Şura kavramı Kuran-ı Kerimde sadece 3 yerde geçmesine rağmen üzerinde oldukça geniş ve çeşitli görüşler ve fikirler ileri sürülen bir kavram olma özelliğine sahiptir. Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği Şura kavramını ve birlikte iş yapabilme mükellefiyeti konusunu 29 Ocak Cumartesi gecesi temsilcilik binasında gerçekleştirdiği panelde ele aldı. Panelin konuşmacıları İdris Öztürk ve Mehmet Kılıçarslan idi.
İlk konuşmacı İdris Öztürk bu konuda şu görüşleri dillendirdi:
Allah Resulü 23 yıllık süreç içerisinde hem Mekke döneminde hem de Medine döneminde birçok konuda müminlerle istişare etmiş ve istişarenin sonucunda birtakım uygulamalarda bulunmuştur. Mesajın topluma iletilmesi toplumdan gelen baskılara karşı alınan tedbirler, Taif yolculuğu, Habeşistan'a hicret, Bedir ve Uhud savaşları ve birçok başka olay bu danışmanın örnekleri olarak ifade edilebilir. Allah Resulü'nün aile hayatında da eşleri ile istişare ettiğini ve hatta bu istişareler neticesinde kimi zaman kendi görüşünü değiştirdiğini görmekteyiz.
Hilafetin saltana dönüştüğü dönemlerde yönetimi ele alan ailenin şurayı gerçekleştirmediğini hatta etrafına topladığı din adamlarına şuranın çok da gerekli olmadığını söylettirdiğini görmekteyiz.
Şura kavramı Kur'an-ı Kerim'de 3 yerde geçmektedir. Bakara Suresi 233. ayette çocuğu sütten ayırma hususunda anne ve babanın istişaresinden bahsedilir. Ali İmran Suresi 159. ayette Allah Resulüne Rabbimiz tarafından iş konusunda müminlerle müşavere etmesi söylenmektedir. Şura Suresi 38. ayette ise şura müminlerin özelliklerinden biri olarak zikredilmektedir.
İkıinci panelist Mehmet Kılıçarslan ise konuşmasında şuranın gerçekleşebilmesi için öncelikle birey olarak kalmayan aksine birlikte hareket eden kişilere gereksinim olduğunu belirtti. Kılıçarslan, İslam dininin düşünsel ve toplumsal alandaki bozulmayı, cahili uygulamaları, her türlü zulmü, sömürüyü, şirki gidermek ve ilahi adaleti sağlamak için Rabbimiz tarafından gönderildiğini vurgulayarak bu anlatılan hususların gerçekleşmesinin de müminlerin birlikte hareket etmesi ile mümkün olabileceğini belirtti. Kılıçarslan, birlikte hareket etmenin gerekli olduğu, ayrılıp bölünmenin ise Kuran-ı Kerim'de yerildiğini söyledi ve Ali İmran 103-105 ve Enfal 46. ayetlerini bu tespite delil olarak dillendirdi.
Konuşmasında bireyselleşmeden kaçınılması gerektiğini ifade eden Kılıçarslan, Alak Suresi 6-7. ayetlerinde kendini yeterli gören insanın azacağının Rabbimiz tarafından bildirildiğini hatırlattı.
Kılıçarslan, şura kelimesinin Kur'anda emr kelimesi ile beraber kullanıldığını bunun da istişarenin genelde içtihadi ve yürütmeyle ilgili meselelerde olacağına işaret ettiğini belirtti. Çünkü emr kelimesinin genelde değişip dönüşen zamansal ve içtihadi konular için kullanıldığını ifade etti.
Panel, dinleyicilerin soru ve katkılarının ardından sona erdi.
Murat Yürükoğulları / Haksöz-Haber