Türkmen konuşmasında: "1970'lere kadar Türkiye'de yaşayan Müslümanlar geleneksel, teslimiyetçi, millici ve tasavvufa meyilli bir anlayışla Müslümanlığımızı sürdürürdük. 1970'ten sonra Muhammed Abduh ve Reşit Rıza ekolunun ve tevhidi özümsemiş insanların kitaplarının Türkçe'ye çevrilmesiyle beraber Kur'an'i bir anlayışa sahip olmaya başladık. Bu sadece bizde değil dünyanın bir çok bölgesinde böyle oldu. O günden sonra teslimiyetçi, klasik ve millici anlayışımızı ciddi anlamda sorgulamaya başladık.
Seyyid Kutub'un Yoldaki İşaretler kitabı'nın bizlere ulaşması ise biraz daha ciddi anlamda sistemi sorgulamamıza sebep oldu. Bu anlamda İslam için çaba sarf eden bir takım Müslümanlar kapitalist, güdümlü, işbirlikçi sistemleri yerle bir eden Seyyid Kutub'u kafirlikle, din düşmanlığıyla suçladılar. Bunun üzerine sistem tarafından da desteklenerek binlerce kitap bastırıldı ve dağıtıldı. Bu kitaplar İslam'ı Kur'ani ölçüler doğrultusunda anlamamıza sebep olan ve bu uğurda hayatlarını feda eden Seyyid Kutub, Reşit Rıza, Muhammed Abduh, Hasan el-Benna gibi Muvahhid Müslümanları kafirlikle, reformistlikle ve sosyalistlikle suçluyorlardı.
Yeni bir toplumun oluşması, yeniden Kur'an Neslinin oluşturulması ve İslami bir sistemin oluşabilmesi için, sağlıklı bir İslam anlayışına sahip olan Müslümanların oluşmasına ihtiyaç bir zorunluluktur. Bunu gerçekleştirebilmemiz için geçirmiş olduğumuz bu 30 yıllık süreci iyi değerlendirmemiz lazım. Bu otuz yıllık süreç küçümsenecek bir süreç değildir. Bin yıllık tarihimizin en önemli ve verimli sürecidir. Bir takım savrulmalar, dağılmalar, sapmalar olsa da her şeye rağmen bunu önemsememiz gerekir. Bizler bu verimli sürecin ürünüyüz.
Antalya Özgür-Der Temsilciliğinin açılması hepimiz için gurur kaynağı olmuştur. Hatta gezdiğim bir çok bölgedeki Müslümanları imrendirmiştir. Antalya ile İslami manada bir oluşumu birlikte zikretmek birçok Müslüman'a göre imkansız kabul edilirdi. Özgür-Der Temsilciliği Antalya'da açıldıktan sonra birçok bölgedeki Müslüman'a şevk ve heyecan vermiştir." dedi.
Farklı konular üzerinde de konuşan Hamza Türkmen, dinleyicilerden gelen sorulara cevap vererek konuşmasını bitirdi.