Cenaze namazının ardından Antalya'da bulunan STK'ların hazırlamış olduğu bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklaması Mehmet Yıldırım tarafından okundu. Basın açıklamasında sık sık tekbirler getirildi ve sloganlar atıldı. Sis cuntasına lanet edildi.
Basın Açıklaması Tam Metni:
Bismillahirrahmanirrahim
Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz. (Bakara 154)
Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak onların (cezalarını) gözlerin donup kalacağı bir güne ertelemektedir. (İbrahim 42)
Kıymetli basın mensupları ve muhterem Antalyalılar,
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki bizim nasibimize de kelimelerin yettiği, avazımızın çıktığı kadar bağırmak düşüyor. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, "haydin gidiyoruz şu zalimi tepelemeye" denildiği zaman silahlarımızı kuşanıp, göğsümüzü gere gere, atlarımızın nallarını, tanklarımızın paletlerini, uçaklarımızın seslerini çıkarta çıkarta gidememenin ezikliğini yaşıyoruz. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki dünya mazlumları "yok mu bize yardım eden?" dediklerinde onlar için ağlamaktan başka çare üretememenin acziyetini yaşıyoruz. İşte bizim nasibimize bunların düşmesi bizleri kahrediyor.
Yine bir mazlum terk-i diyar eyledi bu alemden gözlerimizin önünde, çağa haykırarak gitti hem de. Bir davanın erliğini en güzel bir şekilde ispat ederek gitti. Mücadelesine zerre miskali bir leke bulaştırmadan, tertemiz gitti. Ama dünya Müslümanlarından alacaklı gitti. Koruyamadık Onu, alamadık zindandan Onu. Batıya satılmış liderler geçici dünya zevkinden dolayı Onu kurban ettiler. Kendi tahtlarında birkaç gün daha kalabilmek adına Mursi'mizi feda ettiler.
Bize bak ey Sisi, seninle bu dünyada, olmadı ahrette kesinlikle hesaplaşacağız. Bu işi ahirete bırakmak çok ağırımıza gidiyor aslında. Seninle bu dünyada hesaplaşmak en çok isteyeceğimiz şeydir. Biz islam ümmeti olarak bunu kendimize vazife bileceğiz, senin de bir gün darağacında sallandığını göreceğiz inşallah.
Mısır'ın meşru lideri Mursi'dir, ve hep de öyle kalacaktır. Sen gayr-ı meşru, gâsıp, makam hırsızı adi bir adamsın. Sen şerefsiz bir adamsın. Allah'ın, meleklerin ve bütün Müslümanların laneti senin üzerine olsun. Seni Allah'a şikayet etmekten ar duyarız. Seni kendi ellerimizle cezalandırmak istiyoruz. Sen ve senin gibiler bu dünyada zulmünün bedelini görmeden ölmemelisiniz. Özellikle ey Suudi Arabistan'ın zelil alçak yöneticileri. Mursi'nin şehadetinde sizin de parmağınız var. İsrail ve Amerika kadar siz de suçlusunuz. Bu günahlarınızın hesabını ümmete vermeden ölmemelisiniz. Sizin ölümünüz kolay olmamalı. Melekler sizin canınızı bağırta bağırta almalı. Bir mazlumu şehit ettiniz, aslında bütün dünyayı öldürdünüz siz, bizi öldürdünüz siz. Size olan öfkemizi, kinimizi anlatmaya kelimeler yetmez. Avazımız yetmez. Siz ancak bu dünyada cezanızı çekerseniz içimiz soğur.
Sizin Mursi'yi mahkemede öldürdüğünüze inanıyoruz. Hapisteyken ölürse daha büyük dert olur diye, şehadetini mahkeme anına denk getirdiğinize, yavaş yavaş öldürdüğünüze inanıyoruz. Kendinizi aklamak için, suçsuz çıkarmak için bir tezgah kurduğunuza inanıyoruz. Ey Sisi duyduk ki ülkende olağanüstü hal ilan etmişsin, alarm vaziyeti almışsın, ama bil ki korkunun ecele faydası yoktur. Bir gün köpekler gibi öleceksin ve köpekler gibi dirileceksin. Üzerine gelsek de dilini sarkıtacaksın, gelmesek de. Batıya karşı sarkıttığın dil ve salladığın kuyruk bir gün yerinden kımıldayamayacak. İşte o gün hesap günüdür. O günden kork ey şerli adam.
Ey sevgili kardeşimiz Mursi, şehit olmadan önce "Vatanınızın aslanlarını öldürüp de kendinizi düşmanın köpeklerine yedirmeyin" ve "ülkemin menfaatleri için sırlarımla öleceğim" demişsin, son nefesine kadar kendini değil milleti düşünmüşsün, nefsini kurtarmaya çalışanlara nispet, ümmetin hayrını istemişsin. Sen yaşarken güzelliğe, adalete, erdeme şahitlik ettiğin gibi ölürken de şahitlik ettin. Ölümün en güzelini seçtin. Sen görevini savdın, bizi utandırdın, sana karşı çok mahcubuz. Bir yiğit gibi dâvanı sonuna kadar savundun, hep dik durdun, zindanını saray eyledin, saraydaki Sisi'ye de hayatı zindan ettin. Sisi'yi kastederek "Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki, hapsedilmem halvet, sürülmem hicret, öldürülmem ise şehadettir" dedin. Kafirleri öyle korkutmuşsun ki cenazeni vermekten bile korktular. Dirinden korktukları gibi ölümünden daha çok korkuyorlar. Cenazeni sabahın beşinde defnediyorlar. Seni ümmetin omuzlarında taşımayı çok görüyorlar. Aslında sen bunların ne kadar korkak olduklarını da ispatlamış oldun. İşte zalimler böyle korkak, böyle ödlektir. Gönlümüzden geçen şudur,kabul olacak duamız olsun inşallah. Şehid Muhammet Mursî'nin naaşını Türkiye olarak istesek... Ve çok kalabalık bir Cenaze Namazı sonrasında özel bir hazireye defnetsek...Tüm şehidlerimizin Ruhları Şaad olsa.Mazlumların hayır duasını alsak Yürekleri feth etsek ne güzel olur.
Ey güzel insan sen güle güle gittin, bize de ağlamak düştü. Şeyh Ahmet Yasin'in, Fethi Şikaki'nin yanına gittin bize de ağıtın düştü. Nöbetini bize devrettin ama bizler bu nöbetin adamları mıyız belli değil. Bu ağır yükü biz götürebilir miyiz bilmiyoruz. Bu dava dağlara sunuldu dağlar ufalandı, sen yüklendin taşıdın, biz taşıyabilir miyiz bilmiyoruz.
Ey şehid Mursi, sen şu an meleklerin kanatlarında arşa yükselirken bizlerin senin yolunu devam ettirmekle sorumlu olduğumuzu biliyoruz, bununda azmi ve kararlılığını taşıyoruz. Sana söz veriyoruz, bu dava yere inmeyecek, bu dava gece gündüz yol alacak. Bu davayı artık biz sırtlanıyoruz. Sırtımız çatırdasa da biz düşeceğiz ama davamız düşmeyecek inşallah.
Bize ışık tuttun, Rabbimiz de senin yolunu ışıtsın, nurlandırsın. Biz seni çok sevdik, Rabbimiz de seni çok sevsin. Seni alemlerin sahibi olan Allah'a havale ediyoruz. Allah'a emanet ol güzel insan. Güle güle mübarek insan.