Antalya'da bulunan çeşitli sivil toplum örgütleri İsrail tarafından Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya düzenlenen saldırıları protesto etmek için bugün Cuma namazının ardından bir araya geldiler.
Cuma namazını müteakip Antalya Kapalı Yolda düzenlenen basın açıklamasına birçok dernek temsilcisi katıldı.
Basın açıklamasında İsrail tarafından yapılan zulümler lanetlendi. Basın açıklaması sırasında çeşitli sloganlar atıldı ve tekbirler getirilerek Filistinlilerin yalnız olmadığı hatırlatıldı.
BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ
Değerli Basın Mensupları, muhterem katılımcılar, basın açıklamamıza hoşgeldiniz.
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir görendir.(isra suresi 1.ayet)
İslam dünyası 1967 den beri yaşadığı en zelil durumlardan bir durum yaşıyor.Kahpe İsrail askerleri pis postallarıyla, kutsalımız, ciğerparemiz, ilk kıblemiz mescid-i Aksa'mızın mihrabını ve minberini kirletmişlerdir. Kalpleri kadar kirli ayaklarıyla, alnımızı yüzümüzü sürmekten bile haya ettiğimiz mabedimize basmışlar, çiğnemişler yani anlayacağınız cami duvarına işemişlerdir.
Ey! Alçaklığın elinde büyümüş, onuru tenha, toprağı bıçak kesen ülke!
Ey! Havada yağmur keserek kuşlardan şeref dilenen yeryüzü hiçleri!
Ey! Ellerinde kalan son kılıçları, Dünya'da kalan son şehitlere bileyen aciz harita!
Yerde yürüyüp gölgelerini Güneş'e boğduran korkak kursaklar!
Göğün şerefine kaldırılan her yumruğun üzerinde adamlıklarını toprağa vermiş vicdan posaları!
Rabbin rahmeti, şerefinden başka silahı olmayan şehitlerin üzerinde ikinci bir Kudüstür.
Rabbin laneti üzerinize inmeye tenezzül bile etmesin!
Sizin insafınıza kalmayı ölüm bilen onurlu adamlar toprağa eğilmeyi şeref bildiler.. Bunu onlara öğreten Rabbe Hamd olsun! Sizin bitirdiğiniz yer onların cennetidir.
Kalplerini bileklerinden kesercesine şehitler, gidenler gitti, kalan sağlarsa Allah'ındır! Alçaklığınızın cüssesine erişemeyecek kadar büyüyen iyi adamlara selam olsun!
Siz daha dün Gazze'de Korktunuz! Karşınızda gömleklerinin altında kefenleriyle gelmiş, mataraları şehadet dolu yiğitleri görünce korktunuz. Şimdi korkunuzu Mescid-i Aksa'ya pis postallarınızla basarak örtmeye çalışıyorsunuz. O denizi, bir asa ikiye devirmiş ki sen sis bombalarıyla delsen ne olur?
O denizde Allah'ın ayetleri yüzmüş ki sen kürek çeksen bile kimsin? Tatlının acıya karışmadığı bir derya içinde sen ölüm dağıtsan nesin? Acizliğine şarjör boşaltsa bir el, kurşun ölür de acizliğiniz ölmez.
O gözleri ne kadar döndürürsen döndür bir gün onlar da hesabın duvarlarına dikilecek öyle bir dikilecek ki senin demir attığın canlardan ölüm sökerken zorlandığın kadar; Kudüs'ün ahı çakıla çakıla af dileyeceksin!
Sen ki peygamberin sırtıyla kucakladığı bir yetimin saçını ukalaca bir ateş fiskesiyle ağarttın Rabbim de senin kararmış kalbini ateş kuyularından ağır ağır çeke çeke patlatsın patlatsın ki insaf kaç kuruşa alınır nerde satılır diye haykırasın!
Yok, azizim bende; köpekleri özleten vicdansızlığın sahiplerine gösterilecek hoşgörü, sakinlik!
Yeter artık! Ne diplomatik martavallar ne romantik karından okunan yumuşak şiirler ne acıklı manşetler bu acıyı paklar!
