Bülent Gökgöz konuşmasını şu başlıklar altında gerçekleştirdi.
1-Neden Böyle Bir Başlık Seçtik?
2-Gayb Nedir?
3-Kur’an’ın, Peygamberin Gayb bilgisi İle İlgili Yaklaşımı ve Bir Kısım Ayetlerin İncelenmesi
4-Peygamberin Gayb Bilgisi İle İlgili Bir Kısım Rivayetlerin İncelenmesi ve Kur’an Perspektifi Doğrultusunda Kritiği
5-Sonuç ve Sorumluluk Alanımız
1- Neden Böyle Bir Başlık Seçtik?
Öncelikle İslami kimliğimizi oluşturacak Kur’an’i ilkeleri ve Kur’an’i perspektifi doğru kavramamız hayati öneme sahiptir. Doğru perspektif, Kur’an’ı doğru anlamak ve Peygamberimizin şahitliğini doğru anlamakla irtibatlıdır. Vahyin, yaşamdaki karşılığını yani vahyin sosyalleşmesini ancak sahih bilgiyi kuşanarak ilk adımı gerçekleştirmiş oluruz. hiçbir zan taşımayan Kur’an nassları, bize Rasul’un nasıl bir insan olduğunu ve nasıl bir şahitliği hangi temelde gerçekleştirdiğini de göstermektedir. Bizim yapmamız gereken ise Kur’an’ın işaret ettiği Rasul profilini doğru algılamamız olacaktır. Rasul’un beşer olmasının yanında onun Yüce Allah’ın vahyine muhatap olması ve bu çerçevede gerçekleştirdiği şahitlik, örneklik kitabımızda bizlere Usvet’ül Hasene/Güzel Örneklik olarak gösterilmektedir. Rasul’un güzel örnekliğinin Müslümanlar tarafından hayata geçirilmesi ise İslam olmanın öncelikli şartlarındandır ve bu örneklik keyfi yada sadece teorik bir bilgiden ibaret olmayıp, pratiğe yansıyan ve farziyet niteliğinde bir eylemlilik halidir.
2-Gayb Nedir?
Gayb kelimesi müşahede dışında kalan her şeyi yani insanın duyu organları ile fark edemediği şeyleri ifade eder. Kur’an’da gayb kelimesi Mutlak Gayb (Allah’ın, Meleklerin mahiyeti, Kıyamet, Ahiret vs) konularında kullanılmıştır. Birde Kur’an’da İzafi Gayb (Zaman ve mekan unsurlarının değişmesiyle gayb olmaktan çıkan Ay, Güneş tutulması, Tatlı-tuzlu suların birbirine karışmaması vs )konularında kullanılmıştır. Gayb kelimesi bazen hatalı olarak sadece ‘görünmeyen’ şeklinde çevrilmektedir. Oysa Kur’an’da insanın kavrayış alanının ötesinde bulunan, onu aşan hakikatin tüm safhalarını ifade etmek için kullanılır.
3-Kur’an’ın, Peygamberin Gayb bilgisi İle İlgili Yaklaşımı ve Bir Kısım Ayetlerin İncelenmesi
A-Gaybı Yalnız Allah Bilir
B-Peygamberler Gaybı Bilemez
C-Allah, Ancak Dilediği Peygamberlere Gaybı Bildirir
A-Gaybı Yalnız Allah Bilir
Maide 109,’Allah’ın bütün peygamberleri toplayıp onlara,’size ne cevap verildi?’diye soracağı gün onlar’ bizim bir bilgimiz yok; yalnız sensin yaratılmışların idrakini aşan her şeyi tümüyle bilen!’ diyecekler.
Yüce Allah gaybı yalnızca kendisinin bileceğini kesin olarak vurgulamaktadır. Ayetler(Maide 116- Enam 59- Yunus 20- Hud 123- Nahl 7-Lokman 347- Neml 65) muhkem olup üzerinde herhangi bir tartışma, tevil/yorum ya da içtihat yapılamayacak şekilde açık ve mutlaktır. Ayetlerde Allah ,gayb bilgisine kendisi dışında hiçbir varlığın ortak olamayacağını vurgulamaktadır.Bunu iddia etmek bizzat Allah’ın tasarrufunda olan bilgilere ortaklık atfetmek demektir ki bu da bizlerin haddini aşan ve hatta şirke götürebilecek bir durumdur.Bu açıdan da bu konu hassasiyet gösterilmesi gereken bir konudur.
B-Peygamberler Gaybı Bilemez
Enam 50, De ki:’Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam. De ki; ’Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?’
