Konuşmacı girizgahın ardından akrabalık ilişkilerinin Kur'anı kerim ve Sünnet açısından önemini izah ederek sözlerine şu şekilde devam etti: “Muhammed bin Cübeyr’in babasından naklettiği şu hadis önemlidir: ‘Akraba ile ilişkisini kesen cennete giremez.’ Buhari’nin Edep bahsinde geçen bir başka hadis ise şudur: ‘Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikramda bulunsun. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyor ise akraba ile ilişkisini sürdürsün.’ Resulullah (a.s.)'den gelen bu tür sahih rivayetler bize açıkça misafire ikram etmek, akrabayla ilişkileri sürdürmek gibi amellerin doğrudan doğruya Allah'a ve ahiret gününe imanla bağlantılı olduğunu işaretliyor. Keyfi bir durum değil, konjonktürel bir ilişki değil doğrudan doğruya Allah'ın rızasını kazanmak veya kaybetmekle alakalı bir tercihe vurgu yapılıyor bizzat Allah Resulu (a.s.) tarafından. Gene Hz. Peygamber’in (as) tavsiyesine uygun olarak "rızkın bolluğu ve ömrün bereketi" için de sıla-ı rahim yapmalıyız. Muhammed Suresi 22 ila 24. ayetler İslam’dan yüz çevirmek ile akraba ilişkilerini, irtibatını koparmak direkt irtibatlandırılıyor. Bu ayet ve hadisler bize İslam açısından akrabalık ilişkisinin ne kadar hayati olduğunu, ne derece kritik önemi haiz olduğunu gösteriyor. Cahiliye döneminde de akrabalık ilişkileri çok önemliydi ama onlarda akrabalık ilişkisi o kadar üstte ki akrabalık ve asabiye adeta putlaştırılıyor ve uğruna adalet başta olmak üzere bütün ahlaki ve hukuki prensipler çiğneniyordu. Oysaki Rabbimiz Allah-u Teala bizden böylesi çarpık ve azgın bir ilişki biçimini sürdürmemizi istemiyor bilakis adaleti, merhameti, dayanışmayı ve hayırda yardımlaşmayı emrediyordu.”
Alpay, akrabalığın öneminden sonra modern-seküler toplumda yaşadığımız temel problemlerden birisinin de Hz. Peygamber’in(as) örnekliğinin arka plana atılması, sosyolog ve psikologların söylemlerinin gölgesinde bırakılması olduğunu söyledi ve sözlerine evlilik bahsinden şöyle devam etti: “Evlilik güzel ama bir o kadar da zor bir sürecin adı. İnsan fıtratını yaratan, şekillendiren Rabbimizin emridir evlilik. Güzel bir evlilik yapan insanların ömrü öylesine bereketlenir ki hayatın her alanında ve anında sevinç ve coşkuyla doğruluk ve iyilik yolunda ümit kaynağı olur insan.. Aile ve akraba ilişkilerimizi sükunetle, sabır ve istikrarla sürdürmeliyiz. Yakın-uzak bütün akrabalarımızı aramayı sormayı, gönüllerini almayı, sevildiklerini bildirmeyi bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Akrabalar arasında araması gerekenin, kusurları bağışlayanın öncelikle ‘ben’ olması gerektiğini bildiğimiz zaman muttakiler, salihler, muhsinler zümresine dahil olacağımızı hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. arasına girebiliriz. Buradaki ilişki biçimi menfaat veya gösterişe değil sadece ve sadece Allah’ın rızasına dayanmalıdır. Evlendiğiniz zaman akrabalık bağlarınız doğal olarak genişliyor, dolayısıyla bu bağları da gözetmemiz, geliştirip sağlamlaştırmamız gerekiyor. Eşimin anne babasına, akrabalarına saygı gösterdiğim oranda eşim ve çocuklarımla olan ilişkilerim de daha güçlü ve yapıcı bir zemine oturur. Bir başka mesele de ev hayatımız. Evlerimizin mezarlık gibi olmaması için özen göstermeliyiz. Evlerimizde huzur ve bereket istiyorsak, Allah'ın rızasına uygun güzel bir aile modeli inşa etmek istiyorsak eğer evde eşimizle çocuklarımızla günde en az bir vakit cemaatle namaz kılmaya hassasiyet göstermeliyiz. Evde cemaatle namaz kılamayanlar, birlikte iftar edemeyenler, birlikte Kur'an okuyamayanlar büyük bir kayıptadırlar. Birlikte sadaka vermeyenler, birlikte namaz kılmayanlar, birlikte hayırlı ve güzel işler yapmayanlar Müslüman aile ikliminin ne olduğunu da idrak edemezler. Unutmayalım ki aile dediğiniz mesele, çekirdek bir yapıdan, anne-baba-çocuktan ibaret değildir. Aile geniş anlamında amcaların, dayıların, teyzelerin, halaların ve onların eşlerinin, çocuklarının da dahil olduğu geniş ailedir. Beraber yiyip içmeden, ziyaretleşmeden, beraber gezmeden aile olma duygusunu yeterince anlayamayız.”
