkıyor. Beyaz efendileri tarafından yıllarca zulme maruz kalan Ömer, en sonunda daha insaflı bir insana denk gelmiş. Bugün elimizde bulunan eseri de bu kişinin isteği üzerine kaleme alıyor. Eser, Amerika'da köle edebiyatı açısından Arapça kaleme alınmış tek kitap olma özelliğine sahiptir. Bu çalışmanın diline baktığımızda Ömer'in düşünce dünyasını da anlamış oluyoruz. Yıllarca Hıristiyan bir topluluk içerisinde inancını gizlemek durumunda kalan yazar, bazı eklektik dini ifadeler kullanıyor. Bu durum aslına bakılırsa o dönem Amerika'sında yaygın olarak yaşanan bir şeydir. Yönü Kabe'ye dönük kiliseler inşa edilmiş ve Hz. Muhammed anlatılırken İsa Mesih olarak betimlenmiştir. Aynı eklektik yapıyı Elijah Muhammed'in inanç yapısında da görmemiz bu yaşananların tarihi kökenleri hakkında oldukça ilginç bilgiler veriyor."
Malcolm X'in hayat hikayesinin bu tarihi çerçeve anlaşılmadan tam olarak kavranılamayacağını belirten Murat Ayar, onun hayatının en önemli dönüm noktasının da hac ile başlayan ve başta Afrika olmak üzere birçok İslam ülkesini kapsayan 1964 yılındaki gezisinde yattığını vurguladı. "Elijah Muhammed'in dini ve siyasi görüşleri ile sıkıntılar yaşayan Malcom X'in Amerika'dan ayrılışı ve birçok ülkeye yaptığı geziyi kapsayan 1964-Hac Günlükleri isimli çalışma, tamamı Malcolm X tarafından yazılmış nadir eserlerdendir. Amerika'da Müslüman hareketler içerisinde en öze dönük çaba olarak niteleyebileceğimiz Malcolm ve ona bağlı organizasyonların yapısı çözmek açısından o dönemki anılarda anahtar bazı anekdotlar var. Bu insanların Amerika'da ne kadar indirgenmiş bir İslam yaşadıklarını başka Müslümanlar ile karşılaşınca fark ediyorlar. Bu durum onların tabiri caizse ikinci defa Müslüman olmalarını sağlıyor denilebilir. Tabi ki buradan önemli bir bilgi ve birikimle memleketlerinde ki arkadaşlarını haberdar etmeye çalışan Malcolm X'in çabasına şahit olmak bugüne dair bizlere de önemli şeyler söylüyor."
Program soru-cevap faslının ardından sona erdi.