Kur'an'a geleneksel çevrelerin yaklaşımlarını özetleyerek sunumuna başlayan A. Düzgün, Kur'an'ın hayatı inşa eden bir özne olması gerekirken, tarihsel süreçte nasıl nesne haline geldiğini anlattı. Kur'an'ın; lafız, mana, maksat üçlüsünden oluştuğunu, Kur'an'ın amacının / maksadının Allah'a gerektiği gibi kulluk yapmak olduğunu anlattı.
Düzgün, daha sonra konuyu şu başlıklar altında açıklayarak sunumunu sürdürdü:
1-Allah tarafından indirilmiştir.
2-"Beyan" ve "Mübin"dir. Apaçık ve anlaşılır bir kitaptır.
3-"Burhan"(Delil,belge)dır.
4-Çelişkisizdir, bir tutarsızlık bulunamaz.
5-Öğüttür, zikirdir, hatırlatmadır.
6-Hidayet ve rahmettir.
7-Uyarmak, inzar etmek için indirilmiştir.
8-Gönüllerde, kalplerde olan hastalıklara şifadır.
9-Hakkı batıldan ayıran ölçü (Furkan)dır.
10-Hüküm ve hikmettir.
11-Kendinden önce gelen kitapları destekleyen bir kitaptır.
12-O'na insan sözü karışamaz.
Düzgün, bu başlıklarla ilgili Kur'an ayetlerini okuyarak sunumunu devam ettirdi.
Son bölümde Kur'an neslini inşa etmenin yükümlülüğümüz olduğuna vurgu yapan Düzgün, sözlerine şöyle devam etti:"Kur'an nesli bağlamında bugün bizim de yapmamız gereken, hakkın /adaletin şahitleri/tanıkları olma görevi için, öncelikle Kuran'ı hakkıyla okumak ve Kur'an'ı temel alan bir din anlayışıyla yeniden hakkı, insanı, hayatı, şahsiyeti ve toplumu inşa etmeye yönelmeliyiz.
İlk nesil şirkten tevhide, cahiliyyeden İslama hicret edip, vahyin eğitimiyle bir Kur'an cemaati oluşturdular. Bizim de bugün bu örnekliği iyi anlayıp Hz. Peygamberin örnekliğine uymamız gerekmektedir."
Seminer, katılımcıların sorularına cevap verilmesiyle sona erdi.