Mustafa Pektaş konuşmasının başlangıcında dua kelimesinin "çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek" manasındaki da'vet ve da'va kelimeleri gibi mastar olup küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya iletilen talep anlamında isim olarak kullanıldığını söyleyerek sözlerine başladı.
Konuşmasının devamında: "Dua bir ibadettir. Duanın özü kişinin kendisini Allah'ın karşısında acz içinde hissedip ona yönelmesi ve taleplerini ana arz etmesidir. Zaten ibadet kelimesi de abd kökünden olup bir varlığa boyun eğmek, onun karşısında küçülmek, ona itaat etmek manalarını ihtiva eder. Kısacası dua ile ibadet mana olarak aynı şeyleri ifade ediyorlar."
"Bilindiği gibi peygamberler, gönderildikleri toplumun dilini konuşan, onlar içerisinde yetişmiş ve onların tanıdıkları kimselerdir. Olması gerekende zaten budur. İslamda ibadet dili değişmez. Kur'an'ın indiği dil Arapça'dır. Namaz kıldığımızda kıraat yaparken ayetleri Arapça okumak zorundayız. Fakat dua dilinin Arapça olması gerekir diye bir şart yoktur. Ana dili Arapça olmayan müslümanlar mutlaka Arapça ifadelerle dua yapmak zorunda da değillerdir. Çünkü insan Allah'a dua ederken halini ve ihtiyaçlarını arz ediyor demektir. Bu münasebetle müslüman ne dediğini bilmelidir." dedi.
Dinleyiciler tarafından çeşitli eklemeler yapılarak ve sorulan sorular cevaplandırılarak ders sona erdi.
Not: 28 Mart 2008 tarihinden itibaren Cuma Dersleri saat 20:00'da başlayacaktır.