Çünkü Mescid-i Aksa İnsanlığın Ortak Mirası, Ümmetin Ortak Davasıdır
Geçen hafta Mescid-i Aksa'yı 1967'den bu yana ilk kez tamamen kapatan İsrail, iki gündür de Mescid-i Aksa külliyesine ait kubbenin altına kadar girerek mihrabı askerlerine çiğneterek çirkin bir saldırının altına imza atmıştır. 2012'de toplam 3 kere, 2013'te ise 8 kere kapatılan Harem-i Şerif'e bu yıl şimdiye dek tam 76 kez Müslümanların girişi engellendi. Yani yaklaşık dört günde bir Harem'in kapatıldığı görülmekte. Bu seyir böyle devam ettiğinde Harem-i Şerif'in önce daha uzun sürelerle ve ardından da bütünüyle kapatılması hiç de sürpriz olmayacaktır.
Katil devlet İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı çirkin saldırıya sessiz kalmak, zulmü onaylamak, saldırıya ortak olmak anlamına gelmektedir. Şu ana kadar Uluslararası kurumlar, insan hakları örgütleri, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve UNESCO, Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların son bulması, kuşatmanın kaldırılması için harekete geçmediler, pek geçeceğe de benzemiyorlar. İt İti ısırmaz hesabı durumdan memnun gözüküyorlar. İsrail, faşist uygulamalarıyla, işgaliyle, saldırılarıyla uluslararası hukuku, bütün semavi dinlerin hukukunu ihlal etmeye ise devam ediyor. Kudüs bütün semavi dinlerin ortak coğrafyası, Mescid-i Aksa bütün Müslümanların ortak mabedi ve tüm insanlığın ortak mirasıdır, belleğidir. Bu belleği yok etme çabasına giren İsrail, tüm insanlığın şuurunu hedef aldığını bu hain saldırıyla bir kez daha belgelemiştir. İsrail'in Filistin'deki soykırımına sessiz kalan dünya artık zulme dur demeli, insan hakları ihlalleri ile işgali sona erdirmelidir demek isterdik ama bu da nafile gözüküyor.. Uluslararası kurallar medeniyet ve kültür mirasına karşı bu tür saldırıları yasaklamasına rağmen İsrail'in Mescid-i Aksa'yı hedef alması dünyanın sessizliğinden ve seyirciliğinden aldığı cesaretle hareket ettiğini belgeliyor. Tüm Dünya'yı terör devleti İsrail'in Mescid-i Aksa'yı hedef alan saldırılarını, faşizan uygulamalarını uluslararası düzeyde açıkça kınamaya ve bu mukaddes mekanı korumaya çağırıyoruz.
Bu anlamda İsrail'i şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. İsrail ateşle oynuyor. Bunun farkına varmalı, aksi halde kendi tutuşturduğu fitne ateşinde yanacağı konusunda uyarıyoruz.
Biz de Belek'te Dinler Bahçesindeki Havrayı kapatmayı iyi bilirdik ama bizim dinimiz, o mabetlerin sizi cehennemden kurtaramayacağını çok iyi bilmemize rağmen; mabetlere dokunmamamızı emrediyor. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi buyuruyor hac suresi 40.ayette.Onun için bizim intikamımız farklı olacak. İsrail şunu çok iyi bilsin; Mescid-i Aksa'ya girmeye devam ederseniz, bu milletin hepsi oraya savaşmaya gider. Bunu tarih gösterecek. Siz de şahit olacaksınız. O mescid-i Aksa'da özgür bir şekilde namaz kılacağımız günler yakındır inşallah. Bekleyin biz de sizinle beraber bekleyenlerden olacağız.
Bu gün için ise Kalemin buğzu pembelik değil bunlara döşenecek bedduadır. Kudüs'e yol açanların gözleri Kudüs'e açık gideceğine bu bedduanın getireceği belaya eğiliyoruz.
Beddua etme hakkımızı dibine kadar İsrail'e; dua etme hakkımızı da göğüne kadar mazlumlar ve mazlumlar için Allah'a koşanlar adına, Mescid-i Aksa adına kullanıyoruz. Rabbim onlar şehit oldukça cennetinin büyüklüğünü bildik. Bize cehenneminin büyüklüğünü gösteren Allahım, İsrail'in yenilgisini de bildir.
Senin adaletin onların bildiği bütün kutsalları boğar.
Basın açıklamamıza Rahmetli Akif İnan Ağabeyimizin şu mısralarıyla son veriyoruz.
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa'yı görüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu.
ANTALYA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ile beraber düzenlediğimiz bu basın açıklamasına katılanlara teşekkür ediyoruz.
ANTALYA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI