Emre Şahin, Hz. Yusuf Kıssasını anlatmadan önce Kur'an'da bahsi geçen kıssalar ile ilgili kısa bir açıklama yaptı ve devamında:
"Kur'ân kıssaları, hiçbir gerçekliği olmayan uydurma hikayelerden ibaret değildir. Kıssalar, tarih boyunca insanların yaşadıkları gerçeklikleri, evrensel bir lisan ile başkalarına anlatılmasıdır. İnsanların kendi seviyelerine, niyetlerine göre kıssalardan alacağı, Kur'ân'ın samimî muhataplarına vereceği çok şeyler vardır. Kıssalar asla geçmiş zaman masalları değildir. Şimdi ve buradaki varoluşumuzla bizi yüzleştiren aynalardır. Bize geçmişin hiç de geçmemiş olduğunu bildirir. Bir sahnedir Yusuf kıssası Eski sandığımız Yusuf sahnesinde oyuncularız biz. Yusuf yerinde kendimizi bulmak içindir kıssa" dedi.
Şahin sunumunda vahye iman edenlerin, kıssalardan ibret almaları gerektiğini, peygamberleri ise kendilerine rehber ve model olarak alınmasının zaruretinden bahsetti ve bu nedenle tüm peygamberlerde üretebileceğimiz birçok önemli rol modeller olduğunu, işte bu surenin büyük bölümünde, imtihanlarla dolu bir hayatın kahramanı olan Hz. Yusuf modeli anlatılmakta olduğunu söyledi.
Şahin, Kur'an'ı Kerim'de Hz. Yusuf kıssası en güzel kıssa olarak ifade edildiğinden bahsederek Ahsenü'l Kasas olduğunu söyledi.
"Sana bu Kur'an'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin." (YUSUF SURESİ-3)
Şahin Kur'an'da hiçbir kıssa Hz. Yusuf kıssası kadar uzun ve detaylı anlatılmadığını, Yusuf suresinden başka hiçbir sure tek başına bir kıssaya ayrılmamış olduğunu, Hz. Yusuf'un ibretlerle dolu olan kıssası Kuran'da 111 ayetten oluşan ve adının Hz Yusuf (a.s) dan alan müstakil bir sure olarak yerini almakta olduğunu belirtti ve devamında:
''Yusuf Suresi, Mekke döneminin sonuna doğru, bazı müfessirlere göre tam hicret sırasında, hatta tam yolculuk sırasında indiği söyleniyor. Kahramanı Hz. Yusuf, Hz. Yakup Hz Yusuf'un kardeşleri olan bir kıssa. Küçük bir çocuğun kıskanç kardeşlerinin ihanetine uğrayarak önce öldürülmeye kalkışılması, daha sonra kuyuya atılması, daha sonra kervancılar tarafından köle diye satılması, daha sonra iftiraya uğraması ve bir iffet sınavından geçmesi, zindana atılması ve daha sonra muhteşem final Mısıra aziz olmasının anlatılmakta olduğunu söyledi. Şahin devamında kıssanın:
"Hicrete çok yakın bir zamanda hatta bazı müfessirlere göre tam hicret zamanında böyle bir kıssa Hz Muhammed'e neden indirilir? Vahyin ilk muhatabı olan Hz Muhammed'e "Sen Yusufsun" demek içindir. Şu anda doğduğun topraklardan haksızca, mazlum olarak, gadre uğrayarak sürülüyorsun. Bir gün gelecek sana bunu yapanlar yaptıklarına pişman olarak önünde diz çökecekler. Şunu aklından çıkarma içinde bulunduğun bu sıkıntılı günler neler getirecek, Yusuf'un akıbetine bak. Kuyuya atılmaktan korkma ey Muhammed zihninin ve kalbinin kuyuda olmasından kork. Kuyuya atılmaktan değil kuyuya atmaktan kork demek için'' olduğunu söyleyen Şahin Hz Yusuf'un Mısır'a yönetici olduktan sonra kendisine ihanet eden kardeşlerinin karşısında ezilip büküldüğünü görünce: (Yusuf) dedi ki: "Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir." (YUSUF SURESİ-92) dediğini söyledi.
Şahin, "Hz Muhammed ise Mekke'nin fetih günü Mekkeliler Kabe'nin önünde kendilerine ne yapılacağını merakla beklerken yüksek bir yere çıkmış: "Bugün size ne yapacağımı düşünüyorsunuz ey Mekkeliler" deyince hep bir ağızdan "Sen ikram seversin, ikram sever bir evlatsın ve kardeşsin" demişlerdir. O da "Bugün size Yusuf'un kardeşlerine dediğini diyorum. Bugün size kınama yoktur. Bugün sizi yargılamayacağım, hadi gidin salıverildiniz."demiştir. Onun için hicret sırasında indirilen bu sure adeta o güne bir atıftı. Kuyudaki Yusuf'a gelecek iktidarı haber vermesi gibi.