Yüce Allah, gayb bilgisini sadece kendisine tahsis ettiğini pekiştirmek için peygamberinden açıkça bunu ilan etmesini ve gaybı, vahyedilen kitaba bağlamasını istemiştir. Vahyedilen kitapta tabii ki korunmuş ve her türlü şüpheden uzak Kur’an’ı Kerim’dir. Bununla beraber şu ayetlerde bu minvalde anlaşılmalıdır.( Araf 187,188- Tevbe 101- Hud 31- Hud 49-Yusuf 102- Enbiya 109- Kasas 44,45- Mümin 78- Ahkaf 9- Mülk 25,26)
C-Allah,Ancak Dilediği Peygamberlere Gaybı Bildirir
Gaybı bilmek bütünüyle Allah’a mahsustur. İster cin ister insan olsun, hiçbir varlık bu konuda Allah’a ortaklık edemez. Ancak Allah, insanlardan peygamberlik için seçtiği kimseye vahiy yoluyla gaybı bildirir ve onu gönderildiği kimselere tebliğ edip yaymasını ister;
Cin 26-28 , ‘Gaybı bilen Allah, gayb(bilgisini)ı kimseye göstermez. Ancak razı olduğu elçilere gösterir. O elçinin önünden ve ardından gözetleyiciler salar ki,onların Rablerinin kendilerine verdiği emirleri duyurduklarını bilsin,(O) onların yanındaki her şeyi kuşatmış,her şeyi bir bir saymıştır. Bu, Yüce Allah’ın kendisine tahsis ettiği gaybı korumadaki sonsuz hassasiyetinin ifadesi olmaktadır.
Rasul’un bir beşer olarak tevhid mücadelesi boyunca gayba vakıf olamadığını(Allah’ın dilemesi dışında),diğer insanlar gibi olduğunu, hayatındaki bir takım uygulama ve karşılaştığı sıkıntılardan da anlayabiliriz. Bunlara örnek olarak şunları sıralayabiliriz;
1-Rasul’un düşmanlarına karşı bir takım istihbaratçıları, onlar hakkında bilgi edinmesi için görevlendirmesi. Mesela Damre’li Amr bin Ümeyye bu işte en başarılı olup Müslüman olmadan önce de Müslümanlar lehine bazı görevler yapmıştır.(1)
2-Çevrenizdeki bedevilerden ve Medine halkından nifak üzerinde direnenler vardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. (Tevbe 101) ayeti Rasul’un muhatap olduğu insanlardan münafık olanlarını bilememesini gösterir.
3-Hz.Aişe’ye yapılan İfk (iftira) suçlamasında Rasul, O’nun masum olduğunu bilememiş ve Hz.Aişe’yi babasının evine göndererek kendisi de günlerce süren bir ızdırap yaşamıştır.4-Peygamberin ne amaçla inşa edildiğini bilemediği, münafıklarca hazırlanan ‘Dırar Mescid’inde namaz kılmamasını bildiren ayet;
4-Peygamberin Gayb Bilgisi İle İlgili Bir Kısım Rivayetlerin İncelenmesi ve Kur’an Perspektifi Doğrultusunda Kritiği
Peygamberin gaybi konularda söz söylediği ifade edilen rivayetlerin özellikle fiten edebiyatından beslendiğini görmekteyiz. Bununla ilgili olarak hadis külliyatında yüzlerce rivayet mevcuttur. Fiten edebiyatının ortaya çıkışı ile Hristiyanlıktaki Apokaliptisizm’le önemli benzerliklere göstermektedir. Hadis, Fıkıh, Siyer kaynaklarında konuyla ilgili örnek olarak; Deccal, Kıyamet Vakti, Cennet-Cehennem ve Gelecekle, Emir-Sultan, Muaviye, Fitne ve Fırka/Ekoller İle İlgili Rivayetler olarak belirtebiliriz.
5-Sonuç ve Sorumluluk Alanımız
Gaybi konularda akidenin yegane kaynağının Kur’an olduğuna inanan Müslümanlar, tevhid akidesinde de Kur’an’ın tevil götürmeyen ihbarlarıyla yetinir, bu tür yakini bilgilerin ötesine gitmezler. Çünkü Müslümanlar olarak gaybi haberlerle ilgili olarak sorumlu tutulacağımız ve bizi bağlayıcı kılan sadece Kur’an’ı Kerim’in bildirdikleridir. Bununla birlikte peygamberimizin hayata müdahale eden gerçek kimliğini-şahitliğini anlamamıza yardımcı olacak hadis, siyer, fıkıh kaynaklarından da yararlanmamız gerekir Müslümanlar olarak şahitliğimizi peygamberin gerçek misyonunu anlayarak gerçekleştirebiliriz.