Yeni evlenecek gençlere tavsiyede bulunan Alpay eş adayının evvele ahlakı bir insan oluşuna, Müslüman ve takvalı oluşuna dikkat etmemiz gerektiğini aktardı. Eş adayı konusunda Hz. Peygamberin (as) şu hadisini söyledi: ‘Şükreden bir kalp, zikreden bir dil, seni Allah’ın rızasına teşvik eden bir eş iste.’
Kenan Alpay son olarak özet mahiyetinde şu tavsiyelerde bulundu: “Akrabalarımızı değişik vesilelerle sık sık arayıp sormamız lazım. İhtiyaçları olup olmadığını yoklayıp onlara hitaben güzel cümleler kurmamız lazım. Bu davranış ve konuşma biçimini bir hayat tarzına dönüştürürsek bunun kısa bir sürede toplumsal bir berekete dönüşeceğini bilmemiz lazım. Ramazan hayatı bir aylığına yavaşlatmanın ve Allah’ın rızasına uygun işleri yapmanın adıdır. Küskünlüklere yer vermeden, iş yoğunluğu gibi mazeretlerin ardına sığınmadan kardeşlik, akrabalık ilişkilerimizi her daim sürdürmeliyiz. Bir atasözü şöyle diyor: ‘Kardeş kardeşi bıçaklamış, sonra da kucaklamış.’ Bu atasözü bize ayrılık ve kavgalara rağmen kardeşliğimizi sürdürmenin, affederek geçmişteki ihtilafları silip atmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu gösteriyor. Evimizde misafir ağırlamalıyız, ikram etmeliyiz ama bu işleri yaparken asla surat asmamalıyız. İkram kültürü ayakta tutulmalıdır. İkramı yaparken sade olmak, israf ve gösterişten uzak olmak gerekir. Şatafatlı ikramların yükünden dolayı insanların çoğunluğu misafir ağırlamaktan uzak duruyor. Çocuklarımız hemen bütün akrabalarını tanımalı, onlara arayıp sormalı, mümkün olduğunca ziyarete gitmelidir. Ders çalışmak, sınava hazırlanmak, tez yazmak amcayı, teyzeyi, babaanneyi, dedeyi arayıp sormaktan ziyaretine gitmekten daha öncelikli ve değerli değildir. İçinizden bekar olanları evlendirin hükmü bütün İslam toplumuna hitabendir. Ama bu işler sadece gençlere bırakılırsa gençlik duygularıyla girilen evlilikler maalesef çok kısa zamanda sorunlar yumağının içine yuvarlanıyor ve bir süre sonra da önemli bir kısmı kavgayla, ayrılıkla bitiyor. Dolayısıyla burada bu işi büyüklerinin muhakkak surette istişareyle yürütülmesi gerekiyor.”
Program soru cevap bölümünün ardından sona erdi.