Özgür-Der Amasya Temsilcisi Mustafa SİEL tarafından Temsilcilik Salonunda Cuma günü Kur'an ayetleri ışığında, örtünmenin hikmeti ve sınırları konusu işlendi.
İSLAMİ TESETTÜRÜN - ÖRTÜNMENİN HİKMET, MAHİYET VE SINIRLARI
33.Ahzab Suresi 32 ve 33. ayetlerde Yüce Allah, peygamberimizin hanımlarına hitaben, (yakın akrabası olmayan erkeklerle zaruri olan karşılıklı) konuşmalarında ciddiyetlerini muhafaza ederek, yanlış anlamaya fırsat verecek yumuşak konuşmalardan kaçınmalarını; evlerini karargah kılarak (garne fi buyutikum), yerli yersiz (gerekmedikçe) kamusal alana (sokaklara) çıkmamalarını; çıktıklarında ise, önceki - ilk cahiliyyede (İslam öncesinde) yapıldığı gibi, erkeklerin cinsel açıdan dikkatlerini çekecek şekilde açılıp - saçılmamalarını ve cinselliklerini bariz hale getirmemelerini (ve la tebarracne teberrucel cahiliyetil ula) emrediyor.
Açılıp saçılmamanın mahiyeti ise, 59. ayette, dış örtülerini üzerlerine almaları olarak (yudnine aleyhine min celabibihinne) olarak izah ediliyor. Yine 24.Nur Suresi 31. ayette de, ayette sayılan kişiler hariç tüm erkeklerin yanında görülmemesi imkansız el ve yüzleri hariç ziynetlerini (cinsel güzelliklerini) açmamaları ve başörtülerinin (bihumurihinne) yakalarının üzerine (ala cuyubihinne) vurulması (velyedrib), yani sadece başın ve saçların değil, boyun ve gerdanlarının da örtülmesi emrediliyor.
YOZ (BOZUK – KÖTÜ - EKSİK) TESETTÜRDE CAHİLİYYE UYGULAMASIDIR
Ayetin devamında, ziynetlerinden (cinsel güzelliklerinden) tesettürle gizledikleri şeyler belli olsun diye ayaklarını yere vurmamaları emredilmiş olup, bu durum bazı hanımların tesettürlü olmalarına rağmen, cinselliklerini dış elbiselerinin darlık, renk, desenleri yada kamusal alandaki hareket ve tavırlarıyla ortaya koymaları şeklinde teberrücün bir başka boyutu olup, günümüzde yoz tesettür yada örtülü çıplaklık olarak isimlendiriyoruz. Nitekim 24.Nur Suresi 31. ayette geçen, başörtülerin yakaların üzerine indirilmesi ve ayakların yere vurulmaması emirleri, tesettürsüzlüğü değil, yoz tesettürü eleştirmektedir.
Özetle, 33.Ahzab Suresi 32 ve 33. ayetlerde eleştirilen cahiliye teberrücü hem açıklık saçıklık olarak tesettürsüzlüğü, hem de tesettürlü olsa bile bu tesettürün vücut hatlarını ortaya çıkaracak şekilde dar olması, cildin seçilecek şekilde şeffaf olması, dikkat çekecek şekilde süslü ve parlak olması ve diğer olumsuz özellikleriyle vücudu açık saçıklık gibi bariz hale getirmesi yada cinselliğini dolaylı olarak ortaya koyacak konuşma üslubu, vücut hareketleri, tavırlar, edalı davranışlar, kokular vs. anlamında yoz tesettürü ifade etmektedir.
TESETTÜRÜN EN ÖNEMLİ İKİ BOYUTU - HİKMETİ
Gerek yukarıda açıkladığımız ayetler, gerekse cinsellik ve tesettürle ilgili diğer ayetler ve bilhassa 24.Nur Suresi 30 ve 31. Ayetlerden, tesettürün iki önemli boyutunun olduğunu anlıyoruz. Temiz kadınları Allah korkusu olmayan pis erkeklerin çirkin bakışlarından (ve devamı mahiyetindeki maddi ve manevi tecavüzlerden) korumak yanında, Allah korkusu ile gözlerini çirkin bakışlardan (ve devamı niteliğindeki maddi ve manevi çirkin suçlardan) korumaya çalışan temiz erkeklerin bu çabalarına yardımcı olmak.
Tesettür ile aynı zamanda cinselliğin geri plana alınıp, kadın (yada erkek) kişiliğin ön plana çıkarılması hedeflenir ve adeta şu mesaj verilir. Beni bir dişi olarak değil kişi olarak gör ve muhatap al!
Bu şekilde kadının gerektiğinde (manevi anlamda) temiz bir şekilde toplum içine çıkabilmesi, temiz olmaya çalışan erkeklerin bu çabasına uygun ortam oluşması, pislik peşinde koşan erkeklerin bu çabalarına imkân tanınmaması ve cinsellik açısından toplumsal temizliğin sağlanmasının en önemli ve olmazsa olmaz unsurlarından birisidir tesettür.
