Basın Açıklamasının Tam Metni:
Bismillahirrahmanirrahim,
Bundan 42 sene önce, kanlı bir savaş sonrası (1971) Pakistan’dan ayrılarak kurulan, siyasi tarihi darbelerle örülü 160 milyonluk Bangladeş bugünlerde kelimenin tam anlamıyla akıllara ziyan bir ‘hukuk cinayeti’ne sahne oluyor. Toplumsal yansımaları ve bölgenin demografik ve etnik yapısı dikkate alındığında, olan bitenin yerel bir kriz veya gelişme değil, bölgesel bir toplum mühendisliği operasyonu olduğunu söylemek hiç de mübalağa olmayacaktır. Hindistan tesirindeki Bangladeş hükümetinin hukuku araç olarak kullanıp muhalefeti sindirmek istediği için böyle bir hukuk cinayetine teşebbüs ettiği gayet açıktır. Kısacası Bangladeş’te de Mısır’da, Suriye’de, Tunus ve benzeri yerlerde olduğu gibi İslam’a ve İslami hareketlere karşı bir operasyon yürütülmekte. İktidardaki Şeyh Hasina liderliğindeki Awami Ligi’nin insiyatifiyle kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi davayı yürütüyor ve Cemaat-i İslami liderlerini Pakistan’la işbirliği yapmak, Bangladeş’in bağımsızlığı aleyhine çalışmak ve savaş suçu işlemekle suçluyor. Oysa şeyh Hasina suçladığı bu insanlarla geçmiş dönemde koalisyon yaparak hükümet kurmuş ve ülkeyi beraber yönetmişti. Önceki gece idam edileceği açıklanan Cemaat-i İslami genel sekreter yardımcısı Abdulkadir Molla'nın infazı uluslararası kamuoyu ve ülke içindeki tepkiler üzerine ertelenmişti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay da Molla'nın idam cezasının uluslararası standartları karşılamadığını ifade etmiş, yürütmenin durdurulması çağrısında bulunmuştu. Ancak Bangladeş yönetimi dün apar topar bir şekilde Abdulkadir Molla’yı idam etti. Bu idam kararı aynı zamanda tutuklu bulunan 300 kadar Cemaati İslam üyesi ve ülkede muhalefet yapan partilerin liderleri için de emsal teşkil etme durumu bulunmaktadır. Şuanda iktidarda bulunan Şeyh Hasina Bangledeş tarihinde gerçekleşmemiş bir şeyi gerçekleştirmeye çalışıyor. Hasina iki kez üst üste iktidar olmak istiyor. Bunu gerçekleştirmek için muhalefeti bu idamlar ile sindirerek elini güçlendirmeye çalışıyor. Fakat Rabbimizin izni ve yardımı ile onların bu hain planları gerçekleşmeyerek ters tepecek ve kendi sonları olacaktır. Daha şimdiden ülke çapında gösteriler başlamış, halk bu hukuksuz idam kararı sonucunda sokaklara dökülmüş durumdadır. Dakka'da 5 bin polis ve askerin hükümet tarafından görevlendirildiği hükümetin alarm durumunda olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda hükümet bu hukuksuz eylem sonrasında çıkacak tepkileri ve göstericileri susturmak için yine hukuksuzluğa yönelerek keyfi tutuklamalar, göstericilerin üzerlerine ateş açma muhalefeti susturma yolunu benimsediği görülmektedir. Zalim rejimin karşısında asla diz çökmeyen muttaki önder Abdulkadir Molla idam kararından sonra af dilemeyi reddeden bir mümin idi. O son olarak diyordu ki: “Suçum Allah'tan başkasına kulluk etmemekti. Bize kulluk et, dediler. Ben de "asın" dedim.” Şehid Abdulkadir Molla’nın şehadeti inşallah Bangladeş İslami Hareketine bereket katarak, direniş ve mücadele azimlerini artıracaktır. Rabbimizden Abdulkadir Molla’nın şahadetini kabul etmesini, ailesine ve İslam alemine başsağlığı diliyoruz. Bizler Özgür-Der Antalya Temsilciliği olarak bu hukuksuz idam kararını tanımadığımızı belirtiyor, bu hukuksuzluğun karşısında tepki göstermeyen tüm dünyayı kınıyoruz. Başta Şeyh Hasina olmak üzere bu kararı veren Bangladeş yargısını lanetleyerek, bir kez daha haykırarak Allahın laneti ve gazabı sizin ve sizin gibi olan kişilerin üzerine olmasını diliyoruz. (Amin)
ÖZGÜR-DER ANTALYA TEMSİLCİLİĞİ