Ankara’da Özgür-Der üyesi bir grup, Bangladeş Büyükelçiliği önünde, Bangladeş’te Cemaat-i İslami başta olmak üzere bütün İslami gruplara yönelik zulmü protesto etti. Basın açıklamasını grup adına Özgür-Der Ankara Şubesi Başkanı Abdurrahman Çeliker okudu.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
BANGLADEŞ'TE CEMAAT-İ İSLAMİ MENSUPLARINA YÖNELİK ZULME SON VERİLSİN!!!
Bangladeş'te son yıllarda Cemaat-i İslami başta olmak üzere bütün İslami gruplara yönelik bir şiddet ve tasfiye operasyonu başlatılmıştır. Göstermelik davalar sonucunda, içlerinde Cemaati İslami Partisi lideri Motiur Rahman Nizami ve eski lider 91 yaşındaki Ghulam Azam'ın da bulunduğu sekiz idareci, 1971'deki dokuz ay süren "Ayrılık Savaşında" savaş suçu işledikleri iddiasıyla tutuklanmışlar, idam talebiyle yargılanmışlar ve Ghulam Azam'ın da içinde bulunduğu 4 kişi hakkında idam cezası kararı verilmiştir. 2010 yılında tutuklanan Ghulam Azam'ın durumu; iki yılı aşkın bir süredir gayri adil bir şekilde yürütülen süreç ve hukuki bir mesnede dayanmadan hakkında verilen idam kararı, İnsan Haklarından dem vuran uluslararası kamuoyu ve insan hakları kuruluşlarınca da göz ardı edilmiştir.
Bangladeş iktidarının baskıları ve alınan idam kararlarının ardından yaklaşık iki yıldır devam eden protesto gösterisinde binlerce kardeşimiz tutuklanmış birçoğu katledilmiş ve yaralanmıştır. Son olarak geçtiğimiz Cuma günü yapılan gösterilerde halkın üzerinde açılan ateş sonucu 82 kardeşimiz katledilmiş, binlercesi de yaralanmıştır. Yaralıların birçoğunun durumunun ağır olduğu bildirilmiştir.
Mahkeme'nin Cemaat yöneticileri hakkında verdiği idam kararlarının uygulanması şimdilik 16 Mart tarihine ertelendi. Bu kararın uygulanmasıyla Cemaat-i İslami kadrolarının en önemli üyeleri katledileceklerdir. Oysa "Ayrılık Savaşında" savaş suçu işledikleri gerekçesiyle alınan idam kararları siyasi tasfiyeden başka bir şey değildir. Bangladeş'teki bu tasfiye operasyonu, ABD ve Hindistan yönetimlerinin etkisiyle Şeyh Hasina taşeronluğu eliyle, küresel istikbara karşı direnebilme gücü en yüksek olan ve Afganistan ve Pakistan'da bir türlü kurutulamayan İslami muhalefetin bölgeden tamamen süpürülmesi çabasıdır.
Son iki yıl içinde zirve noktasında ulaşan Bangladeş İslami Hareketini, sivil toplum kuruluşlarını, önde gelen alimleri, düşünürleri ve şahsiyetleri hedef alan baskıcı siyasetin kesinlikle fayda vermeyeceği açıktır. Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye ile devam eden halk intifadalarının ortaya çıkış sebeplerini Bangladeş'teki mevcut yönetimin çok iyi okuması gerektiğini düşünmekteyiz. Zulümle hiç kimse abad olmamıştır.
Ortadoğu İntifadalarının etkisini kırmak ve baskıcı iktidarlarını sağlamlaştırmak olarak gördüğümüz zulüm sürecinin bir an önce durdurulmasını ve idam kararlarının iptal edilerek tutukluların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.