Amasya Özgür-Der şubesinin hanımlara yönelik olarak düzenlediği ‘Müslüman Kadın’ın Dernek faaliyetleri ve Tebliğ Sorumlulukları’ konulu seminer, 10 Mart Pazar günü dernek salonunda Mürşide Gökgöz tarafından sunuldu.
Gökgöz konuşmasına Müslüman Kadın nedir ve nasıl olmalıdır? sorusunun cevabına ’Müslümanlık gerek kadın gerekse erkek için birer kimliktir’ vurgusu ile başladı. Müslüman kadının hayata dair tüm amel ve kararlarını gerçekleştirirken ölçüsü ve belirleyeni Kur’an-ı Kerim ve hükümleri olmalıdır. Yüce kitabımız kadına ve erkeğe birini diğerinden daha üstün kılan özellikler değil ancak farklı özellikler lütfetmiştir. Bu farklılıklarımız yaratıcımızın takdir ettiği fıtri özelliklerimizi oluşturur ki, İslami kimlikle kendini inşa etmiş Müslüman kadınlar ve Müslüman erkekler hayatın her alanına etki edebilsinler.
Gökgöz sunumunun devamında şunları kaydetti: “Bu bağlam da sorumluluklarımız erkeklerin sorumluluklarından daha az değildir ancak bazı konular da mesela çocuklarımızla, komşularımızla ve mesajın götürülmesi gereken kadınlarla ilgili v.s.olarak farklıdır diyebiliriz.
Tebliğle ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışırken üslubumuzun kuşatıcı olması ve ilettiğimiz mesajı tatbik ediyor olmamız şahitliğimizin sonucu ve gereğidir. Öyle ki bazen sadece Allah rızası gözetildiği için gösterilen bir güler yüz de tebliğ olabilir. Tebliğ sorumluluğumuzu yerine getirirken kendimizle ilgili olarak da sürekli olarak muhasebeyi ihmal etmemek hem hata yapmamızı engelleyecek veya yaptığımız hataları kısa sürede fark edip, terk etmemize ve tebliğimizin daha etkin olmasına fayda sağlayacaktır.
Çocuklarımıza İslam’ı doğru ve sevdirerek anlatmak önceliklerimizden olmalı ve çocuklarımıza da tebliği sorumluluk addederek yerine getirmeliyiz. Çocuklarımız gerek okul gerek tv, internet ortamlarında daha fazla etki altında kaldıklarından dernek faaliyetleri, çocuklarımızı bir araya getirebileceğimiz ve onlara İslami olanı kendilerini yalnız hissetmeden aktarabileceğimiz önemli ve öncelikli faaliyet araçlarımızdan biri olmalıdır.
Ümmet olma bilinci bizlere yalnız olmayı ve bireyselliği terk edip cemaat olma şuuruyla bir araya gelmeyi, örgütlenmeyi öğretir. Biz kadınlar Müslüman kardeşlerimizle bir araya gelip oluşturacağımız gruplarla önce yaşadığımız ilçede, il de cemaatler, topluluklar oluşturacağız. Bu bağlam da dernekler daha rahat bir araya gelebildiğimiz, istişareyi pratize edebildiğimiz ve beraber iş yapabilme yeteneğinimizi geliştirdiğimiz kurumlara dönüşecektir.
Bireysel çabalarımızın birleştiği kolektif ve etkili kurumlar olacaktır ki; bu her müslümanın istediği tebliğin daha geniş kitlelere daha kısa sürede ve daha etkili bir yolla ulaşmasını sağlayacaktır İnşallah.’dedi.
Mürşide Gökgöz karşılaşabileceğimiz sorunlarla ilgili olarak şunları ekledi;
”Elbette biz ne kadar çaba sarf edersek edelim istemediğimiz sorunlarla ve sonuçlarla karşılaşabiliriz. Yaşadığımız bu sorunlar bizi bireyselliğe, yılgınlıklara, moral bozukluklarına götürmemelidir. Biz elimizden gelenin en iyisini yapmakla sorumluyuz. Ne bir insanın ne de bir toplumun değişimini tek başına sağlama gücümüz olmayabilir ancak Rabbimizin lütfüyle değişim gerçekleşir. Bu nedenle her zaman daha iyisini ve daha verimlisini nasıl yaparım sorumluluğunu kendimize ilke edinerek, umutsuzluğa kapılmadan ve Rabbimizin yardımını isteyerek mücadelelerimizi ve faaliyetlerimizi kesintiye uğratmadan devam ettirmeliyiz.
Biz kadınlar daha duygusal ve daha detaycı olarak yaratılmışız. Bu özelliklerimizi doğru olarak kullandığımız zaman yaptığımız işler güzelleşiyor ve manevi olarak zenginleşiyor. Bu durumda tebliğ sürecimizde de hayatımızın her anında elimizden ne geliyorsa onu yaparak, kimimizin çocuklarla iletişimi iyidir bu tür faaliyetler de yer alır, kimimiz iyi insan ilişkileri geliştirir. Bundan dolayı herkesten aynı şeyi yapmasını bekleyemeyiz ancak hepimizin yapabileceği mutlaka bir şeyler vardır ve mücadelenin saflarında yer almalıyız. Bu süreçte de kendimizi sürekli olarak geliştirmeli ve elimizden gelebilecek işlerin sayısını arttırmalıyız.
Hayatta önceliğimiz Rabbimizin bizler için belirlediği öncelikler olmalıdır ki, İslami olanı gerçekleştirmek için adanmış bir hayattır. Hepimizin varolan sorumlulukları birbirine benzer; çalışan bayan isek işimiz, çocuklarımız, eşimiz, anne-babalarımız, evimiz, misafirlerimiz bunlar kadın olmanın gerçekliğidir ve tüm bu sorumluluklarımız, Müslüman olma kimliğimizin önüne geçmemelidir. Bizleri kuşatıp sorumluluklarımızı yapmamıza engel olmamalıdır. Zamanımızı iyi programlamalı ve Rabbimizin hiçbir emeği zayii etmeyeceğini kendimize ve birbirimize sıkça hatırlatarak faaliyetlerimize devam etmeliyiz “dedi.
Program soru ve cevaplardan sonra sona erdi.