Özgür-Der Amasya Temsilciliğinin açılış programı dolayısıyla yapılan selamlama konuşmalarında ve panelde İslami mücadelede birliktelik vurgusu öne çıktı.
Amasya’da 19 Kasım Cumartesi akşamı Kültür Merkezinde yapılan bir programla ilk etkinliğini gerçekleştiren Özgür-Der Temsilciliğinin açılış programı Amasyalı ve çevre illerden gelen Müslümanları bir araya getirdi. Geniş katılım dolayısıyla salonun koltuklarının yetersiz kalması üzerine dernek binasından çok sayıda sandalye getirilmesine rağmen pek çok kişi programı ayakta izlemek durumunda kaldı.
Faruk Sildir’in hoş geldiniz konuşmasıyla başlayan programda ilk olarak Kuran-ı Kerim ve meali okundu. Özgür-Der’in tanıtıldığı, Abdurrahman Çeliker’in katkısıyla hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından program Özgür-Der Amasya Temsilcisi Serdar Benli’nin konuşmasıyla devam etti.
Serdar Benli konuşmasında Amasya’da tevhidi duyarlılık sahibi Müslümanların çalışmalarının koordinasyonu noktasında var olan eksik ve zaafların giderilmesinde Özgür-Der’in önemli bir işlev yükleneceğine ilişkin umudunu dile getirdi.
Bir selamlama konuşmasıyla programa katkıda bulunan Hülya Şekerci ise 28 Şubat sürecinin ilk anlarından itibaren sergilenen ilkeli ve kararlı tutumun olumlu neticelerinin görülmesinden duyulan sevince işaret etti.
Açılış programı dolayısıyla farklı illerdeki Özgür-Der şubeleri Amasyalı Müslümanlara tebrik mesajları ilettiler. Bu şubeleri temsilen Özgür-Der Diyarbakır Şubesinden gönderilen tebrik mesajının okunmasıyla program devam etti.
Ardından “Değişen Dünyada Değişmeyen İslami Sorumluluklarımız” başlıklı panele geçildi. Serdar Benli’nin yönettiği panelde ilk konuşmacı Rıdvan Kaya, muhatap olduğumuz cahili sistem kuşatmasına dikkat çekerek talebimizin şartlara uygun bir İslam değil, şartların İslam’a göre belirlenmesi olması gerektiğini söyledi. Kemalist resmi ideolojik dayatmaların, laiklik ve ulusçuluk kirliliğiyle alabildiğine kirlenmiş bu toplumsal yapının ancak Kuran ile temizlenebileceğini vurguladı.
İkinci konuşmacı Hamza Türkmen de bu coğrafyada İslam’a ve İslami değerlere karşı gerçekleştirilen düşmanlık politikalarından örnekler vererek nasıl bir zalimane geçmişle yüz yüze olduğumuzu hatırlatırken, Kemalist anlayışın Türkiye’de meydana getirdiği tahribatın başka hiçbir yerle kıyaslanamayacak kadar ağır olduğunun altını çizdi. Bizlerin İslami duyarlılık sahibi Müslümanların mücadele geleneğinin taşıyıcıları olmamız gerektiğine vurgu yaptı.
Dilipak, Suriye’de Yaşanan Zulme Karşı Müslümanları Dayanışmaya Çağırdı!
Son konuşmacı Abdurrahman Dilipak da Müslümanlar olarak yeryüzünün tümünden ve tüm insanlardan sorumlu olduğumuzu vurguladı. Müslümanların içinde bulunduğu atalet ve nemelazımcılığı terk etmeden hiçbir gelişme kaydedilmesinin mümkün olmadığını hatırlattı. Haklarımıza ve sorumluluklarımıza sahip çıkmanın önemine değindi. Bu bağlamda Ortadoğu’nun bütününde devam eden hareketlerle birlikte bilhassa Suriye’de yaşanmakta olan katliam ve zulme sessiz kalınmaması gerektiğini vurguladı.
İlgiyle izlenen program konuşmacıların gelen soruları cevaplamasıyla sona erdi.
Bartın, Ereğli, Ankara, Çorum, Tokat, Sivas gibi şehirlerden ve çevredeki ilçelerden Müslümanları bir araya getiren açılış programı misafirlerle dernek merkezinde sohbetle devam etti.
HAKSÖZ-HABER