Hz Muhammed'e de müjde olduğu kadar Mekke müşriklerine de bir ihtardı aslında bu sure. Mekke Müşrikleri Hz Yusuf'un hain kardeşlerine benzetiliyordu ve deniyordu ki: "Bugün özür dileyeceğiniz şeyleri yapıyorsunuz, siz Yusuf'u kuyuya atan konumundasınız. Siz ona kötülük yaptığınızı düşünüyorsunuz ancak siz onun iktidarının önünü açıyorsunuz." mesajı veriliyordu.
Bir kişi nedir ki diyenlere hayır öyle demeyin bir kişi çok şey yapabilir diyor bu sure. Yusuf'a bakın! Bir kişi ahlakıyla, erdemiyle, liyakatıyla, çalışkanlığıyla, iffetiyle, kişiliğini, kendini ispat eder, şahsiyetinin ortaya koyarsa bir kişi çok şey yapabilir, koca bir devleti ele geçirir ve orda hakkı ve hakikati haykırabilir mesajını veriyordu. Yusuf kıssası, kâinat algımız ve nasıl bir hayat anlayışı ortaya koymamız gerektiği noktasında önemli prensipler ortaya koyar.
Şahin sunumunun devamında Hz Yusuf Kıssasını ayetler ışığında teker teker kronolojik bir düzlemde anlattı. Daha sonra ise:
"Çağının Yusuf'u olmak. Bir ahlaki davranış, bir erdemli tavır ne değiştirir dememek lazımdır. Çünkü bu sizi çağınızın Yusuf'u yapar. Yusuf'u olan bir çağ, gözü açılmayı bekleyen milyonlara bir ilaçtır. Rabbim bu çağı Yusufsuz bırakmasın. Dillerimizin lal olduğu, gözlerimizin kör olduğu şu çağ da Yusuf'un gömleğine Yusufların gömleğine çok ihtiyacımız var. Rabbim bizlere Yusuf'un gömleğini göndersin. Rabbim bizi gömleği önden yırtılan değil, gömleği arkadan yırtılanlardan kılsın. Herkesin bir Züleyhası olur, hepimizin bir züleyhası olur, züleyha kadın ya da erkek değildir, züleyhanın cinsiyeti yoktur, züleyha arkasından koşturduğunuz ya da arkasından koştuğunuzdur. Gömleklerimize dikkat etmeliyiz'' hatırlatmasında bulunarak Hz Yusuf Kıssasından çıkarmamız gereken hisseleri 7 başlık altında toplayıp bunların açıklamasını yaptı. Bu hisseler:
1- Allah, her hayata müdahildir. O'nun iradesini hesaba katmadan iş yapmayın.
2- Tek bir kişi bile toplumların kaderini değiştirebilir. İnsanı önemseyin.
3- Başkalarının şahsiyetine vesile olacak ahlaka sahip olun. Davranışları önemseyin.
4- Hayat parçalardan oluşan bir bütündür. İmtihanlar bütünde değil, parçalarda saklıdır (Kuyuya atılmak, köle olmak, iftiraya uğramak gibi). Parçaları önemseyin.
5- İlkelerinizi, içinde bulunduğunuz durum değil, inandığınız değerler belirlesin. Değerlerinizi önemseyin.
6- Her hayat bir ayet, bir öğüttür. Yaşanmışlıkları önemseyin.
7- İman acizliğin değil, gerçek özgürlüğün ifadesidir. İmanınızı önemseyin.
Şahin Yusuf Kıssası Müslüman ferdin dünya hayatına karşı nasıl konumlanması gerektiğine dair bir manifesto olduğunu söyleyerek bu sureyi okuyan her Müslümana bu surenin bir şeyler vaaz ettiğini söyleyerek, bunu dokuz madde de şöyle açıklar:
1- Her insan kendi çağının Yusuf'udur. Ve onu isteyen bir Züleyha'sı vardır. Eğer siz Yusuf'sanız, dünyaya ait bütün güzellikler sizin Züleyhanızdır. Her gün ve her vakit sizi bütün güzelliği ve hilesi ile çağırır. Gerektiğinde gömleğinizi tutup sizi kendine çeker. Umulur ki gömleğinizi arkadan yakalamış olsun; eğer öyleyse o vakit henüz esiri olmamışsınızdır Züleyhaların (dünya nimetlerinin) demektir.
