ADAP ( Akdeniz Dayanışma Platformu) 5 Ocak 2008 cumartesi günü başörtüsü yasağını protesto etmek için Antalya Kışlahan Oteli önünde 4. basın açıklamasını saat 11:00'da gerçekleştirdi. Her ayın ilk cumartesi günü gerçekleştirilen basın açıklamasına Antalya merkez ve ilçelerinde faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşları katıldı. Bir dahaki basın açıklaması 2 Şubat 2008'de yine aynı yerde saat 11:00'da gerçekleştirilecektir.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Biz Rabbimizin vahyi olan Kur'an'ı Kerim'in Müminler olarak bize vahiy olan kitabın insanlığı aydınlığa ulaştıracak tek rehber olduğuna iman ettik, tüm benliğimizle kabul ettik. Bizim iman ettiğimiz Kitap, her türlü şüphe ve ihtilaftan beridir. O, İnsanlığa kurtuluşu gösteren, hiçbir eğriliği bulunmayan dosdoğru yoldur.
Bizim inancımıza göre herkes kendi inancına, felsefesine göre özgürce yaşama hakkına sahiptir. Kendi haklarına ve özgürlüğüne sahip çıkmayan, başkalarının haklarının çiğnenmesi karşısında da sessiz kalır. Biz asla hakkımızdan, inancımızın gereklerinden taviz vermeyeceğiz. Kim olursa olsun hiç kimsenin haksızlığa uğramasına razı olmayacağız.
Başörtüsü daha doğrusu tesettürün sınırları bizim rehberimiz ve yolumuzun aydınlığı olan Kur'an'ı Kerim'de açıkça bellidir. Bu Kitabın sınırlarını Mümin veya değil hiç kimsenin tartışma yetkisi yoktur. Biz asla ne oligarşinin ne de oligarşiden beslenen satılmış medyadan inancımıza ait bir şey öğrenme ihtiyacımız yoktur.
İnancımıza göre yeryüzünün mülkü gerçek hükümdarı, her şeyi en güzel biçimde yaratan Allah'tır. Yeryüzünde onun Müminler için çizdiği sınırları tanımayan ve değiştirmeye kalkan her düşünce açıkça Rabbimize meydan okuyor demektir.
Bu cümleden olarak yeryüzünün bir kısmını kamusal alan ilan ederek buralarda İslam'ın yani Rabbimizin sınırları çerçevesinde davranılamayacağı iddiası boş bir iddiadır. Başörtüsü Mümin kadınlara Rabbimizin açık bir emridir. Bir devletin en birinci görevi vatandaşları arasında adalet ve güveni temin etme, herkesin hakkını teslim etmesidir. Bu devletin vergi mükellefi vatandaşları olan Müslümanların eğitim ve çalışma hakkının eşit olarak sağlanması ve inançları gereği başörtüsü takan, tesettür yaşam tarzı olan kadınlarımıza uygulanan ayrımcılığa şartsız ve derhal son verilmesini acilen bekliyoruz.
Cunta yönetimi tarafından hazırlanan oligarşik güçlerin iktidarının devamını hedefleyen 12 Eylül Anayasası toplumun hiçbir onurlu kesimi tarafından meşru tanınmadı. Açık bir darbenin ürünü olduğu için tanınması da mümkün değildir.
Bu günlerde sivil sıfatı ile hazırlanan anayasada, tüm halka düşünce, inanç, inandığı gibi yaşama, fikirlerini açıkça yayma inancına uygun şartlarda eğitim-öğretim ve çalışma hakkını temin eden bir anayasa hazırlanmasını talep ediyoruz.
Biz Müslüman halk olarak sivil anayasa hazırladıklarını iddia edenleri uyarıyoruz. Sivil kılıfı giydirilmiş bir anayasa olmasını istemiyoruz. Hazırlanan anayasanın yol açacağı mağduriyetler ve zararları da istemiyoruz. Gündemde olan anayasa taslağı cunta anayasasının makyajlanıp, allanıp pullanması şeklinde değil, Hakkaniyet ölçüsünde olmasını istiyoruz. Sivil kılıfına sokularak oligarşik mantıkla hazırlanacak olan bir anayasayı istemiyoruz. Biz, vahyin rehberliğinde yaşamayı seçmiş Müminler olarak, bize değişim, inanç ve fikir özgürlüğü vaadiyle iktidara gelenlerden açık beklentimiz vaatlerini yerine getirmeleridir.
Akdeniz Dayanışma Platformu
AKAD (Manavgat), ANÇED (Alanya), Diyanet Sen, Eğitim Bir-Sen, Ensar Vakfı Serik Şubesi, Es-Der, Memur-Sen, Özgür-Der Antalya Temsilciliği, Radyo Mercan, Sebilay (Alanya)