'Rasul'ün İzinde Günümüzü Yaşamak'

Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde düzenlenen seminer programında Özgür-der genel başkan yardımcısı Kenan Alpay ''Rasul'ün İzinde Günümüzü Yaşamak' konusunu anlattı.

Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde düzenlenen seminer programında Özgür-der genel  başkan yardımcısı Kenan Alpay ''Rasul'ün İzinde Günümüzü Yaşamak' konusunu anlattı.Doğru bir Rasul algısının dinin yaşanmasında çok önemli olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Alpay onu örnek almanın biz müslümanlar için hayati bir gereklilik olduğunun altını çizdi. Alpay özetle konu hakkında şunları anlattı:

Allah Teâlâ, ilk insan Hz. Adem'den beri, çeşitli dönemlerde, insanların nasıl hareket edeceklerini, kime karşı nasıl davranacaklarını, görev ve sorumluluklarını bildiren peygamberler gönderdi. Onlar bir yandan, Allah'tan aldıkları vahyi, olduğu gibi insanlara ulaştırırken, diğer yandan da, ilâhî vahyi en iyi şekilde uygulayarak, diğer insanlara örneklik etmişlerdi.

Bizim peygamberimiz Hz. Muhammed, bu peygamberlerin sonuncusudur. Onu, Allah Teâlâ, bütün insanlığa, her zaman ve her çağda, uyulması gereken güzel bir örnek olarak göndermiştir. Onun hayatı, Allah'tan gelen vahyin bizâtihi canlı bir uygulamasıdır; yani o, canlı bir Kur'an'dı. Bundan dolayı onun yaşam kriterleri Müslümanlar için bir ölçü niteliğindedir. Nitekim Allah Teâlâ:"Gerçekten Allah'ı ve Ahiret gününü arzulayanlar ve Allah'ı çok zikredenler için, size, Allah'ın Rasûlunde, (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır", ifadesiyle Rasûlünü, uyulmaya değer örnek bir kişi olarak sunmaktadır.

 Hz. Muhammed hem Rasul'dü, hem de kul'du. O'nun Rasullüğü yani vahyi gayb katından alması ve insanlara iletmesi Allah'ın koruması altındadır. Bu konuda Kıyame Suresi'nde bildirilen hal belirleyicidir. Rabbimiz O'na vahyi ezberlemek için "Dilini depretme. Onu hıfz ettirmek ve korumak bize aittir" demektedir.

O aynı zamanda abd'ır. Yani insandır. Bizim gibi vahye tabi bir insandır. İnsan olmalı ki onu örnek alalım. İnsan olduğu için de her insan gibi zaafları olabilir, ama yukarıda ifade ettiğimiz gibi Kur'ani işaretler doğrultusunda vahyin tebliği ve uygulamasında Rabbimizin gaybi yardımına da mazhar olmuş bir insandır. Yani onun Rasullüğü masumiyet yanını, Nebiliği insanilik yanını hatırlatır.

Hz. Peygamber, peygamberlikle görevlendirilmeden önce de, çevresine güven ve itimat veren, üstün bir kişiliğe sahipti. Onun, "Muhammedü'l-emîn/Güvenilen Muhammed" vasfı, peygamber olmadan önce, Mekkeli müşrikler tarafından verilmiş, peygamber olduktan sonra da, onun bu vasfını inkâr etmemişlerdi. Buradan anlaşıldığına göre insan, her şeyden önce, etrafına güven veren, "kötülüğü dokunmasın" diye kaçılan değil, güvenle yanına varılabilen kişi olmalıdır.

Hz. Hatice, ilk vahiy geldikten sonra şaşkınlık içinde olan Hz. Peygamber'i, "Korkma! Yaradana yemin olsun ki, Allah seni asla mahcup etmeyecektir; çünkü sen akrabanı gözetirsin, çaresizlerin işine koşarsın, yoksullara yardım edersin, misafire ikram edersin, hakkı gözetirsin." sözleriyle teselli etmişti.

Peygamberlikle görevlendirildiğinde ona deli dediler, büyücü dediler, iftira attılar; fakat ona hiçbir zaman yalancı diyemediler. Daha sonra Medine Devleti'nin başkanı olduğunda merhametli, affedici, hayırsever ve adil bir insan olarak ün yapmıştı.Onun, insanî ilişkilerdeki temel özelliği; merhameti, hoşgörüsü ve şefkatiydi. Bütün insanlara karşı nezaket, sevgi ve şefkatle muamele eder, düşmanlarına bile sert davranmazdı. Allah Teala Rasûlü'nün bu özelliğine, "(Ey Rasûlüm!) Allah'ın rahmeti sayesinde, sen insanlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, insanlar çevrenden dağılır giderlerdi."

Ahlakı Kur'an olan, zulme sabırla ve yeri geldiğinde fiilen karşı koyan, müminleri fıtratlarıyla buluşturup vahiyle eğiten bir Rasül'un doğru anlaşılmasına bugün çok daha fazla ihtiyacımız var. İtikadi efsanelerin anlattığı veya ilahlaştırılan bir rasule değil; Rabbimizin vahiyle eğittiği ve vahyi ölçüleri her türlü cahiliyyeye karşı yaşamlaştırmaya çalışan, insan olan bir Rasul algısına bugün her zamandan daha fazla ihtiyacımız var. 

Seminer sorulan soruları cevaplanmasıyla sona erdi.

 

Etkinlikler Haberleri

“Aksa Tufanı ve Gazze'den çıkarılacak dersler''
Akhisar Özgür-Der'den Kur'an öğrencilerine ziyaret
Akhisar’da "Aklın diktatörlüğü: Kemalizm" konuşuldu
Akhisar’da ''Muhafazarlık ve İslam” konuşuldu
Akhisar Özgür-Der’den Kur’an kursu öğrencilerine destek