Özgür-Der Antalya Temsilciliğinde 2007-2008 yılı eğitim seminerlerinin ilki 18 kasım pazar günü yapıldı.
Seminerin Açılış konuşmasını Gültekin Sincar yaptı. Sincar "Kelimenin tam anlamıyla tarihe bir müdahaleyi ifade eden Kur'an'ı Kerim daha nazil olmaya başladığı ilk andan itibaren bireysel, toplumsal, ekonomik, siyasal, akidevi ve benzeri hayatın bütün alanlarında belirleyici olmak üzere ilke ve ölçüler vazetmiş insanlık için tevhid ve adalet üzerine yükselen bir dünya tasavvuru öngörmüştür." dedi.
Özgür-Der Antalya Temsilciliğince düzenlenen Kasım ayı seminerinde Konya İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. M. Sait Şimşek Kur'an'ın Anlaşılmasında yanlışlardan arınmak konulu bir sunum yaptı.
ÖN YARGILARI iNSANLARI KÖR ETMİŞ DURUMDA
Bireyin aile, okul, hoca, devlet tarafından kıskaca alındığını anlatan Prof. Dr. M. Sait Şimşek özellikle Anadolu halklarının bağımsız düşünme ve sorgulama yeteneğinden yoksun bir kültürün mahkumu durumunda olduğuna değindi. Şimşek, sorgusuz sualsiz babaya, hocaya devlete vs itaati kutsayan bir anlayışın hakim olduğunu vurguladı. Geleneği oluşturan geçmiş nesillerin kutsanmasının ve hatasız kabul edilmesinin eleştirel özgür düşüncenin önünde en büyük engel olduğunu örnekleriyle izah etti. Bu skolastik düşünce yapısı sonucu topluma dini anlattıklarını ve yol gösterdiklerini iddia edenlerin Allah ile Peygamberin ayrımını bile yapmaktan aciz olduklarını izah etti. Şimşek, her namazlarında okudukları Fatiha suresinde "..yalnızca Sen'den yardım dileriz." diyenlerin Allah'tan da istesen peygamberden de istesen fark etmez diyerek peygamberi Allahın ortağı durumuna bilmeden yükselktiklerine değindi.
Prof. Dr. Sait Şimşek, Kur'an'ın anlamını bilmeden ve merakta etmeden bir musiki eseri gibi okunmasının gelenek haline geldiğini harfleri ve sesleri çıkarmadaki titizliğin Kur'an'ı anlama ve hayata tatbikte gösterilmediğini bununda yanlış anlayışların yaygınlaşmasına yol açtığını anlattı. Şimşek, belki ağır bir benzetme olmakla birlikte Kurtibinin tefsirinin önsözünde, anlamını bilmeden Kur'an'ı ezberleyerek hafızlık yapanları kitap yüklü eşeğe benzettiğini söyledi.