İSLAMİ ÖRTÜNME (TESETTÜR) CİNSELLİKLE İMTİHANIN EN AÇIK UNSURUDUR
Genelde sanılanın aksine cinsellik sadece erkeklerin değil, kadınlarında (belki erkeklerden daha) ağır imtihan altında oldukları bir alandır. Çünkü fıtratları gereği erkekler ağırlıklı olarak kadınların cazibesine kapılmamakla imtihan edilmekte iken, kadınlar ise ağırlıklı olarak erkekleri cezbetmeye çalışmamakla imtihan edilirler.
Nitekim 24.Nur Suresi 30 ve 31. ayetlerde hem erkeklere hem de kadınlara, karşıt cinse cinsel arzularla bakmamaları emredildikten sonra, kadınların örtünmeleri ve cinselliklerini ortaya koyacak davranışlardan kaçınmaları emredilmektedir. Yani ayete göre erkek bakmayacak (cazibeye kapılmayacak), kadın ise bakmayacak (cazibeye kapılmayacak) ve baktırmaya çalışmayacaktır (cazibesine kaptırmaya çalışmayacaktır).
Erkeklerin bakmaktan, kadınların baktırmaktan korunabilmeleri açısından, tesettür hem kadınlar ve hem de erkekler için çok önemli ve vazgeçilmez bir imtihan ve takva unsurudur.
Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere, cinsel cazibe ve faydalanma da en önemli ve tehlikeli unsur ve alan cinsel amaç ve arzularla bakmak ve baktırmaya uğraşmaktır. Bakmak ve baktırmaya uğraşmanın daha ileri boyutları, koklama, konuşma, dinleme, hayalleme, dokunma ve en uç boyutta maddi cinsel temas (zina) şekilleri mevcut olmakla beraber; işin en önemli, en yaygın ve en etkili tetikleyici unsuru görüntü ve bakmaktır.
Bu ise kadınların iyice açılıp saçılmaları, kapansa bile dar ve dikkat çekici giyinmeleri ve çeşitli süslenme araçlarıyla ve de tavır ve davranışlarıyla kendilerini iyice cazibeli hale getirmeleridir (teberrüc). Nitekim ayetlerde bu hususlara değinilmekte ve bu konuda geniş açıklamalar yapılmaktadır.
TESETTÜR ERKEKLERE DE FARZDIR
İslami tesettürün ayetlerde vurgulanan bu önemine ve tesettür emri ile sınırlarının açıklık ve kesinliğine rağmen, günümüz Türkiye'sinde pervasızca çiğnenen sınırlarındandır maalesef tesettür emri ve hudutları.
Büluğa ermiş Müslüman kızlar ve kadınlar ancak sınırlara riayet ederek giyinirlerse Allah'ın emirlerini yerine getirmiş, aksi halde Allah'ın hudutlarını çiğneyerek çok büyük bir günah işlemiş olurlar. Bu büyük günahın daimi işlenmesi bir Müslüman kadın için asla düşünülemez.
Her ne kadar erkeklerin tesettür sınırları ile ilgili açık ayetler yoksa da, 7.Araf Suresi 26 ve 27. ayetlerden anlaşılacağı üzere, Müslüman erkekler içinde İslami tesettür söz konusudur. Kanaatimce bu tesettür abdest uzuvlarından gayri tüm vücudun, dar olmayan (özellikle kaba avret mahallini belli etmeyecek darlıkta olmaması) elbiselerle kapanması şeklindedir.
Kaanatimce bir erkek sadece kadınların değil, erkeklerin yanında da abdest uzuvları dışındaki vücudunu kapalı tutmalı, en azından genel kabul görmüş olduğu şekliyle belden dizkapağına kadar kapalı olmalıdır. Evlenmesi haram olmayan kadınların yanındaysa abdest uzuvları hariç tüm vücudunu örtmelidir.
Bir Müslüman erkeğin belden dizkapaklarına kadar örtülü de olsa, evlenmesi haram olmayan kadınların yanında bulunabilmesi, şu ana kadar Kur'an ve sünnetten edindiğim bilgi ve hikmetler ile vicdani kanaatlerime uygun gelmiyor (Allahu alem).
Hülasa tesettür hassasiyeti sadece kadınlardan beklenmemeli, Müslüman erkeklerde evlenmesi haram olmayan kadınların yanında abdest uzuvları dışındaki vücut mahallerini teşhir etmemeli; vücut azalarının (ve özellikle cinsel uzuvlarının bulunduğu mahallin) teberrüc olacağı şekilde dar giysilerden, cinsel anlamlar ve imalar taşıyan söz, tavır ve davranışlardan uzak durmalıdırlar.
Velev ki abdest uzuvları dışında tüm vücutları kapalı olarak bile olsa, mayolu kadınlarında bulunduğu plajlara giden erkeklerin yaptıkları da asla tasvip edilemez. Sadece erkeklerin bulunduğu yerlerde, abdest uzuvları dışındaki vücut kısımlarını (en azından göbekten dizkapağına kadar) kapatarak denize girmelidirler. Bu ölçülere hamamlarda da dikkate edilmelidir.