2- Eğer gayeniz iffetinizi korumak ise, "Allah'a sığınırım" (Yusuf, 23) "Şüphesiz rabbim verdi bana bu bedeni" deyin. "O yüzden bu sureti kendi nefsimin arzularına göre kullanmaktan hayâ ederim" deyin.
Eğer ki güzel olduğunuzu, kendinizin başka insanlardan farklı olduğunu düşünüyorsanız, o vakit Yusuf'un pazarda ne kadar az bir değere satıldığını düşünün. (Yusuf, 20) Şair'in dediği gibi, "Allah insanı iddiasından vurur." O yüzden iddianız Allah rızası olsun ki, dünya nimetlerinden ötürü çetin bir imtihana uğramış olmayasınız.
3- Size haset edeceklere, başınıza gelen güzellikleri anlatmayın. (Yusuf, 5) Bu sebeple o hasetçi önüne gelen ilk fırsatta sizi o güzellikten mahrum bırakmış olmasın.
4- Züleyhalarınızı şeriat dairesine çekin. Nitekim fıtrat Müslümandır. İstek ve arzularınızı Allah'ın emir ve yasaklarına göre belirleyin. Karşılaştığınız tüm meselelere hikmet nazarı ile bakın. Böyle yapın ki, insanlar tarafından sizlere bir kötülük dokunduğunda "Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Şüphesiz nefsi emmare kötülüğü ister. Ancak Rabbimin merhamet ettiği hariç; şüphesiz Rabbim, çok bağışlayan çok merhamet edendir" (Yusuf, 53) deyin.
5- Allah, sizden hangi nimetini geri almışsa, şikâyetini, gidip başka insanlara yapmayın. Kendinizi Allah'a arz edin. Benim bir problemim var ve bunu yegâne hayra çıkarıcı sensin Ey benim terbiye edicim deyip; Hz. Yakup'un Hz. Yusuf ile ilgili özleminde dile getirdiği şu ayeti okuyun: "Ben kederimi hüznümü ve şikâyetimi ancak Allah'a arz ederim"(Yusuf, 86) deyin…
Unutmayın ki, yağmur nasıl ki çukura birikirse, Allah'ın rahmeti de tevazu sahibi, her halini Allah'a arz eden kulun kalbine birikir.
Eğer aksini yapıp meseleleri öncelikle Allah'a havale etmez iseniz, o vakit Allah, o konuyla ilgili sizin üzerinizden himmetini keser. Neticesinde ise zindanda padişaha söylemesi için imdat dilediğiniz saki, şeytanın vesilesi ile sizin haberinizi padişaha söylemeyi unutur gider. (Yusuf, 42)
6- Eğer haksız yere bir adaletsizliğe uğramış iseniz, Allah size fırsat verdiğinde, temize çıkmak için hakkınızı arayın. Unutmayın ki, başkasına yapılmış olsa dahi, zulme rıza göstermeniz, sizi zulmedenlerden farksız kılar. (Yusuf, 52-53)
7- Aynı anneden olan kardeşleriniz sizi üzebilir, sizi incitebilir. Bir vakit sonra sizinle miras kavgasına da düşebilir. Nefsine uyup kendi çıkarları için sizin zarar görmenize rıza da gösterebilir. Bunu sizin kanınızdan olmayan diğer Müslüman kardeşleriniz de yapabilir. Fakat onların karşılarına geçip şöyle deyin: "Bugün size kınama yoktur. Allah merhametlilerin en merhametlisidir" (Yusuf, 92) deyip Allah'ın sonsuzluk olan hakikat ipine sıkıca sarılın ki, gerçek kurtuluşa eresiniz.
8- Eğer hayatınızın her aşamasında bilinçli bir kulluk yaşarsanız, ahiret hayatı içinde payitaht bulursunuz. Hz. Yusuf örneğinde olduğu gibi.
Son sözü Hz. Yusuf'un duasına bırakalım diyen Şahin: "Rabbim! Doğrusu bana iktidarı sen bahşettin! Yine Sen öğrettin bana olayların doğru yorumunu. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden; hem bu dünyada yârim, yardımcım sensin! Canımı, varlığını Sana adamış biri olarak al ve beni iyiler arasına kat." "Bu güzel dua ve hayatları bize miras olarak bırakan peygamberlere Allah rahmetini arttırsın, bize onları rol model almayı ve bizleri de Salih kimselerden olmayı nasip etsin" diyerek sunumunu sonlandırdı. Daha sonra soru cevap kısmına geçilerek bu hafta ki program sonlandırılmış oldu.